HABER

Başbakan Yıldırım canlı yayında soruları yanıtladı

Başbakan Binali Yıldırım: (1) - "Ekonomiyle ilgili vatandaşlarımız şunu bilsin, Türkiye ekonomisi çok sağlam temellere dayanıyor. Bankacılık sisteminin temelleri sağlam" - "Türkiye'yi, iktidarı açık darbeyle alaşağı edemediler. Terör örgütlerini, proje örgütlerini organize ederek, vesayet girişimleriyle, yargı darbesiyle Türkiye'yi dize getiremediler. Son olarak 'Bir de ekonomi üzerinden gidelim.' diye karar verdiler ama o da iş görmedi, orada da başarılı olamadılar" - "İzmir'de AK Parti olarak oyumuzu her seçimde artırdık. Yüzde 17 ile başladık, yüzde 37'ye kadar çıktık. Ben İzmir'de durumu çok iyi görüyorum"

Başbakan Binali Yıldırım, "Ekonomiyle ilgili vatandaşlarımız şunu bilsin, Türkiye ekonomisi çok sağlam temellere dayanıyor. Bankacılık sisteminin temelleri sağlam." dedi.

Yıldırım, ATV-A Haber ortak canlı yayınında katıldığı programda soruları yanıtladı.

Seçim bölgesi İzmir'de yürüttüğü kampanyaya ilişkin soru üzerine Yıldırım, Türkiye genelinde yoğun programı olduğunu, 39 ile giderek mitingler yaptığı söyledi.

Yıldırım, seçime kısa süre kala çalışmalarını yoğunlaştırdığını, İzmir'de özellikle "kurgulanmış programlar dışında doğaçlama programları tercih ettiğini" anlattı.

İzmir'in her yönüyle farklı bir il olduğunu belirten Yıldırım, "İzmir, demokrat bir şehir. İlk parti kurma teşebbüsünde Fethi Okyar'ın, 35-40 bin kişi tarafından karşılandığı bir şehir. İzmir sürekli özgürlükleri ön plana çıkaran, demokrasiye sahip çıkan, İstiklal Mücadelemizin yapıldığı, ilk kurşunun atıldığı, daha sonra İstiklal Harbimizin başarıyla sonuçlandığı, Atatürk'ün zafer ilan ettiği bir şehir. İktisat Kongresi'nin ilk toplandığı şehir, fuarlar şehri. İzmir'in birçok ilkleri var." diye konuştu.

- "İzmir seçmeninin bir kısmı ideolojik duruş gösteriyor"

Başbakan Yıldırım, İzmir'in eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'dan sonra yerel yönetiminin ağırlıklı olarak CHP'ye geçtiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

"O gün bugün İzmir seçmeninin bir kısmı biraz ideolojik duruş gösteriyor. Tabii bunun altyapısını hazırlayan oradaki yerel yönetimler. Şöyle bir şey var, 'İzmir, Cumhuriyetin kalesi, İzmir laikliğin kalesi, onun için bizim İzmir'i korumamız lazım.' İzmirlilerin sanki İstiklal Savaşı'ndaki görevleri devam ediyor gibi motivasyon vermeye çalışıyorlar ama bu artık eskisi kadar iş görmüyor. Her seçim öncesi Atatürk'ün İzmir hakkında söylediği sözler, posterleri bütün bilboardlara verilir, 'İzmir'e sahip çıkın, İzmir'i AKP'ye kaptırmayalım.' gibi sözler hep gördük ancak biz, İzmir'de AK Parti olarak oyumuzu her seçimde artırdık. Yüzde 17 ile başladık, yüzde 37'ye kadar çıktık. Ben İzmir'de durumu çok iyi görüyorum."

İzmirli gençlerin en büyük endişesinin genç işsizliğin artması olduğunu aktaran Yıldırım, yalnızca Türkiye'de değil dünyada da gençlerle ilgili gelecek endişesinin günden güne arttığını belirtti.

Yıldırım, genç işsiz sayısının bazı Avrupa ülkelerinde yüzde 50'ye vardığına dikkati çekerek, gençliğin, yeni dönemde birinci derecede ele alınmasının önemini dile getirdi.

Gençliğin enerjilerini Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına dönüştürecek projelerin hayata geçirilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, istihdam seferberliği kapsamında, iş kuracak gençlerden 3 yıl boyunca vergi alınmadığını, çalıştıracakları elemanların sigorta ve vergilerinin ödendiğini belirtti.

Yıldırım, bu adımların önemli ancak yeterli olmadığını vurgulayarak, "Esasında gençlerin geleceğe yönelik, işsizlikle ilgili konularını ve endişelerini gidermenin yolu eğitim sisteminin yeni baştan, gençlerin hayata hazırlanmasına yönelik ele alınmasına bağlı." dedi.

- "Eşleştirme problemi var"

Nitelikli eleman ihtiyacı olmasına karşın, gençlerin iş aradığını ve bir "eşleştirme problemi" yaşandığını dile getiren Başbakan Yıldırım, "Bizim yeni dönemde, inşallah seçimden sağ salim geçtikten sonra oturup mutlaka, ilk 4 yıldan sonra anne, baba, okul bir araya gelip, gençlerin geleceğe hazırlanması, kabiliyetlerine uygun olarak yönlendirilmesi için kapsamlı bir program uygulamamız lazım." diye konuştu.

Sanayiyle iç içe eğitim kapsamında organize sanayi bölgelerinde meslek okulları açma imkanı getirildiğini hatırlatan Yıldırım, böylece öğrencilerin teori ile uygulamayı bir arada öğrenme fırsatı yakalayacağını anlattı.

Yıldırım, yeni dönemde gençlerin staj sorununu da kökünden halledeceklerini bildirdi.

- "Seçim olacak, geçecek, geçim devam edecek"

Türkiye'de son 11 yılda 11 seçim yapıldığı anımsatılarak "Siz seçim-geçim dengesinde ne görüyorsunuz? Seçmen yorgunluğu da var mı?" sorusuna Yıldırım, "Seçmen yorgunluğundan ziyade seçim ortamı her zaman insanların gelecek planlarını beklemeye almalarına neden oluyor. Plan yapacak, bir yatırım yapacak, iş kuracak, seyahat edecek yani gelecek dönemlere yönelik düşüncelerini donduruyor, 'Hele şu seçim geçsin.' diyor." karşılığını verdi.

Başbakan Yıldırım, ilgili-ilgisiz herkesin seçime odaklandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O yüzden bu aslında ülke ekonomisi için iyi bir şey değil. Seçime olan ilgilinin tabii ki kaybolmasını arzu etmeyiz ama her şeyi seçime odaklamak, o da birçok konuda zaman kaybına sebep oluyor. Şimdi 'Piyasada bir durgunluk var.' diyorlar. Durgunluğun arkasında bakıyorsun ekonomiyle ilgili bir sorun değil, insanların 'Hele şu seçim geçsin, bir görelim.' Neyi göreceksin kardeşim? Kaç seçim geçmiş, görecek bir şey yok. Seçim olacak, geçecek, geçim devam edecek. Vatandaşlar, 'Pazar günü bir an önce gelsin, şu işi bitirelim, işimize bakalım.' diyor. Vatandaşta böyle bir algı gördüm. İnsanlar, seçimi bir an önce bitirip, kafası sakinleşsin istiyor, bundan sonraki planlarını, düşüncelerini hayata geçirmek istiyor."

Yalnızca vatandaşların değil, yatırımcıların da seçime odaklarına işaret eden Yıldırım, "Dış, küresel yatırımcılar da aynı moddalar. Küresel yatırımcılar da 'Bakalım, seçimden sonra bir görelim.' havasında hareket ediyorlar. Gündemin sürekli seçimle oluşması orta ve uzun vadede ekonomimiz açısından çok cazip değil." değerlendirmesinde bulundu.

- "Çok anlamlı ve manidar"

Yıldırım, ekonomi üzerindeki manipülasyonlar hatırlatılarak, "Ekonomide nereden, kimlerden kaynaklanan, nasıl bir operasyonla karşı karşıyayız? 24 Haziran'dan sonra bu ve benzeri olaylarla bir daha karşılaşmamak için sistemde ne tarz değişiklikler yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusunu da yanıtladı.

Özellikle seçim tarihinin belli olmasından sonra Türkiye ekonomisi üzerinde değerlendirme yapanların aşırı gayret içinde girdiklerini dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bu çok anlamlı ve manidar. Değerlendirme kuruluşlarının hiç gündeminde olmadığı halde arka arkaya çıktılar, Türkiye'yi izlemeye aldılar. Sanki seçime onlar girecek. Yetmedi, arkasından 'Bankaların notunu düşürdük.' dediler, finans piyasalarında birtakım kafa karışıklıklarına sebep oldular. Yani bunlar normal şeyler değil. Niye yapılmaya çalışılıyor? Türkiye'yi, iktidarı açık darbeyle alaşağı edemediler. Terör örgütlerini, proje örgütlerini organize ederek, vesayet girişimleriyle, yargı darbesiyle Türkiye'yi dize getiremediler. Son olarak 'Bir ekonomi üzerinden gidelim.' diye karar verdiler ama o da iş görmedi, orada da başarılı olamadılar. Çünkü biz hızlı şekilde tedbirlerimizi aldık ve ekonomi üzerinde oluşturulmaya çalışılan algıyı olumsuzdan olumluya çevirdik."

- "Vatandaş doğrudan adını koydu"

Binali Yıldırım, vatandaşların ekonomi üzerinde oynanan oyunların farkında olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bir de tabii en güzeli, vatandaşımız bunun farkına vardı. Durup dururken, ortada fol yok yumurta yok birden bire 'Türk ekonomisi çok kötüye gidiyor, dolar çıkıyor, faizler çıkıyor, ne olacak?' gibi büyük yaygara, algı operasyonlarının vatandaş doğrudan adını koydu. Bu, 'Türkiye'ye, Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'ye karşı bir operasyondur.' diye adını koydu. Vatandaş bunu bizimle paylaşıyor, 'Biz ne oluyor, ne bitiyor biliyoruz.' diyor ama şunu da söylüyor, 'Tamam, bunlar doğru ama sizin de elinizde araçlarınız olması lazım, buna karşı ne gerekiyorsa yapmanız lazım. Böyle ekonomimize saldırıyorlar, ediyorlar diyemezsiniz.' Burada haklı vatandaş."

Ekonomiye ilişkin gerekli müdahaleleri yaptıklarını belirten Yıldırım, "Ekonomiyle ilgili vatandaşlarımız şunu bilsin, Türkiye ekonomisi çok sağlam temellere dayanıyor. Bankacılık sisteminin temelleri sağlam. Türkiye'nin varlıklarıyla taahhütleri arasında bir uçurum yok." dedi.

(Sürecek)

En Çok Aranan Haberler