HABER

Başbakan'dan Güneydoğu Asya'ya yardım sözü

İSTANBUL (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, 'Bir Müslüman'ı nasıl Hıristiyan yapabiliriz' mantığıyla deprem bölgesine yaklaşım göstermeyi çok çirkin buluyoruz" dedi. Güneydoğu Asya Depremi'nin ardından Türkiye'den çok az ses çıkmasını da eleştiren Erdoğan, 1999 felaketini yaşamış Türkiye'den çıkan sesin, dünyaya örnek olmasını dilediklerini vurguladı.

AK Parti İstanbul İl Teşkilatı tarafından düzenlenen vatandaşlarla bayramlaşma töreni, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirildi. Törene, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Devlet Bakanı Ali Babacan, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, ilçe belediye başkanları ve partililer katıldı. İlk olarak kürsüye gelen Kadir Topbaş, "Güneydoğu Asya'daki deprem felaketi hepimizi üzdü. İstanbullular olarak onların acısını paylaşıyoruz. Kurban kesim alanları için de belediyemiz elinden geleni yaptı. Kısa sürece olacak bir şey değil. İnsanlar Anadolu'da öğrendiklerini uygulamaya çalışıyor. Biz kasaplarımıza eğitim ve sertifika verdik. Önemli olan bir hayvanın canını almak değil, onu münasip bir şekilde kesmektir" dedi.

Topbaş'ın ardından kürsüye Başbakan Erdoğan geldi. Erdoğan konuşmasından önce mikrofonun azizliğine uğradı. Mikrofon daha sonra değiştirildi. Katılımcıların Kurban Bayramı'nı kutlayarak konuşmasına başlayan Başbakan Erdoğan, sözlerini Güneydoğu Asya'da yaşanan deprem felaketinde hayatını kaybedenler ve yardım kampanyasındaki çalışmalara değinerek sürdürdü. Bayrama Asya felaketiyle girdiklerini ve son rakamlara bakıldığında 250 bin civarında insanın ebediyete intikal etmesinin tüm insanlığın dramı olduğunu belirten Erdoğan, "Bu tablo şu anda dünyanın dört bir yanında insanlığı kedere boğdu. Türkiye bu konuya ne derece duyarlı olabildi, tartışma konusu. 1999 felaketini yaşamış Türkiye'den çıkan sesin, dünyaya örnek olmasını dilerdik. Uzanan el bizimkisi olsun isterdik. Devlet olarak gayretimiz oldu; ama bunu çok daha farklı bir zemine oturtmamız mümkündü. Konu 1 günlük değil, uzun soluklu bir konu. Yol haritasını çok iyi çizmemiz ve bu süreç içinde, oradaki insanları yalnız bırakmamamız gerekiyor. Bizler bir çalışmayı ilk andan itibaren başlattık ve Başbakanlık acil durum olarak Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank'ta hesaplar açtık. Kızılay çalışmasını başlattı. Elini bölgeye uzattı. Sivil toplum örgütleriyle çalışmanın içindeyiz. 5 Şubat'ta arkadaşlar ve sivil toplum örgütleri temsilcileriyle bölgeye gidip, yerinde tespitler yapacağız. Sadece nakit yardım değil, konut, hastane, okul olarak ne yapabiliriz, buna bakacağız. Ayrıca, 'Bir Müslüman'ı nasıl Hıristiyan yapabiliriz' mantığıyla yaklaşım göstermeyi çok çirkin buluyoruz. Böyle bir anda, böyle bir çalışmanın içine girmek doğru değil. Biz Hıristiyan'ı nasıl Müslüman yaparız bunun derdinde değiliz. Bunun için arkadaşlarımızla bu yola çıkıyoruz. Salı akşamı Dolmabahçe Sarayı'nda yemeğimiz olacak. Yardımları ve ödemeleri değerlendireceğiz. Sivil savunma ekipleri, Devlet Su İşleri, Toplu Konut İdaresi'ni buralarda göreve hazırlayacağız. Programı belirleyip, uygulamaya koyacağız" dedi.

"EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ GÜVEN, GÜVEN VERDİK İSTİKRARI SAĞLADIK" Konuşmasına AK Parti'nin icraatlarını anlatarak devam eden Erdoğan, "AK Parti'nin Türkiye genelinde geldiği konum net ortada. 25 aylık bir süreçte nasıl bir Türkiye aldık, hangi noktadayız, bunun tespitini yapmalıyız. O zamanın şartları mukayese yaptığınız zaman Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göreceksiniz. Türkiye'nin borç stokunun büyüdüğü söyleniyor. Tabii ki büyüyecek. Aldığımız borç stokunun döndürülebilir olabilmesi için faizi nereden bulacaksın? 'Ben bunu ödemiyorum' diyebilme imkanınız var mı? Yapılmış olan borçların ödenmesi gereken faizleri var. Bunların sözü bizden önce verilmiş. Bizim petrol kuyularımız yok. Yüzde 50'nin üzerinde kayıt dışının olduğu bir Türkiye'yi devraldık. Şu anda vergi kaçaklarını önleyen, vergi kaynaklarımızı arttıran ve borç stokunun GSMH'ye olan oranını sürekli olarak düşüren bir ülkeyiz. Bunları kimse göz ardı edemez. Bizim en büyük gücümüz güven, güven verdik istikrarı sağladık. Yabancıların ve Türklerin daha güvenli olarak yatırımları gerçekleştirmesini sağladık. Cumhuriyet tarihindeki rekor yatırım bu dönemde oldu, yatırımda 20 milyar doların üzerine çıktık. İnanıyorum ki daha da artacak. İki yıldır eski alışkanlıkların bedelini ödüyoruz. Halkımız iktidarına kesinlikle güvenecek. Deneme safhası bitiyor artık. Sistem oturuyor. Bu sistem oturacak ve neticesini alacağız" şeklinde konuştu.

Konuşmasına simidin fiyatının artık 30 kuruş olduğunu söyleyerek devam eden Erdoğan, daha önceki iktidarları, simitçiden simit alma nezaketini göstermemekle suçladı. Erdoğan, "Bir bardak çay da simit de 30 kuruş. Bu rakam Ankara'nın Çankaya'sında değil. Bu benim oturduğum yerde. Çankaya'da fiyat artabilir. Kızılay'da da artabilir. Arka sokaklarda yine 30 kuruştur; ama son vergiyle ilgili ayarlamaları yaptık ve simitteki KDV düştü. Şimdi gramı da yükselecek. 3 Kasım öncesi asgari ücret 213 milyon netti ve 5 kişilik bir ailenin çay-simit parasına yetmiyordu. Şimdi rakam 350 milyon oldu, simit-çay yine aynı fiyat. Demek oluyor ki, asgari ücretli karda. Tdcndü. Konu 1 günlük değil, uzun soluklu bir konu. Yol haritasOKİ 45-50 metrekarelik evler yapmaya başladı. Peşinatsız, yoksul vatandaşlar için. Ayda 100 milyon taksitle bu dairelerden alabilecek. Bu gelişmenin adıdır. Bu gerçeği görmeye mecburuz, mecburlar" açıklamasında bulundu.

"ELİN OĞLU DURUP DURURKEN SENİN KREDİ NOTUNU YÜKSELTMEZ" "Tarım reformuyla alakalı, gazeteler erken seçim hesapları yapmaya başladığımızı söylüyorlar. Ne zaman halka yönelik ciddi bir paketi açıklayalım, böyle haberler çıkıyor" şeklinde konuşmasına devam eden Erdoğan, erken seçim gibi bir dertlerinin olmadığını, ülkede demokratik kavramların artmasını istediklerini söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde 5 senede bir seçim nasıl yapılır, halkımıza göstermemiz lazım. Başarılıyız, yürüyoruz, ayaktayız, ülkemizi Türkiye'de ve dünyada saygın bir konuma getirdik. Dünyanın değişik yerlerinde kredi kuruluşları toplantılar yapıp kredi notumuzu arttırıyor. Elin oğlu durup dururken senin kredi notunu yükseltmez. Yarın bugünden daha iyi olacak. Türkiye sadece İstanbul, Ankara, İzmir değil, 81 vilayet var. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet, bu dört ayağı sağlam kuracağız. Türkiye'yi başka türlü ayağa kaldıramayız. Duble yollar, toplu konut çalışmalarına hızla devam ediliyor. Halkımı insanca yaşama erdemine kavuşturacağız. İlçe ve belde belediye başkanlarına, 'Çirkin kaçak yapılaşmaya, gecekonduya müsaade etmeyin' diyoruz. Acımayın, acınacak hale gelirsiniz. Acıma değil o, insanlara ihanettir. Deprem felaketleri de böyle oldu. İstanbul'da bir deprem olursa tamamen yerle bir olur diyorlar. Aklı, bilgiyi, tecrübeyi birleştirip yatırımları böyle yapacağız. Bulunduğunuz illerde, ilçelerde, beldelerde özellikle imara aykırı sakat proje ne varsa bunları ikna edip, oralarda yeniden yapılanmanın adımını atacağız. Toplu konutları il merkezlerinde yapmayı da düşünmüyoruz. Bu ülkede devrim niteliği taşıyacaktır. AK Parti iktidarı sadece batıya değil, Türkiye'nin dört bir yanına çalışan bir iktidar. Doğu Anadolu da, Güneydoğu Anadolu da doğalgazdan nasibini alacak."

Konuşmasının sonunda AK Parti'li olma bilincinden bahseden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşları bayram dönüşü trafik kazalarına karşı uyardı.

En Çok Aranan Haberler