HABER

Başbakan Yıldırım'dan 'Referandumda peki, ya hayır çıkarsa?' sorusuna yanıt

Başbakan Binali Yıldırım, referanduma ilişkin, "Evet de çıkabilir, hayır da çıkabilir. Hayır çıkarsa, işimize bakacağız. Bu bir seçim değil. Vatandaşın kararı başımız gözümüz üzerine" dedi.

Başbakan Yıldırım'dan 'Referandumda peki, ya hayır çıkarsa?' sorusuna yanıt

Başbakan Binali Yıldırım, dün, gazete ve televizyonların yayın yönetmenleri ile Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi. Yıldırım, herhangi bir süre sınırı koymadan sabırla tüm sorulara yanıt verdi.

Referanduma neden ihtiyaç duyulduğunu anlatırken, AK Parti’nin ilk muhtırayı 2003’te aldığını anlatarak söze başlayan Yıldırım, isim vermeden, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün, YAŞ’taki ihraçlarla ilgili açıklamasına dikkat çekti.

Milliyet gazetesinden Serpil Çevikcan, Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarını şöyle özetledi:

MHP İLE AMAÇ BİRLİĞİ VAR: (Bozkurt işareti yapması konusunda) Hemen bunu sormak zorunda mısınız, sonunda sor, işin magazin tarafına girmeyelim. MHP ile yapacağımız işleri işaret dili kullanarak yapmıyoruz, aleni yapıyoruz. MHP ayrı bir tüzel kişilik, ayrı bir siyasi programı var. Burada bir hedef, amaç birliği var. Belki süreç içinde 1-2 programda, hangi formatta olacağını şu anda söyleyemem ama beraber olabiliriz. Prensipte her iki parti de kampanyayı ayrı sürdürecek.

HERKESİN İŞARETİNİ YAPARIZ: Grup toplantısında bana girerken dediler ki işitme engelliler de var. Nasıl vereceğiz mesaj dedim; şöyle yapacaksınız dediler. ‘Tabii ki evet’ anlamında. Yanlış bir şey var mı, herkesin işaretini yaparız. 80 milyonu kucaklayacağız, tek istisna terör örgütleridir.

SÖYLEM DEĞİŞMEDİ: ‘Hayır verenler bölücüdür, teröristtir gibi söylemler vardı, bu söylem değişti’ tarzında soru geldi. Aslında söylemde değişiklik yok. Baştan beri yok. Bir kısmını alıp Bektaşi usulü gibi yaptı bazıları. ‘Namaz kılmayın’ kısmını aldılar. Benim dediğim; bölücü örgütler hayır kampanyası yapıyor, CHP de buna katılıyor, onları sevindirmesin dedim.

BU ÜLKEYE BİR ŞEY OLMAZ: Burada adil olmak lazım. Kılıçdaroğlu diyor ki; ‘Evet çıkarsa ülke bölünür’. Ben de dedim ki; ‘evet çıkmazsa ülke bölünür’, kıyamet koptu. Burada maalesef bir çifte standart var. Çıksa da çıkmasa da bu ülkeye bir şey olmaz. Türkiye bölünmez. Türkiye’yi bölmeye kalkanlar boyunun ölçüsünü aldı.

GERGİNLİK İSTEMİYORUZ: Biz mümkün mertebe yani siyasette gerginliğin değil, kucaklayıcılığın hakim olmasını istiyoruz. Bu şekilde bir yaklaşım içerisindeyiz ama kırmızı çizgilerimiz var, değerlerimiz var. O değerlerimize saldırı olursa ona da boynumuzu bükemeyiz, gereken karşılığı veririz.

CHP KAMPANYASINI YUMUŞATTI: (Manisa İl Başkan Yardımcısı ‘iç savaş çıkar’ dedi, Kılıçdaroğlu da ‘başkanlık gelirse kan çıkar’ dedi yönündeki soru üzerine) O iç savaş çıkar diye bir laf etmiş, kabul edilebilir tarafı yok. Kılıçdaroğlu başka şey de dedi. Yüzde 98’le kabul edilse bile tanımıyoruz dedi. Hain dedi, bilmem ne dedi. Ben de millet de onu tanımaz dedim. Şu anda CHP kampanyasını yumuşatmış görünüyor. Bu kötü bir şey değil, kucaklayıcı olmak, sertleştirmemek, kan, hainlik gibi vatandaşın hiç hak etmediği söylemlerin olmaması iyi bir şey.

