Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Büyüme ve enflasyon arasında bir tercih yapamazsınız. Tek tercih vardır, enflasyonu kalıcı şekilde düşük, tek haneye indirmek zorundasınız." dedi.
Şimşek, Fox TV'de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin toplam dış borcunun 453,2 milyar dolar olduğunu belirten Şimşek, küresel olarak karşılaştırınca bu rakamın yüksek görünmediğini bildirdi.
Şimşek, Türkiye'de dış borcun milli gelire oranının benzer ülkelerin altında bulunduğuna işaret ederek, "Dolayısıyla devletin dış borcunun yüksek olduğunu söyleyemezsiniz." diye konuştu.
Vatandaşın borç düzeyinin de son derece düşük olduğunu ifade eden Şimşek, "Borcu nispeten yüksek olan reel sektör var. Bu borç da yönetilebilir. Reel sektörün tüm vadeler itibarıyla döviz pozisyon açığı 223 milyar dolar. Bir yıllık vadeyle bakınca döviz pozisyon açığı yok. Reel sektörün borcu var ama varlıkları da var." değerlendirmesinde bulundu.
- "Stres testi yaptık"
Şimşek, bazı firmaların borçlarının bankalarca yapılandırılmasına yönelik soru üzerine, şöyle konuştu:
"Bu yapılandırmalar doğaldır. Önemli olan daha iyi yönetilmesidir. Bunları paldır küldür yaparsanız dışarıda bankacılık sektörünün algısını bozarsınız. Yönetmeniz lazım. Bu firmalar borçlarını ödeyebiliyorlar, bunların vade sorunu, yeniden yapılandırma ihtiyacı ortaya çıkmış. Bankacılık sektöründe yapılandırılan kredilerin toplam krediler içindeki payı yüzde 3,8. Yapılandırılan kredilerin yüzde 80'inde geri ödemede sorun yok. Bankacılık sektörünün sermaye yapısı güçlü, karlılığı makul, aktif kalitesi yüksek ve potansiyel sorunlu kredilere de büyük karşılıklar ayırıyorlar. Bankacılık sektörüne kurun ve faizin yükseldiğine, kredi dönüşlerinin olumsuz etkilendiğine yönelik stres testini yaptık. Test sonunda, sermaye yeterlilik oranı yüzde 16,7'den yüzde 15 civarına çekiliyor. Sermaye yeterlilik oranı küresel normların iki katı."
Enflasyonun önemine dikkati çeken Şimşek, "Büyüme ve enflasyon arasında bir tercih yapamazsınız. Tek tercih vardır enflasyonu kalıcı şekilde düşük tek haneye indirmek zorundasınız. O nedenle para politikasında sıkılaşma var. Seçim sonrasında kamu harcamalarını kontrol altına alacağız, bakanlık sayısını azaltacağız." ifadesini kullandı.
Şimşek, önceki seçimlerde CHP'nin emeklilere ikramiye vaadine tepki gösterdiğinin anımsatılması üzerine o dönemde eleştirisinin ikramiyeler için değil, muhalefetin vaat paketinin tamamına ilişkin olduğunu dile getirdi. O dönem ki vaatlerin toplam büyüklüğünün 180 milyar lira olduğunu vurgulayan Şimşek, "Bu yönetilebilir değildi. O nedenle kaynağını sordum ama kaynağı ortaya koyamadılar." dedi.
AK Parti'nin emekliye ikramiye, 65 yaş maaşı ve memurların ek göstergelerinde düzenleme yapılması gibi adımların ekonomik karşılığının maksimum 30 milyar lira olduğuna işaret eden Şimşek, "Bizde 30 milyar liralık vaat söz konusuyken muhalefetinki bizim 10 katımız. Gerçekçi olalım." ifadesini kullandı.
- "Kamuda tasarrufa gideceğiz"
Şimşek, AK Parti vaatlerinin kaynağının imar barışı ve yapılandırmadan geleceğini aktararak, "Bunlarla zaten bir yıla denk gelen harcama artışını karşılıyoruz. Ama geçici bir gelirle kalıcı harcamayı finanse demezsiniz. Biz samimi şekilde oturup harcamaları gözden geçirip, önceliklendirip, harcama kontrolüne, kısılmasına gideceğiz, kamuda tasarrufa gideceğiz. En ideali bu, vatandaşa hiç yük çıkmayacak." diye konuştu.
