Çağlayan İstanbul Adalet Sarayı’nda görülen Oda TV davasının her zamankinin aksine büyük salon yerine küçük salonda olması gerginliğe yol açtı. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 3’ü tutuklu 13 sanıklı duruşmaya tutuklu sanıklar Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı ile aralarında Ahmet Şık, Nedim Şener, Doğan Yurdakul’un da bulunduğu 10 tutuksuz sanık hazır bulundu.
[
****](https://www.mynet.com/soner-yalcina-ergenekondan-olum-tehdidi-110100669694)
Duruşma öncesinde CHP Milletvekilleri Emine Ülker Tarhan, İlhan Cihaner ve Mahmut Tanal, Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci ile görüştü. Milletvekilleri Başkan Ekinci’ye ‘duruşmanın neden büyük salonda değil de küçük salonda’ yapıldığını sordu. Mahkeme Başkanı, milletvekillerine küçük salona gezdirerek, diğer salonda kamera sistemi yenilendiğini belirtti. Milletvekilleri ile Mahkeme Başkanı Ekinci, duruşma salonu konusunda bir süre tartıştı.
Davanın başladığı sırada sanık avukatları, her sanık için bir avukatın girmesi yönünde güvenlik görevlilerine talimat verildiğini belirterek duruşmaya katılmadı. Duruşma başladığı sırada sanık Ahmet Şık ayağa kalkarak itiraz etti. Avukatların salona alınmadığını belirten Şık, “Avukat olmadan yargılama yapıyorsunuz. Bunun tutanağa geçmesini istiyorum” dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ekinci, “Avukatların yerleri boş gelebilirler. Girmek istemiyorsa napalım zorla mı sokalım.“diye konuştu. Şık ise, “Ama zorla almayız diyorsunuz?” diye yanıt verdi. Bu sözler üzerine Mahkeme Başkanı Ekinci,” Sizinle polemiğe girmeyeceğim. Herkesi aldık, dışarıda kimse yok” dedi.
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci daha sonra , “Tüm adliye içinde 2 aydır görüntülü ifade sisteminde yenileme var. Bu sistem ile burada bir dava görülürken, Diyarbakır’daki birinin ifadesini alabileceğiz görüntülü olarak. Bu nedenle çalışma yapılıyor. Yedek olarak sadece bu kameralı sistemin olduğu salon ayrıldı. O yüzden duruşmayı burada yapıyoruz” diye konuştu.
Duruşmada yaşanan tartışmaların ardından söz alan tutuklu sanıklardan Yalçın Küçük, savunmasını yaparken avukatlar salona geldi.
İddianamede PKK’yı, CHP’yi ve Oda Tv’yi yönettiğinin iddia edildiğini belirten Küçük, mahkeme heyetine “Vicdan yok mu sizde?”diye sordu. Bu sözlere sinirlenen Mahkeme Başkanı Ekinci, “Haddinizi bilin. Böyle konuşamazsınız. Oturun yerinize” diye sert tepki gösterdi. Bu tepki üzerine Küçük, “Özür dilerim, içim yanıyor”diyerek konuşmasına devam etti.
Küçük’ün savunmasına devam ettiği sırada salonun dışında bulunun bir izleyici bağırarak, “Nedim dışarı gelsin” dedi. Bu sözler üzerine Mahkeme Başkanı Ekinci, “Nedim dışarı gelsin ne ya. Duruşma yapıyoruz. Nedim Beyin işi var bitsin gelecek” dedi. Bunun üzerine salonda gülüşmeler yaşandı.
Küçük’ün ardından tutuklu sanık Soner Yalçın savunma yaptı. Türkiye’de zalim bir kötülüğün yapıldığını, bu kötülüğün memlekete ihanet ettiğini belirten Yalçın, “Bu kötülük örgütlüdür; ve ne yazık ki devlet içinde yuvalanmıştır. Düzenlediği tertiplerle insanları itibarsızlaştırmakta, hapse attırmaktadır. Fakat: Hesaplanmış bu kötülük yolun sonuna gelmiştir. Artık açığa çıkmaktadır.”dedi.
Savunmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ofisinde bulunduğu belirtilen böceklere değinen Soner Yalçın, “Baksanıza, Başbakan Erdoğan bile kendisinin dinlendiğini ofislerinde
dinleme cihazı böceklerin bulunduğunu açıkladı. Şimdi sıra bu böceği yerleştiren kötülük merkezini ortaya çıkarmaya geldi. Buradan açıklıyorum, biz bu tertipçileri biliyoruz, yazdık. 2 yıldır da bu mahkeme salonundan haykırıyoruz. Bu tertipçiler: Deniz Baykal'a kaset komplosu yapanlardır. Bu tertipçiler: Bir değil, üç değil, beş-yedi değil 10 MHP'liye seks kaseti komplosu kuranlardır. Bu tertipçilerin kim olduğu bellidir: Komplo yapacağı kişinin telefonunu dinleyecek, adım adım takip edecek; gizlice evlere girip kamerayı yerleştirecek; görüntüleri kaybedecek; montaj yapacak; yurtdışından internete sızdıracak ve hiç yakalanmayacak! Böylesine bir tertibi kim yapabilir? Sırtını devlete dayamadan; devletin istihbarat olanaklarına sahip olmadan bu tezgah kurulabilir mi, yapılabilir mi? Türkiye'nin merakla aradığı asıl derin devlet işte budur. Evet, biz bu tertipçileri biliyoruz; bunları yazdığımız için bize de komplo kurdular; bilgisayarlarımıza virüslü Word dosyaları yükleyip bizi hapse attırdılar” diye konuştu.Bu kötülük merkezinin hükümet tarafından bilindiğine dikkat çeken Soner Yalçın,“Tek eksik olan Türkiye'de bunları ortaya çıkaracak siyasi iradeye sahip olup olmamasıdır.Cesaretidir. Ama sanıyorum düğmeye bastılar. Çünkü biliyorlar ki, bu tertipçilerinşimdiki yeni hedefi Başbakan Erdoğan olduğu gün gibi açıktır. Bilinmez midir; kötülük sırtını mutlaka ihanete dayar” şeklinde konuştu.
Sadece başarıya odaklı gazetecilik yaptıklarını belirten Soner Yalçın, “Bizi iddianamelerde terörist yapan silah-bomba değildir; bilgilerimizdir, yazdıklarımızdır. Gazetecilikteki kararlılığımızdır. İş gerçeğe dayanırsa buradaki her gazeteci kimseye acımaz mutlaka yazar. Yazdık. Ve hapsedildik. Fakat: Hapse atılacağız; Silivri'de esir tutulacağız diye düşünmeyecek, araştırmayacak ve yazmayacak değiliz. Bugün dünden daha da kararlıyız;bu iki yıllık zorlu süreç irademizi çelikleştirdi. Erdemi bir zırh gibi kuşandık. Bu sebeple, bize yapılan bu kirli oyunu, pis entrikayı bir gün mutlaka ortaya çıkaracağız. Kimse merak etmesin, endişelenmesin, daha hapiste yatabiliriz; ama herkes şundan emin olsun ki, biz bu tertipçilerle hesaplaşacağız. Devletin hangi makamında otururlarsa otursunlar; hangi karanlık-izbe yerlerde saklanırlarsa saklansınlar bu tertipçileri ortaya çıkaracağız adaletin önüne getirilmelerini sağlayacağız” dedi.
Savunmasında MİT ve Emniyete seslenen Yalçın, “Eğer bu ülkenin istihbarat örgütü; MİT; komplo sonucu hapse atılan ve cezaevinde yaşamını kaybeden meslektaşları Kaşif Kozinoğlu'na yapılanların hesabını sormazlarsa, yazıklar olsun onlara. Kozinoğlu'nayapılan tertibi açığa çıkarmazlarsa tarih önünde hep suç ortağı olarak anılacaklardır. Türk Polis Teşkilatı, ‘bir kitap yazdı’ diye hayatı felaketlerle didik didik edilen emniyet müdürleri Hanefi Avcı'ya, kendi içlerinden yapılan bu tertibi ortaya çıkarmazlarsa onlara da yuh olsun. Tarih onları da suç ortağı olarak yazacaktır. MİT'e, Emniyet'e sesleniyorum, bu iftiralar komplolar, tertipler atölyesini ortaya çıkarmak boynunuzun borcudur” diye konuştu.
Soner Yalçın’ın savunmasının ardından, salonda bulunan izleyiciler bir süre alkışladı. Bu alkışlara mahkeme başkanı Ekinci, “Burada konferans vermiyoruz.”diye tepki gösterdi. Daha sonra duruşmaya öğle arası verildi. (İHA)