KENDİM YAPARSAM İTİBAR EDERİM: Anketler havada uçuşuyor. Anketten bol bir şey yok. Herkes anketör. Prensibim açık ve net. Anketlere itibar ederim ancak kendim yaparsam. Gerçek anket 16 Nisan’da. 16 Nisan’da hepimiz boyumuzun ölçüsünü alacağız.

ANLAMLI EVET, MİLLETİN GÖNLÜNDEN GEÇEN: (Anlamlı evet oranı bekliyoruz demiştiniz. Yüzde 55’in üstü müdür?) Anlamlı evet, milletin gönlünden geçen. Kimisi için yüzde 80’dir, 55’tir. Artık millet ne verirse. Bizde vatandaşın verdiğine şükretmekten, teşekkür etmekten başka bir şey olmaz. Anlamlı bir evet beklemek hakkımız. Vatandaş olumlu yanıt verirse ne ala, vermezse yine de başımız gözümüz üstünde yeri var.

SAADET PARTİSİ EVET VERİR: Biz değişikliği vatandaşlara ulaşarak anlatacağız. CHP’de fazla değişiklik oluyor. Dümen tutmuyor, bir kaçak var. Meclis’te yeri göğü inlettiler. Her dakikasını, anını kaydettiler. AYM’ye gideceğiz diye bağırdılar. Sonra AYM’ye gitmekten vazgeçtiler. Vatandaş değerlendirirken bütüne bakar son duruma bakmaz. Sicile bakar. Saadet Partisi, Allah yardımcıları olsun, onlar sonunda evet verir. Onlar hayır dese de Saadet Partisi tabanı sonunda gerekeni yapar.

İLK MUHTIRAYI 2003’TE YEDİK: ‘15 yıldır neye ihtiyacınız oldu da’ sorusu çok yerde soruluyor. AK Parti’ye 2003’ten beri o kadar büyük badirelerden geçti ki. 8 Ocak 2003’te ilk muhtırayı yedik, o gün Diyarbakır’da uçak düştü gündem değişti. O gün orada söylenenler 27 Nisan’dan çok daha ileriydi ama gündem olmadı. Biz şeytan taşlamaktan vakit bulduğumuz aralarda iş yaparak bugünlere geldik.

İDAM ÇAĞRISINA “REFERANDUM GEÇSİN” YANITI: (Bahçeli’nin idam çağrısı) Bizde bir laf var, ‘Önce şapladığını boya’ derler. Kök boya öncesi şaplama yaparlar. Şu anda referandum süreci var. Referandum bir geçsin de sonra bir araya gelir, değerlendiririz, konuşuruz.

KAZAN’DAN BAŞLAYACAK: Daha sahaya inmedim. Cumartesi kampanya tanıtım toplantısı yapacağız. Sürprizler o gün çıkacak. İlk buluşmayı Kahramankazan’da yapacağım. Büyük mitinglerden ziyade vatandaş arasında sohbetten daha hoşlanıyorum.

İZMİR MARŞI TEPKİSİ: Varlık fonu daha ucuza borçlanmak için. Dün iki satış oldu. İranlı birisi 90 milyon dolara bir konut aldı. Garanti Bankası yüzde 9.9 u sattı. Yatırımcılar yönünü Türkiye’ye çevirdi. Referandumdan sonra daha da hızlanacak. Referandumdan sonra çiçek açacak. İzmir’in dağlarında çiçekler açar; İzmir Marşı gibi. Yalnız CHP’de tutmuş onu kampanya şarkısı yapmış çok yanlış bir şey. Hayır çıkarsa Atatürk’ü mü kampanyaya sokuyor. Evet çıkarsa ne olacak. Herkesin sevdiği bir marş. Hepimiz çok seviyoruz. Bu tür anlamlı şeyleri geçici kampanyalarda kullanmak doğru değil. CHP ne yapmak istiyor anlamadım.

CUMHURBAŞKANI ETKİN OLACAK: Cumhurbaşkanımız bu kampanyada etkin şekilde var olacak. Bazı illerde ben bazı illerde o olacak. Bazı illerde birlikte olacağız. İstanbul, Diyarbakır, İzmir, Ankara gibi. Cumhurbaşkanımızın sahaya inmesi, teşkilata rehavet getirmez, aksine coşturur. Bu değerlendirme bence çok doğru değil.

KRİTERLERİMİZ FETÖ VEYA TERÖRLE İRTİBAT: (Bylock’çu siyasiler) Gelen Bylock hakkında işlem yapılıyor. Kaynağı istihbarat. MİT’in bildirdiği isimlere işlem yapılıyor. MİT’e sordum, ‘kardeşim siyasetçi, milletvekili ne varsa getir’ dedim. ‘Yok bir şey’ dedi. Benden bilgi mi sakladığını düşünüyor millet. Eğer öyle bir şey yaptıysa çok büyük bedeli olur. Şu anda bu bilgi yok. Bu iddiayı ortaya atanların da aksinin belgesini ortaya koyması lazım. Aksi halde kafa karıştırma dışında bir şey olmaz.

İNTİKAM DEĞİL ADALET: (Son ihraçlar) Büyük bir travma yaşıyoruz. 100 bin kamu görevlisi görevden çıkarıldı. Tehlike henüz geçmiş değil, kapalı bir örgüt... Hatalı işlem olabilir. Maalesef bu süreci bazı yöneticiler geçmişteki hesaplarını görmek için de kullanıyor. Rektörlük seçimi veya bir konu olmuş, kullanıp fırsat bu fırsat diyor. Takdir edersiniz ki önümüze gelen binlerce listeyi kontrol edip, doğru yanlış yapıldığını bilemeyiz. Ancak bunlar olduktan sonra, sizler araştırıyorsunuz, ondan sonra haberimiz oluyor. İki unsur var. Bölücü terör ilgili ve FETÖ ile irtibat. Disiplinsizlik, kişisel husumetler bizim kriterlerimiz değil. Mekanizmada haksızlıklar varsa düzelecek.

TSK’DA BAŞÖRTÜSÜ GÜNDEMDEYDİ: Polis teşkilatında olduğu gibi burada görev alacak askeri personelin başörtüsü takıp takmama konusu bir süredir gündemdeydi demek ki almışlar. Bu yönde müracaatlar vardı. 2-3 aydır gündemdeydi.

SEVSEK DAHA İYİ: (Müjdat Gezen sanat merkezine saldırı) Hiçbir vatandaşın hedef gösterilmesi doğru değil. Özellikle toplumda bilinen simaların da toplumu germeyecek, birliği zedelemeyecek anlayışla hareket etmesi lazım. Kimliklerden bağımsız olarak farklı düşünebiliriz. Birbirimizi sevsek en iyisi bu da. Bu mümkün değil ama tahammül etmek gibi mecburiyet var. Nedir, ne değildir polis bakacak. Bu süreçte provokasyonlara dikkat etmek lazım.

BAŞIMIZDA BOZA PİŞİRİRLERSE SEÇİMİ DÜŞÜNÜRÜZ:Gündemimizde erken seçim yok. Diyelim ki referandum da evet çıktı, bir sürü uyum yasası var. Yeni sistem 2019. Onun hazırlıkları var. Aksi oldu diyelim. Evet de hayır da çıkabilir. O zaman da yolumuza devam edeceğiz. Seçim bizim ilk tercihimiz değil. Başımızda çok boza pişirirlerse de toplumda da böyle bir kanaat olursa o zaman oturur düşünürüz.

TV TARTIŞMASINA GEREK YOK: (Kılıçdaroğlu sizi TV’de tartışmaya çağırıyor) Ben tartışmayı seven bir adam değilim. Tartışacak ne var konuşuruz. Buna gerek yok. Bundan sonra da konuşuruz. O kendi kampanyasını yürütsün, biz kendi kampanyamızı yürütürüz. vatandaş dinleyip karar verir.

KONGRE TARİHİ DEĞİŞMEZ: (Evet çıkarsa AK Parti kongre yapacak mı?) Böyle bir düşünce yok. 2018’de normal kongremizi yapacağız. Referandum sonucuna göre kongre tarihinde değişiklik olmaz.

ŞARTLAR OLUŞURSA: (Kabine revizyonu) Dedikodular çıkıyor, önüne geçmek mümkün değil. Arkadaşlar yerli yerinde çalışıyorsa durup dururken neden değişiklik yapacaksınız, niye değiştireceksiniz. Ama hiç değişiklik olmayacak demek değil. Gerekli şartlar oluşursa bir yenilenme yapılır.

BU ABD YÖNETİMİ DAHA İYİ ANLIYOR: (ABD ile ilişkiler) Önceki yönetim yaklaşımı ile yeni yönetimin yaklaşımı arasında fark var. (FETÖ’nün iadesi) Yönetimin bizim açımızdan bu meselenin anlamını iyi anladığını görüyorum. Dedim ki Türkiye kamuoyunda ABD karşıtlığının sona ermesini istiyorsanız mutlaka adım atmanız lazım. Kamuoyu ABD hakkında iyi şeyler düşünmüyor. FETÖ ele başı orada, ne yaparsak yapalım ilişkileri düzeltemeyiz. Farklı adım olacağını öngörüyorum. İyi şeyler olacağını düşünüyoruz. Adam orada 400 dönüm çiftlikte yazarları çağırıyor, hava atıyor. Türkiye’ye meydan okuyor. Kanımıza dokunuyor önüne geçin dedik. ABD’nin anlaşmaya göre iade etmesini, sınır dışı edilmesini istiyoruz. Doğru olan beklediğimiz bize iade edilmesi. Bu mümkün değilse çıkarılmış olması da bir adım olarak değerlendirilebilir.

ABD AYRI, RUSYA AYRI: ABD son yıllarda seçim dolayısıyla da olabilir bölgedeki varlığını sürdüremedi. Kastım şu; bölgede istikrar için sadece Rusya değil, ABD’nin değil etkin olması lazım. Gelsin işgal etsin anlamında değil. Hiçbir yabancı gücün kalıcı olarak bulunması işimize gelmez. Sadece çözümü kastettim. (ABD ile yakınlaşma Rusya ile ilişkiyi bozuyor mu?) Bozmaz. Rusya ayrı ABD ayrı. İlişki alanımız farklı. Birbirinin alternatifi değil. İkisiyle de iyi anlaşabiliriz.

KAYYUMLAR ÇANKAYA’DA

Başbakan Binali Yıldırım, eylül ayından itibaren HDP’li belediyelere atanmaya başlayan kayyumlarla Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi. Süreç içerisinde daha önce kayyumlarla çeşitli toplantılar yapan Yıldırım, dün bir kez daha terör nedeniyle görevlendirme yapılan belediye başkanları ile bir araya geldi. Yıldırım’ın programında yer almayan ve basına kapalı gerçekleşen görüşmeye, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Maliye Bakanı Naci Ağbal ile Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya da katıldı. Edinilen bilgiye göre Yıldırım, bölgede PKK’nın bitirilmesi için kayyumlara büyük görev düştüğünü söyledi. PKK’nın bölge halkına olan baskısının kaldırılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, kamu kaynaklarının yerinde kullanılarak yatırımlara ve projelere ara vermeden devam edilmesini istedi.

ARTIK YÜKSEKDAĞ MODELİ UYGULANACAK

(HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesi) Meclis’te oylama yapılmıyor. Kesinleşmiş ceza kararı olan vekille ilgili karar Meclis’e ulaşırsa başkan okuyor bitiyor. Bu kararı okumamak suç. Geçmişte olmamış ise bugün olmayacak diye bir şey yok. Bundan sonra olursa aynısı yapılır. Kim olursa olsun gereği yapılması lazım.

En Çok Aranan Haberler