Türkiye'nin dış borcuyla ilgili eleştiride bulunanların, her ay Hazine Müsteşarlığının internet sitesinde yayımlanan Kamu Borç Bültenine bakmasını isteyen Şimşek, "Hazinenin garanti ettiği özel sektör borçları toplam 13,8 milyar dolar civarı. O da çok cüzi bir rakam. Türkiye, genel anlamda borcu yüksek bir ülke değil. Kamu ve hane halkı itibarıyla borcu dünya ortalamalarının üçte biri düzeyinde. Bir tek borçlanan reel sektörün döviz geliri olup olmadığı önemli. Oradaki sıkıntılardan dolayı bir reform yaptık. Döviz geliri varsa dövizle borçlanabilecek." ifadelerini kullandı.
- "Garantilerde sorun çıkmadı"
Şimşek, çeşitli garantilerle inşa edilen büyük yatırımlara ilişkin eleştirileri yanıtlarken de şunları kaydetti:
"Bu yatırımları yapmamız lazım. Ya vatandaştan vergi toplayıp devlet olarak ihale edip yapacağız, ya da özel sektöre yaptırıp, onlara bir takım trafik garantisi ya da kira vereceğiz. Oturup kendi yapacağın yatırımı, vatandaşa kaliteli hizmeti öne alıyorsun. İlk birkaç yılda trafik hemen olmuyor, sonraki yıllarda trafiği yakalayınca devletin cebine gelir geliyor. Üçüncü havalimanında da devlet bir kuruş harcamıyor. Şu ana kadar 100 lira garanti verdiysek 50 kuruşunda bile sorun yaşanmamış. Garantilerden bugüne kadar bir sorun çıkmamış, özel sektör yapınca kaliteli yapıyor, işletiyor trafiği yakalayınca size gelir veriyor, sonra devletin malı size geri geliyor. Bu kötü bir model değil. Dünyanın en başarılı bir ülkelerinde uygulanıyor. İzmir Otoyolu tamamlandığında da farklı olacak. Henüz yarım olan, tamamlanmış projelerden değerlendiriliyor. Avrasya Tüneli'nde bir iki yıl başa baş gidecek ama sonra gelir olarak dönecek."
- "İnadına reform yapacağız"
Şimşek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye yönelik değerlendirmelerine ilişkin soruya, söz konusu kuruluşların not indirimlerinin özellikle darbe girişiminden sonra yoğunlaştığı ancak bu kuruluşların öngörülerinin tutmadığı yanıtını verdi.
Hükümetin seçimleri erken bir tarihe alma kararının piyasalarca olumlu karşılandığını hatırlatan Şimşek, "İlk açıklamada borsa yükseldi, lira değer kazandı, faizler düştü. Ben o dönem Washington'da IMF Dünya Bankası Toplantısı'ndaydım. Yatırımcılarla konuştuğumuzda herkes 'belirsizlik 18 ay yerine 2 aya indirgendi. Türkiye'nin önü açık, ülke hızlı bir şekilde bu zor dönemi kapatacak' diyerek olumlu beklentide içerisindeydi." dedi.
Şimşek, bir kredi derecelendirme kuruluşunun ülkeye yönelik yeni gözlemini ağustosta açıklayacağını duyurduğunu ancak bu takvimi seçim kararıyla öne aldığını belirterek, bunun zamanlama olarak manidar olduğunu söyledi. Şimşek, "İnadına reform yapacağız. Türkiye'yi şoklara karşı dirençli hale getireceğiz. Şikayet etmenin zamanı değil. Şikayet etmeyi doğru bulmuyorum." diye konuştu.
