YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Başbakan’erdoğan “bm’ye Güvenmiyorum”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’e (BM) güvenmediğini belirterek, “Çünkü savaş şartlarının oluşturduğu bir yapının...

Başbakan’erdoğan “bm’ye Güvenmiyorum”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’e (BM) güvenmediğini belirterek, “Çünkü savaş şartlarının oluşturduğu bir yapının bugünkü tezahürü adil değildir. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri içerisinde halkı Müslüman bir ülke yoktur. BM Güvenlik konseyi kalkıp 5 ülkenin liderinin dudakları arasına 7 milyarlık insanlığı mahkum edemez” dedi.

Başbakan Erdoğan, Hilton Oteli’nde düzenlenen Avrasya İslam Şurası açılışına katıldı. Erdoğan toplantıda yaptığı konuşmada Avrasya bölgesinin önemine değindi.

Dünyamızda siyasi ekonomik ve sosyal alanlarda iç içe geçmiş bir değişim süreci yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, “Jeopolitik ve stratejik dengeleri alt üst eden bu süreçte kritik coğrafyaların kavşak noktasındaki Avrasya’nın önemi her zamankinde daha da fazla. Batı ve doğu kültürlerini özelliklerini taşıyan bu coğrafya, küreselleşen dünyada giderek merkezi bir konum kazanıyor. Bu bölgede enerjiden ulaşıma ticaretten güvenliğe kadar sayısız alanda karşımızda önemli işbirliği imkanları bulunuyor. Hepsinden önemlisi aynı hissiyatı paylaşan, yürekleri aynı hasretle yanan insanlar olarak beşeri boyutta önemli bir avantaja sahibiz. Bizler ortak coğrafyayı paylaşan halklar olmanın ötesinde, ortak tarihi geçmişe, dini referanslara da sahip bulunuyoruz. Bu avantajlardan geleceğe dönük ortak bir refah vizyonu oluşturmak amacıyla faydalanabiliriz. Bunun için herşeyden önce Avrasya’daki uyuşmazlıkların çözümü doğrultusunda bir işbirliğin zeminin tesisi gerekiyor. Çünkü bu sorunlar bölge gelişimine engel teşkil ediyor. İşte Türkiye olarak biz bu anlayış ile çatışmaların barışçıl yollardan çözümü için Avrasya bölgesinde yoğun çaba sarf ediyoruz. Gerek balkanlarda gerek Kafkaslar ve Orta Asya’da arabuluculuk faaliyetleri dahil anlaşmazlıkların barışçıl çözümü için sayısız girişime öncülük ettik. Avrasya’nın önde gelen Müslüman din adamları olarak sizlerin de bulunduğunuz bölgelerdeki ihtilafların çözümüne yönelik olumlu katkılarınızı esirgemediğinizi biliyorum. Bu yöndeki çabalarımızı sürdürmeli, bölgemizde barışı ve refahı kalıcı hale getirmeliyiz” dedi.

İslam dünyasında bir birlik beraberliğin henüz tam anlamıyla sağlanamadığını belirten Erdoğan, “Biz hala İslam dünyasında bayramlarımızı aynı günde yapamıyoruz. Bir çok meselede bakıyorsunuz hükümlerde farklı bir durum var. Niye çünkü kaynaklar çeşitlendiriliyor. Öyleyse bizim kaynağımız kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Sünnet ortada ise niçin böyle bir darmadağın durumdayız. İnsanların savrulmasından öte fikrin savrulması çok tehlikelidir. Bilgide bunu toparladığımız anda doğru yol üzerine oluruz” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, dünyada İslam karşıtlığının (İslamofobia) giderek yükseldiğini belirterek, “Son dönemlerde İslam’a ve Hz. Peygamber’e hakaret içeren bir filmin Müslüman dünyasında yol açtığı infial ve sonrasında meydana gelen istenmeyen hadiselerin bize acı bir ders olduğuna inanıyoruz. Nefret ve kışkırtma oluşturmak için hazırlandığı açık olan bu film, İslam karşıtlığını misyon edinmiş aşırı çevrelerle mücadelenin daha yasal bir zeminde sürdürülmesinin gereğini göstermiştir. Bu tür kışkırtma çabaları İslamofobia’nın ne ilk ne son örneğidir. Bunu bileceğiz buna karşı da hazırlıklı olacağız. Bunun örneklerini daha önce 2006 yılında yine Peygamberimiz’e hakaret içeren karikatürlerin yayınlaması sürecinde de gördük. Bu itibarla insanlar tarafından kutsal kabul edilen değerlere hakaret edilmesini gerek milli, gerek milletler arası planda önleyecek yasal çerçevenin bir an önce oluşturulması için elimizden gelen çabayı göstermemiz gerekiyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) bu konuda bir çalışma başlatmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler’e güvenmediğini söyleyen Erdoğan, “Çünkü savaş şartlarının oluşturduğu bir yapının bugünkü tezahürü adil değildir. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri içerisinde halkı Müslüman bir ülke yoktur. 3 kıtadan sadece malum inanç gruplarını temsil edildiği bir yapı. Bunların biri ‘hayır’ dediği zaman iş bitiyor zaten. Bugüne kadar BM’de bizim lehimizde çıkan bir şey var mı yok. İsrail yüzün üzerinde BM Güvenlik Konseyi’nin verdiği aleyhindeki 100’ün üzerinde karara uymamıştır. Yaptırım var mı hayır. Nerede adalet. Ben diyorum ki biz adaleti arıyoruz. Siyasetçi adaleti tesis ile mükelleftir. BM Güvenlik konseyi kalkıp 5 ülkenin liderinin dudakları arasına 7 milyarlık insanlığı mahkum edemez. Öyle ise buranın reforme edilmesi lazım. Biz Almanya gibi ‘bizi de oraya alın’ demiyoruz. Biz diyoruz ki daimi ve geçici üye ayrımı olmasın. Daimi üye sayısı belirlensin ve her kıtanın bu daimi üyeler içerisinde temsilcisi olsun. Bu dönerli değişimli olsun. Ayın ülke orada ilelebet kalmasın. Dönem başkanlıkları şu an olduğu gibi dönüşümlü olsun. Birbirini sürekli denetleyen bir anlayışın yönetimde olması lazım” ifadelerini kullandı.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu halklarının geri dönülmez bir süreç başlattıklarını savunan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bölgeye bakıldığında bir tarafta özgürlük demokrasi mücadelesinin aydınlattığı ümit dolu gelecek beklentisi, diğer tarafta ise mezhepsel etnik çatışmaların körüklediği savaş korkusunun hüküm sürdüğü görülüyor. Geride bıraktığımız yüzyılın bakış açısını yansıtan paradigmalar artık birer birer değişiyor. Artık bundan on sene öncensin yönetimleri değil. Bu aşamadan sonra çeşitli korku senaryolarıyla bölge halklarını sindirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Bu anlayışla Mısır ve Tunus’ta önemli merhaleler kat eden demokratik süreçlere desteğimizi sürdürüyoruz. Arap coğrafyasındaki devrimleri yeni kutuplaşmalara yol açmaması konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Mezhepçiliğin tarih boyunca bölgede ne büyük acılara yol açtığını çok iyi biliyoruz. Biz Sünnilik ve Şiilik gibi tabular içerisinde İslam’ı gölgelemeyiz. Bizim için tek belirleyici İslam olmalıdır, mezhepler değil. Şu anda Suriye’deki gidiş ne yazık ki orayadır. Acımasızca Suriye’de yapılan katliamların altında bu yatmaktadır. Bizim bu fitneye başka ülkelerde de düşmememiz gerekiyor. Birbirimizi Allah için sevmek zorundayız. Suriye’de bu tehlikenin yoğun şekilde hissedildiğini görüyoruz. Esed rejimi kanlı mücadeleyi meşrulaştırma için mezhepsel bir nitelik kazandırmaya çalışıyor. Tehlikeli bir oyun oynanıyor. Bugün Suriye’de yaşananlar mezhepsel bir çatışma değil, Baas rejimini kendi halkına karış giriştiği zulmün yürek yakıcı hikayesidir”

Başbakan Erdoğan İslam Dünyasının karşı karşıya olduğu problemlerin özgürlükçü bir bakış açısı ile çözülebileceğine dikkat çekerek, “İstanbul’da Uluslararası bir İslam üniversitesi kurulması noktasında hem fikirim. Bunun alt yapısını iyi hazırlamak suretiyle gerçekten uluslar arası camiaya hizmet verecek böyle bir üniversitenin en ideal şekli ile kurulması önemli” dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler