İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Yeni dönemde OHAL'ın süresi bitince tekrar uzatılmayacağını düşünüyorum." dedi.
TRT Haber'in canlı yayın konuğu olan Başbakan Yıldırım, seçimlerde çoğunluk sağlanmaması durumunu beklemediklerini söyledi.
Seçime gidileceğini, milletin desteğiyle seçimi başarıyla tamamlayacaklarını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı olarak milletimizin desteğiyle seçeceğiz. Olay bu kadar net. Meclis de oluşacak. Bizim herhangi bir endişemiz yok. Milletin işi gücü yok sürekli seçimle mi uğraşacak? Seçim, seçim ne olacak ekonomi? Yatırımlar, gençlere iş bulma ve daha önemli işler var. Bu anayasa değişimini seçim yapalım, bir daha seçime gidelim diye yapmadık. İstikrarı sağlamak ve 5 yıllığına artık seçim derdi düşünmeden gitmek... Parlamentonun herhangi bir seçilen bir Cumhurbaşkanı ile ters bir kompozisyonda olacağı kanaatinde değilim. Öncü göstergeler de bunu doğruluyor."
Yüzde 50 artı 1 değişikliği nedeniyle bir pişmanlıklarının söz konusu olmadığının altını çizen Yıldırım, "Yüzde 50 artı 1'i bu anayasa değişikliğinde getirmedik. 2010 değişikliğinde koyduk. 2010 değişikliğinde koyduğunuz bir kuralı temsilde adaleti azaltacak şekilde geriye getirmek herhalde doğru bir şey olmazdı. Geriye gidiş olabilirdi. O yüzden hiç böyle bir şey düşünmedik." ifadelerini kullandı.
- "ABD bayrağı da FETÖ'cüleri kurtaramaz"
FETÖ darbe girişiminin önemli aktörlerinden biri olan Adil Öksüz'ün yakalanması ve ABD'de yaşayan yakınlarının ABD bayrağını öpme olayı ile gündeme geldiklerinin hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Adil Öksüz, bu FETÖ darbe girişiminin önemli isimlerinden biri. Ne yazık ki, yine o kargaşada FETÖ elamanlarınca yurt dışına kaçışı sağlandı. Almanya'da olduğuna dair bir istihbari bilgiye sahibiz. Bunun üzerine hiç vakit kaybetmeden kendisinin iade edilmesi hususunda Alman hükümetine resmi müracaatta bulunduk. Şimdiye kadar 'Bizde böyle biri yok veya var' şeklinde bir cevap gelmedi. Reddedilmediğine göre bu 'olabilir' anlamına geliyor. Dolayısıyla bu konuda Alman makamlarıyla karşılıklı olarak Adalet Bakanlığımızın teması devam ediyor. Bu işin bir tarafı. İşin diğer tarafı Amerika'da Adil Öksüz'ün yakınları kilisede toplanıyorlarmış, ağlıyorlarmış, Amerika bayrağını öpüyorlarmış. Nereye öperlerse öpsünler, onları Amerika bayrağı da kurtaramaz. Bu kadar insanın kanına girdikten sonra Türkiye'yi büyük bir badireye soktuktan sonra onları hiçbir şey kurtaramaz. Eninde sonunda Türk adaletine hesaplarını verecekler. Dünya onlara dar gelecek."
FBI'nın yaptığı soruşturmanın doğrudan FETÖ ile ilgili olamadığını söyleyen Yıldırım, "FETÖ terör örgütünün kara para aklama değerlendirmesiyle bir soruşturma yapılıyor. Bizim MASAK'tan da elemanlar orada. Adalet Bakanlığından da birileri gidip birileri geliyor. FETÖ okullarındaki parasal işlemlerin ve Türkiye'den hayır hasenat paralarının nasıl oraya transfer edildiği tespit edildi. Buradan transfer edilen paraların teröre kaynak kullanıldığı yönünde bilgi aktardık. Bunun üzerine soruşturma yapılıyor. Para nakli sadece bankacılık üzerinden değil efektif de gitmiş." ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, bazı görgü tanıklarının Adil Öksüz'ün adresini tespit etmeleri üzerine tekrar hızlı bir şekilde gündeme geldiğini anlattı.
"FETÖ, Türkiye'de hangi partiyi destekliyor?" şeklindeki bir soruya Yıldırım, "AK Parti'yi desteklemediği kesin. Gerisine siz karar verin. Geri kalan herkesi destekleyebilirler. Bunların kıblesi yok. Yani bir yerde birini destekler, öbür yerde öbürünü destekler." ifadelerini kullandı.
"Kandil'de işaret, FETÖ'den talimat alanların bu ülkeye bir faydaları yok" diyen Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ben kimseyi hedef alarak bir şey söylemedim. Ama üzerine alan varsa bir mahsuru yok. Birisi (Meral Akşener) üzerine aldıysa, hayırlı olsun. Yarası olan gocunur. Ben isim vermedim, kimseyi muhatap almadım. Demek ki, ses verdim. Yani biz elimizdeki verilere göre konuşuyoruz. FETÖ ile PKK ile mücadelede, Türkiye'nin bekası konulara adaylar değinmiyorsa, olayları üstü kapalı geçiyorsa bunun normal karşılanmasını kimse beklemesin. Bizim dediğimiz bu. Herkese düşen görev çıkıp 'Biz PKK'ya karşıyız' demeleridir. Bunu HDP'den beklemem. Böyle bir ümidim yok. HDP, tamamıyla PKK'nın esaretinde olan bir partidir. Kürtlerin partisi falan değildir. Türkiye'nin partisi de değildir. Bir bölgede etnik siyasetle ayakta kalmaya çalışan - Ha bundan da bir şey yok. Etnik siyaset de yapabilir - ama bölücülük yapmayacak. Terör örgütüyle birlikte olmayacak. Adı terör örgütüyle anılmayacak. Bu tamamıyla Anayasa ve yasalarımıza, devlet geleneğimize aykırı. Bu çıkmaz yoldur. Seçimde kazanabilirler. Yine hukuki sorunlarla baş başa kalacaklar. Ya kendilerine çeki düzen verecekler ya da siyaset yapamayacaklar. Bu kadar açık ve seçik. Bu millet buna müsaade etmez."
Türkiye'nin en büyük kaynağının genç nüfusu olduğunu ancak alçak terör örgütlerinin gençlerin hayallerini yok ettiğini dile getiren Yıldırım, "Artık terörden de büyük oranda kurtulduğumuz için gençlerimizi geleceğe hazırlayacak projelere öncelik veriyoruz." dedi.
- "Trump'ın tavrı herkesi şaşırtıyor"
Ekonomik konulara değinen Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"G-7 Zirvesinde bir sonuca varamadılar. Kanada ile Amerika tek devlet olmuş gibiydi. Birbirleriyle hiç çatışmayan iki ülkeydi ama damarına basınca, menfaatine dokununca canını acıtınca Kanada da sonunda isyan etti. Özellikle Trump'ın ön görülmeyen tavrı herkesi şaşırtıyor. Dünya ekonomisiyle şöyle bir durumla karşı karşıyayız: Uzun süreden beri, geçtiğimiz 10 senede gelişmiş ülkeler, o ülkelerdeki fonlar, Amerika'da, Avrupa'da faizler çok düşük olduğu için gelişmekte olan ülkelere akıyordu. Bu şekilde Amerika'dan 4,5 trilyon dolar, Avrupa Birliği'nde de 2,4 trilyon avro gelişmiş ülkelerin piyasalarına enjekte edildi, verildi. Şimdi bu sefer de Amerika ve Avrupa Birliği faiz artırmaya başladı. Faiz artırmanın anlamı, 'Artık burada şartlar cazip. Oralarda yatırımlarınızı tutmayın. Buraya getirin.' Bunun üzerine kaynak çıkışı olmaya başladı. Bizim gibi ülkeler, kaynakları kıt, ihtiyaçları fazla olan ülkeler. Dolayısıyla küresel kaynak kullanarak büyüyen bir ülkeyiz. Bu olumsuz bir özellik. Petrol fiyatlarına da düzenli olarak artış geliyor. Bu da döviz dengemizi ve cari açık dengemizi bozan ikinci önemli husus. Bu iki şey bizim elimizde değil. Bunların getirdiği olumsuzluk var."
- "Aldığımız tedbirlerle 7,4 büyümeye geldik"
Başbakan Binali Yıldırım, bütün olumsuzluklara rağmen kamu borç yükünün benzer ülkelere göre çok iyi durumda olduğunu belirtti. Toplam borcun da iyi noktada olduğunu hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bizdeki konu şu: Maalesef 15 Temmuz ile beraber ve OHAL'in devreye girmesiyle özellikle değerlendirme kuruluşları, üst üste Türkiye'nin büyüme tahminlerini düşürdüler ve olumsuz bir tablo ortaya koydular. Onların dediği çıkmadı. 2016'daki darbeye rağmen biz 3. çeyrekte yüzde 4'ün üzerinde küçülmemize rağmen toparladık ve yüzde 3,2 büyüme ile kapadık. Fakat ondan sonra kötümser durmadı. Devam etti. 'Türkiye küçülecek, büyümeyecek' gibi değerlendirmeler yapıldı. Aldığımız tedbirlerle ondan sonra 7,4 büyümeye geldik. Bunu gördüler. Ondan sonra bir tık artırmaya başladılar. Seçim kararı alındıktan sonra da bu sefer 'Türkiye'yi izlemeye aldık' dediler. Bu gündemlerinde yok. Çok masum bir şey değil. Soru işaretleri oluşturmaya yönelik hareketler bunlar. Aldığımız tedbirlerle bunun da üstesinden geldik."
"Herkes işini yapsın. Biz işimizi yapıyoruz" diyen Yıldırım, son on yılda Avrupa Birliği'nin sağladığı istihdamın daha fazlasını Türkiye'de sağladıklarını vurguladı.
Yıldırım, şu bilgileri paylaştı:
"8 milyon vatandaşımıza iş bulmuşuz. Avrupa Birliği'nin 28 üyesi bu kadar istihdam sağlayamadı. Bu çok enteresan bir şey. Biz daha ne yapacağız? Reel, ihracatı, özel sektörü destekliyoruz. Merkez Bankası'nın işi de sermaye piyasalarını ve para politikalarını takip etmek. Enflasyon hedeflerini tutturmak. Neticede herkes işini yapacak."
Dövizde kıpırdamalar olduğunun ama fevkalade bir durum beklemediklerini ifade eden Yıldırım, "Bir ara ateşi çıkmıştı ama şu anda makul düzeyde devam ediyor." dedi.
Yıldırım, OHAL ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni dönemde bir uzatmaya gitmeyeceği yönünde bir açıklamada bulunduğunu hatırlatarak, "Yeni dönemde OHAL'ın süresi bitince tekrar uzatılmayacağını düşünüyorum." diye konuştu.
(Sürecek)