Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç:

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Mesun Barzani ile ilişkilerin kırılma noktasında değil bilakis güçlenme noktasında olduğunu ifade etti.

Arınç, TRT Şeş televizyonunda katıldığı programın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Saldırının zamanlaması konusunda bir soru üzerine Arınç, bu konuda bütün gün devam eden televizyon programlarında strateji uzmanlarından, bu konuyu bilen insanlara kadar herkesin düşüncelerini ifade ettiğini kaydetti. Başbakanlığa vekalet eden bir insan olarak bu yorumların hangisini kabul ettiğini, hangisini uygun bulmadığını veya hangi tarafta olduğunu söyleyecek noktada olmadığını dile getiren Arınç, "Herkes zamanlama konusunda bazen komplo teorilerinden, bazen de gerçeklerden hareket ederek bir sonuca varabilir. Ama biz bunları teknik olarak, istihbarat örgütümüzle, bakanlıklarımızla, Genelkurmay Başkanlığımızla ayrıca detaylandırıyoruz. Üzerinde çalışıyoruz. 28 Haziran'da yapılacak bir Milli Güvenlik Kurulu toplantısı var. Orada sanıyorum detaylı olarak bu konu ele alınacaktır. Ancak örgütün eylem yapacağı, eylemlerden vazgeçmediği, bireysel suikastlerin yanında askerlere yönelik, kendilerini ölüme atarcasına eylem yapacağı noktasında bilgilerimiz vardı. Tüm tedbirler alınmıştır ama çatışma amacıyla gelen ve sonucunu önceden az çok tayin edebilen insanların bir eylemiyle karşı karşıyayız. Gereken cevabı almışlardır. Askerimiz bu çatışmada çok başarılı olmuş, kahramanca mücadele etmiştir. Ama ne var ki sabahın karanlığında, habersizce açılan ateşte öncelikle nöbet tutan askerlerimiz şehit olmuştur. Diğerleri hemen karşılık vermiş, hatta kovalamaya başlamış ve örgüt, zayiatını hemen bu takibin arkasından vermiştir. Ben zamanlama konusunda herkesin söylediklerini dikkatle dinliyorum. Ama kendi kanaatimi söyleyecek noktada değilim" ifadelerini kullandı.

Mesut Barzani yönetimi ile bir iletişim kopukluğu olup olmadığı yönündeki soru üzerine Arınç, şöyle konuştu:

"Hayır. Bu bir imkan meselesidir. Barzani ve yönetimiyle son yıllarda Türkiye yönetimi arasındaki ilişkiler güvenlik anlamında da iyi bir noktadadır. Şüphesiz daha iyi olabilir, daha etkin olabilir. Bizim amaçladığımız son noktaya varma konusunda da olabilir. Ancak onların da bize izah ettikleri bazı konular var. Yapacaklarının ancak bu kadarını yapabileceklerini söylüyorlar. Biz daha fazlasını istiyoruz, daha etkili olmalarını talep ediyoruz. Ben Barzani'nin terör örgütüyle mücadelede Türkiye'nin zarar gördüğünü, zarar görmemesi gerektiğini, bu yapılan eylemlerin fevkalade yanlış olduğunu, lanetli bir iş olduğunu söylediğini ve buna yürekten inandığını biliyorum. Elbette biz, 'şunları şunları şunları da yapmalısınız' diyoruz, onlar da yapabileceklerini söylüyorlar. İlişkiler kırılma noktasında değil, bilakis ilişkiler güçlenme noktasında, onu söyleyebilirim."

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın terör örgütüne silah bırakma çağrısı yaptığının hatırlatılması üzerine Arınç, Demirtaş böyle bir söz söylediği zaman sevinecek hale geldiklerini ifade etti. Arınç, "Bu söz çok güçlü bir söz değil, bu bir temenni. Bunu bile söylemiş olmaları eğer birilerini sevindiriyorsa demek ki bunun üzerinde daha güçlü durmaları lazım. Sayın Başbakan 'Günaydın' dedi. Ben başka bir şey söylemeyeceğim. Ama örgütün bu eylemleri konusunda bugüne kadar daha müsamahakar ve daha koruyucu sözler sarf eden bir insanın bugün bunu söylemiş olması bence iyi bir nokta. Ama bunun fiiliyata geçmesi lazım. Çünkü örgütle, örgütün eylemleriyle neredeyse içiçelik yaşayan bir siyasi partinin sadece bir temenniden ibaret kalacak sözlerle yetinmemesi lazım. Tabanları aynı tabansa, aynı doğrultuda düşüncelerini, eylemlerini götürmeye çalışıyorlarsa, ama şimdi de 'yeter artık Allah aşkına' diyorlarsa, bu biraz az. Daha fazlasını istiyoruz. Daha fazlasını bekliyoruz. Samimiyetlerini ölçecek bir noktada değilim ama Türk milleti, BDP'den ve onun genel başkanından, terörü lanetleyen, örgütü lanetleyen, eylemlerini lanetleyen ve artık onlarla hiçbir ilgi ve irtibatlarının kalmadığını ortaya koyan bir açıklama bekliyor zannediyorum. Umarım bunda da gecikmezler" değerlendirmesini yaptı.

Arınç, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın cezasının ev hapsine çevrilebileceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine söylediği sözlerin başıyla sonuyla dinlenmesi halinde sözlerinden dolayı hiç kimsenin gocunmasına gerek olmayacağını ifade etti. Arınç şunları kaydetti:

"Ama siz başını almaz, sonundaki cümleyi alırsanız veya herkes istediği yerden meseleye bakarsa yanlış anlamalar olabilir. Ben çok şükür, lafını bilen bir insanım. Nerede başlayıp nerede biteceğini de biliyorum. O günkü röportaj sırasında arkadaşımız bize bunu söylediği zaman, bunu örgütün, BDP'nin bir talebi olarak söyledi. Leyla Zana'nın da böyle bir talebi olduğunu hatırlatınca, 'Bu örgütün talebidir, bunu tek başına düşünmek mümkün değil. Çünkü örgütün dediklerini yaparsanız yine tatmin olmaz, başka şeyler ister. Bir hükümet örgütü muhatap alarak hiçbir şey yapmaz. Ancak bu ve bune benzer şeyler için söylenen bir tek şey var. Örgüt koşulsuz olarak, şartsız olarak silahlarını bırakacak, eylem yapmaktan vazgeçecek, artık bu iş benim açımdan bitti diyecek. Bundan sonrasında pek çok konu görüşülür, konuşulur, herkes düşüncesini ifade eder' dedim. Evet bugün ev hapsine çıkması hukuken mümkün değil. Benim söylediğim şey, örgüt silah bırakmadıkça hiçbir şeş görüşülmez ve konuşulmaz. Şimdi Sayın Başbakan diyordu ki, 'Örgüt silah bırakırsa biz de operasyon yapmayız'. Önce bu sözden başladı biliyorsunuz. Biz operasyonu güvenliğimizi sağlamak için yapıyoruz. Terörle mücadele etmek için. Terörist eylem olmayacaksa biz çok meraklısı da değiliz bu işin. Her halükarda silahlarını bırakacaklar. Başka hiçbir çaresi yok. Bu olmadan söyledikleri her söz örgütün siyasi talebidir ve biz örgütü kesinlikle muhatap alarak bunları ağzımıza bile almayız. Söylediğim bu. Kim ne anlarsa anlasın."