YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Soruları Cevapladı

 Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''TBMM İç Tüzüğü'nde kadın milletvekillerinin baş örtüsünü takmalarını yasaklayan veya başı açık gelmelerini emreden herhangi bir hüküm

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "TBMM İç Tüzüğü'nde kadın milletvekillerinin baş örtüsünü takmalarını yasaklayan veya başı açık gelmelerini emreden herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Sevde Hanım veya bir başka milletvekili 'başımı örterek TBMM'ye girmek istiyorum' dediği zaman Meclisin kapısı ona ve onun gibi düşünen herkese bugün de açıktır, dün de açıktı, yarın da açıktır. Her zaman açık olacaktır" dedi. Birinci Uluslararası Köroğlu Festivali için kente gelen Bozdağ, Bolu Belediyesini ziyaretinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bozdağ, "AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Beyazıt Kaçar'ın Meclise başörtüsüyle gireceği açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ilişkin, Kaçar'ın açıklamasını medyadan öğrendiğini, teyit etme imkanı bulamadığını söyledi. "TBMM İç Tüzüğü'nde kadın milletvekillerinin başörtüsünü takmalarını yasaklayan veya başı açık gelmelerini emreden herhangi bir hüküm bulunmamaktadır" diyen Bozdağ, kadın milletvekillerinin parlamentoda başörtülü veya başı açık, tercihlerine göre istedikleri kıyafetle bulunmalarının en temel hakları olduğunu söyledi. - "Yasalarda ve Anayasa'da her hangi bir yasak yok" Bozdağ, bunu engelleyen herhangi bir yasak bulunmadığına dikkati çekerek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çicek ve kendisinin daha önce bu yönde açıklamaları olduğunu anımsattı. "Sevde Hanım veya bir başka milletvekili 'başımı örterek TBMM'ye girmek istiyorum' dediği zaman Meclisin kapısı ona ve onun gibi düşünen herkese bugün de açıktır, dün de açıktı, yarın da açıktır. Her zaman açık olacaktır" diyen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Merhum Ecevit'in 1995 seçimlerinde yaptığı iş, iç tüzüğe ve Anayasa'ya uygun bir davranış değildir. Onu hep ifade ettik. O günün konjonktürel şartları içinde yasakçı zihniyetin ortaya koydu bir anlayıştı çünkü parlamentoya başörtülü bir hanımefendinin gelmesi, millete ve devlete meydan okuma olarak o zaman merhum Ecevit tarafından takdim edilmişti. Had bildirme daveti yapılmıştı. Halbuki hepimiz biliyoruz ki parlamento, 76 milyonluk Türk milletinin iradesinin ortak yansıdığı, temsilcilerinin buluştuğu bir yerdir. Bu ülkede başı açık hanımefendiler olduğu gibi başörtülü hanımefendiler de var. Onların hepsinin temsilcilerinin bulunabileceği yegane yer orasıdır. Yegane temsil noktası orasıdır. O yüzden orada herkes bulunur, orada bulunmak kimseye meydan okumak da değildir. Böyle bir algılama ve takdim, ayıp ve utanılacak bir yaklaşımdır." Bozdağ, geriye dönüp bakıldığında merhum Ecevit'i o gün alkışlayanlardan hiçbirinin çok doğru yapıldığını söyleyemediğini savunarak, bu konuyla ilgili yasağın zihinlerde olduğunu anlattı. "Yasalarda ve Anayasa'da her hangi bir yasak yok" diyen Bozdağ,şunları kaydetti: "Şu anda CHP'li bazı milletvekillerinin açıklamaları, basına yansıyan sözler var. Kara kara düşünüyor CHP. Acaba herhangi bir milletvekili başörtülü parlamentoya gelirse ne yapacağız? Veya yeni seçim olduğu zaman başörtülü bir hanımefendi milletvekili olursa bizim tavrımız ne olacaktır? Bana göre ayıp olan şey budur. Bir ülkede milletin iradesiyle iktidara talip olan bir partinin 'başörtülü bir hanım vekil seçilirse ne yaparız veya mevcut vekillerden birisi parlamentoya başını örterek gelirse ne işler yaparız, nasıl tavır takınırız' diye müzakere yapması... Bu parlamento başı açığın da kapalının da, hepsinin ortak parlamentosudur, herkes gelebilir. CHP'nin 'milletin ortak iradesi neyse o yöndedir' deyip, tartışmalara son vermesi lazım. Gözüküyor ki CHP bu tartışmalara son verme niyetinde değil. Umarız onlar da artık bu tartışmalara nokta koyar." - MHP lideri Bahçeli'yi eleştirdi Bozdağ, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Başbakan Erdoğan'ı Damat Ferit'e benzeten sözlerine ilişkin soru üzerine, Bahçeli'nin konuşmalarının bol hakaret ve iftira içerdiğini öne sürdü. "Sadece bugün değil, düne dönük baktığınızda da Bahçeli'nin konuşmalarının hakaret ve iftira kısmı hariç, diğer kısımlarını ezberledim. Aynı konuları, aynı cümleleri tekrar edip duruyor" ifadesini kullanan Bozdağ, MHP'nin sürekli kendini tekrar eden bir parti olduğunu ileri sürdü. MHP'nin yenileyen, yeni şeyler ortaya koyan bir parti olmadığını belirten Bozdağ, şöyle dedi: "Sadece iftira ve hakaret konusunda yenilikler yapıyor. Bahçeli ve arkadaşları planlar ve projeler konusunda kendilerini yenilesin. Türkiye'ye daha faydalı, daha yararlı nasıl oluruz, onun derdinde olsunlar. Akıllarının erdiği günden bu yana konuşuyorlar. 'Türkiye, bölündü bölünecek, parçalandı parçalanacak, şöyle oldu'. Sürekli topluma korku pompalıyorlar. 'İşte komünizm geliyor, şöyle yapmalıyız. Şimdi PKK terörü var, böyle yapmalıyız.' Yarın başka bir şey çıkıyor. Yani sürekli insanları korkuya iten, teyakkuz halinde, 'aman şu, aman bu olacak' siyaseti yapıyor. Babaannem, çocuklar evde yaramazlık yaptığı zaman 'bak öcüler geliyor' diye bizi korkuturdu. Biz susmazdık ama evdeki büyüklerden bir tanesine 'camın yanına git, ses ver, gürültü çıkart' diyerek bizi korkuturdu. 'Aman öcüler gelmesin' diye. Biraz uslu vaziyete geçerdik. Şimdi Bahçeli'nin yaptığı babaannemin çocukları susturma siyasetinin başka bir versiyonu." Türk milletini öcülerle korkutmak istediklerine dikkati çeken Bozdağ, öcü siyasetinin etnik, vatan-millet bağlamındaki kısmını MHP'nin, laiklik, cumhuriyet bağlamındaki kısmını da CHP'nin yaptığını iddia etti. "İki parti de öcü siyaseti yapıyor" diyen Bozdağ, şunları kaydetti: "Bilmiyorlar ki bu millet Köroğlu'nun torunudur. Bolu beylerine, bu siyaseti yapanlara her zaman meydan okumuştur, posta koymuştur. Onları bir tarafa itmiştir. İşte Türkiye'de olan o. Sayın Bahçeli'nin iftiralarına cevap vermek doğru değil çünkü onun hakaretlerine daha büyük hakaretle, küfürlerine daha büyük küfürle, iftiralarına daha büyük iftiralarla karşılık verecek bir birikim, ahlak anlayışı bizde yok. O konularda birincilik onların olsun. Biz hizmette birincilik için yarışıyoruz." - Çözüm süreci Çözüm sürecine de değinen Bozdağ, sürecin Türkiye'nin ana problemlerinden birini çözmek için başlatıldığını anımsattı. Türkiye'nin terörle uzunca süredir mücadele ettiğini anlatan Bozdağ, şöyle konuştu: "Hepimizin ortak arzusu kanın durması, gözyaşının dinmesi, huzurun ve barış ikliminin Türkiye'nin her yerinde güçlü bir şekilde tesis edilmesidir. Bütün arzu ve istek bu. Milletimizin isteği de bu. Türkiye'nin hangi ilinden olursa olsun, bütün insanların isteği bu. Terör bitsin, kan dursun, gözyaşı dinsin. Hükümetimiz de bu anlamda netice almak için partimizin kurulduğu günden bugüne kapsamlı, planlı çalışmalar yürütüyor. Uzun süredir devam çalışmanın sonucudur. Tabii bu sürecin içinde istiyoruz ki milletimizin birliğini, dirliğini, her alanda iyiliğini daha iyi bir noktaya taşıyacak sonuçlar ortaya çıksın. Herkesin bu süreçte hassasiyet göstermesi lazım. Herkesin bu süreçte sözlerine, konuşmalarına dikkat etmesi lazım. Aslında hepimiz ifade ediyoruz. Çözüm sürecini başlatan ve yöneten hükümettir. Bu süreci milletin hayrına olduğu için başlattık ve sürüdürüyoruz. Yani bu süreç birtakım kişilerin laflarıyla, tehditleriyle veya başka tür yaklaşımlarıyla sona erecek değildir. Her zaman devam edecektir. Yani terör bitene kadar çözüm iradesi ve terörü sonlandırma iradesi varlığını devam ettirecektir. - CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a destek vermeyecekleri yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Bozdağ, "Kime sahip çıkacakmış? Esed'e sahip çıkıyor. Adam, ekip üzerine ekip gönderiyor. Başka yerlere de gönderiyor. Türkiye'yle kimin problemi varsa Sayın Kılıçdaroğlu, ona sahip çıkıyor" diye konuştu. "Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye hizmet edenlere niye sahip çıkmıyor?" diye soran Bozdağ, bunu anlayamadığını söyledi. Fidan'ın Türkiye'ye hizmet ettiğini aktaran Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı: "Yani Esed'in sözcülüğünü Türkiye'de yapmak yerine, Türkiye'nin menfaatleri için hizmetini yürüten insanlara sahip çıkmak, muhalefet partisinin ve liderinin de görevidir. Bu konuyu iç siyasetin malzemesi haline getirmemek, siyasette rekabet konusu olmaktan çıkartmak lazım. Böyle konularda Türkiye'nin iktidar muhalefetinin her zaman bir olması lazım. Doğru olan da budur. Kılıçdaroğlu'nu tabii anlamakta zorlanıyoruz çünkü düne kadar dış politika konusunda iktidar, muhalefet her ne kadar farklı bazı noktalarda bulunsa da her zaman aynı yerde durmayı başarmıştır ama Suriye konusunda Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye'nin yanında değil, Esed'in yanındadır. CHP'yi ilk defa takip ettiği ana çizginin dışına çekmiştir. Bugüne kadar Başbakanımıza 'diktatör, zalim' diyen Kılıçdaroğlu'nun ağzından 110 binden fazla insanın kanında eli bulunan Esed'e 'eli kanlı, diktatör, zalim' diyememiştir. Onun sözlerini yine milletimizin vicdan terazisine bırakıyorum." Bozdağ, açıklamalarının ardından festival konusunda Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz'dan bilgi aldı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler