Başbakan Binali Yıldırım, Londra'daki temasları kapsamında, Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsünde (IISS) düzenlenen "Türkiye'nin Ortadoğu Perspektifi, Tünelin Sonunda Işık Var mı?" konulu panelde konuşma yaptı.
Yıldırım, Türkiye’nin NATO’nun en önemli üyelerinden biri olduğunu hatırlatarak, "Bizim NATO’yu zayıflatma gibi hiçbir niyetimiz yok. NATO, bölgede gerekli rolü oynamayı sürdürdüğü sürece biz NATO ile çalışmaya bağlıyız." diye konuştu. NATO’nun, maruz kaldığı dış tehditler karşısında Türkiye’nin yanında yer almadığını belirten Yıldırım, özellikle hava savunma sistemi konusunda Türkiye’nin çağrılarının karşılıksız kaldığını söyledi.
"NATO’nun gelmesi ve toprağımızı koruması çağrısında bulunduk ancak kimsenin geldiği yok. NATO şimdi bir rol oynamayacaksa ne zaman oynayacak?" diyen Yıldırım, buna karşın Türkiye’nin 50 yıldan fazladır üyesi olduğu NATO ile çalışmaya devam edeceğini ve verdiği sözü tutacağını bildirdi.
"UZUN VADEDE ESAD'IN SURİYE'DE GELECEĞİ OLMAZ"
Suriye’de çözüm süreciyle ilgili bir soru üzerine Yıldırım, ülkede yaşananların sorumlusunun rejim olduğunu söyledi. "10 milyon insan ülkeyi terk etti, 700 bine yakın insan hayatını kaybetti.” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Şimdi, tamam bunlar oldu, bunları unutalım, tekrar Esad'ın başkanlığında, rejimin başkanlığında Suriye'de yeni devleti inşa ederiz.' Bunu ne kadar gerçekçi buluyorsunuz? Soruyorum bu salonda. Bunlar unutulacak mıdır? Evlerinden, barklarından, yerlerinden yurtlarından olan canlarını kurtarmak için Türkiye’ye sığınan 3,5 milyon insan, 'Ya zararı yok Esad bunları bize yaptı ama biz unuttuk' diyebilecek midir? Bu sorunun cevabı verilsin. Esad'la geleceği Suriye'nin geleceği inşa edileceğini söyleyenlerin bu soruya cevap vermesi lazım. Biz, çözümden yanayız. Eğer başlangıçta bu bir ihtiyaçsa, olabilir ama uzun vadede Esad'ın Suriye’de geleceği olmaz, bunun bilinmesi lazım."
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin, Suriye'deki insani krizi hafifletmeye dönük gayretlerinde hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığını belirterek, "Suriye’deki trajedinin ilacı olmak anlamında hiçbir devlet, hiçbir uluslararası örgüt Türkiye’nin üstlendiği yükten fazlasını omuzlamamıştır.”dedi.
"SURİYELİLERE GEÇİCİ KORUMA SAĞLIYORUZ"
Yıldırım, şunları kaydetti: "Ülkemizdeki Suriyelilere geçici koruma sağlıyoruz. Bu çerçevede barınma, beslenme yanı sıra sağlık, eğitim, iş hayatına erişim, sosyal hizmetlerden faydalanmalarını sağlayacak uygulamaları başlattık. Öyleki 6 yıl içinde Suriye'den ülkemize sığınan göçmenlerin 250 bin bebeği gözlerini dünyaya Türkiye’de açtı. Bugün 600 bin civarında çocuğa eğitim veriyoruz. Sağlık hizmetlerinden Türk vatandaşları nasıl istifade ediyorsa aynı şekilde istifade etmelerinin yolunu açtık. Hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Bunu insanlığımızın, kültürümüzün büyük devlet olma geleneğimizin bir gereği olduğunu düşünüyor, bu şekilde hareket ediyoruz."
Suriye’nin geleceğiyle ilgili kararın, halkı tarafından verilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, "Biz bu kararı veremeyiz. Bir dayatma yapamayız. Sürdürülebilir birşey değil. Bundan da hiçbir sonuç çıkmaz. Biz, başından beri söylediğimiz yerdeyiz. Ama çözüm uğruna ne fedakarlık yapılması gerekiyorsa bunu yapmaya her zaman Türkiye hazırdır ve bunun için de başından beri gayret göstermektedir." diye konuştu.
"BİZ İŞ BİRLİĞİ YAPMAYIN DİYORUZ"
Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 füze sistemiyle ilgili bir soru üzerine Yıldırım, "Cevap basit. Nasıl biz Amerika’ya diyoruz ki 'PYD ve YPG terör örgütüdür, bunlarla DEAŞ'ı yok etmek için işbirliği yapmayın', bize dönüp diyorlar ki 'Bu bir seçim değil, bu bir mecburiyet.' Ben de diyorum ki S-400’ler bir seçim değil, bir mecburiyet." yanıtını verdi.
"Topraklarımızı korumak zorundayız." ifadesini kullanan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu, NATO ile yapmak isteriz. Bunun için de çok gayret ettik. Ama maalesef sesimizi duyuramadık. Bakın biz Patriot'u almak istedik, olumlu cevap almadık. Eurosam almak istedik, olumlu cevap almadık. Bize sadece satmak istiyorlar. Tamam da biz satın almak istemiyoruz. Biz, madem NATO'nun bir üyesiyiz, stratejik ortağıyız, biz bu teknolojiye birlikte sahip olmak istiyoruz. Bütün buralardan sonuç alamayınca mecbur kaldık. Çin’e de gittik, Rusya'yla da görüştük ve Rusya'yla da S-400 konusunda mutabık kaldık. Büyütecek birşey değil. Bu bizim NATO üyeliğimize, NATO sisteminin entegrasyonuna zarar verecek bir iş de değil. Örneği de var. Yunanistan’da S-300 var. Orada sorun olmuyor da neden Türkiye’de sorun oluyor bunu anlamakta zorlanıyorum.”
İRAN POLİTİKASI
Türkiye’nin, Suriye’de ve Irak’ta terörle mücadelesine yönelik iddialara da değinen Yıldırım, "Bizim itirazımız Kürtlere değil, Irak’ta da Suriye’de de eline silahı alan, füzeyi, bombayı alan, masum insanları katleden eli kanlı terör örgütüyledir. Bunlarla iş tutanlar, bunları cesaretlendirenler, bölgeye iyilik etmiyorlar." diye konuştu.
İran’ın bölgedeki politikalarına da değinen Yıldırım, Türkiye’nin asırlardan beri İran ile iyi komşuluk ilişkileri içinde olduğunu vurgulayarak, "Ancak biz hep şunu söylüyoruz; din ve mezhep konusu asla ülkelerin bir siyaseti olamaz, bu yolla ülkeler şekillendirilemez. Din insanların başının üzerinde yeri olan bir şeydir. Din ağız hizasına geldiği zaman sorunlar başlar." şeklinde konuştu.
(AA)