Türkiye'nin batıyla ilişkilerini karşılıklı menfaat esasına dayanarak iyi bir şekilde götüreceğini dile getiren Şimşek, şöyle devam etti:
"Reyting kuruluşlarına 'biz sizi kale almıyoruz' desek dahi sonuçta piyasalar kale alıyorsa oturup bunu değerlendirmem lazım. Ben ne diyorum 'sizin kaygılarınız aşırı ısınma' bu geçmişin hikayesidir. Yılın ilk çeyreğine kadar aşırı ısınma vardı ama ikinci çeyreğinden itibaren ekonomide iç talep yavaşlayacak, para politikasında normalleşme oldu, maliye politikasında hafif bir gevşeme var orayı düzelteceğiz, yapısal reformlar güçlü bir şekilde devreye girmeye devam edecek, örneğin dövizle borçlanmanın, döviz borcunu yönetebilecek firmaların elinde birikmesi gibi bir takım makro ihtiyati reformlar da yaptık."
- "Türkiye iç ve dış şoklara rağmen büyüdü"
Darbe ve terör gibi travmaları yaşamasa Türkiye'de OHAL'in asla gündeme gelmeyeceğinin altını çizen Şimşek, "OHAL'in bu tehditler giderildiği ölçüde en yakın zamanda kaldırılması bizim de arzumuzdur." dedi.
Şimşek, küresel yatırımcının ülkenin global normlara uymasını, öngörülebilir olmasını, para ve maliye politikasında rasyonelliği istediğini aktararak, AK Parti hükümetlerinin "fabrika ayarlarının" da bunlara dayalı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin yanı başında Ortadoğu'da bir kaos olduğuna işaret eden Şimşek, "Türkiye, Ortadoğu'daki kaosa, iç ve dış şoklara rağmen büyümüştür, istihdam sağlamıştır. Az değil, yılda 880 bin vatandaşımıza iş bulmuşuz, hakikaten bu başarıdır. Yan etkiler, sorunlar yok mu var. Yeni dönemde, enflasyonla mücadele, cari açığın düşürülmesi bizim en büyük önceliklerimiz. Bu konuda da mesafe kat ettiğimiz dönemler var. Son bir yılda zemin kaybettiğimiz bir dönem vardı ama bunda kısmen dış şokların etkisi var." diye konuştu.
- "ABD'de rezerv bırakmadık"
Türkiye'nin rezervlerine yönelik soru üzerine Şimşek, ülkenin ABD'deki altın rezervlerinin hepsinin çekildiğini söyledi.
Şimşek, Türkiye'nin net rezervinin yaklaşık 29,7 milyar dolar, brüt rezervinin ise haftalık değişim göstermekle birlikte 107 milyar dolar olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Eğer sabit kur rejimi olsaydı, bu rezerv seviyesi son derece düşük olurdu. Biz 2001'deki krizden sonra dalgalı kur rejimine geçtik, herhangi bir kur seviyesini garanti etmiyoruz. İdeal olarak tabii ki bizim bir miktar rezerv biriktirmemiz lazım çünkü global arka plan değişiyor, bizim gibi ülkelerin aleyhine gelişiyor. Küresel olarak faizin yükselmesi, doların değer kazanması gibi gelişmeler gelişmekte olan ülkeler için kötü bir trend. Bunlara hazırlık için para politikasını bu gerçekliği dikkate alarak şekillendireceksin, maliye politikasına alan kazandıracaksın, bir de rezerv biriktireceksin. Rezerv birikim noktasında da inanıyorum ki seçimlerden sonra belirsizlik azalacak."
Şimşek, Türkiye'nin geçirdiği 5 yıllık zor dönemi geride bırakacağını, yeni dönemde elini şoklara karşı dirençli hale getireceğini dile getirdi.
Şimşek, muhalefetin faize yönelik eleştirilerine de "Bu sene için öngördüğümüz faiz ödemesi yaklaşık 72 milyar lira, Faizin milli gelir içerisindeki payı 2002'de yüzde 14'ün üzerinde bugün bu oran yüzde 1,8, 7'de 1'ine inmiş." dedi.
Bütçeden eğitim, sağlık ve altyapı yatırımları için yapılan harcamalara değinen Şimşek, "Reformlar bizim gelecek nesillere borcumuzdur, bu reformlara devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
(Bitti)