Erdoğan, dershanelere ''Sırtına bir tane tişört giydir. Bak bizim dershanenin başarılı öğrencisi. Senin dershanenin başarılı öğrencisi değil okulunun başarılı öğrencisi'' eleştirisinde bulundu.
Sanki bu öğretmenlerimiz bu yavrular üzerinde hiç emeği yok. Sırtına bir tane tişört giydir. Bak bizim dershanenin başarılı öğrencisi. Senin dershanenin başarılı öğrencisi değil okulunun başarılı öğrencisi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershane sahiplerine seslenerek, okul kurmaları durumunda hükümetin kendilerine “ucuz kredi, vergi-enerji harcamaları muafiyeti, öğrenci garantisi” gibi teşviklerde bulabileceğini belirterek, “Efendim benim elimde birikmiş öğretmenler var’ diyorlar. Bugün bir gazetede onu okudum, ‘40 yaşın üstündekiler ne yapacak’ diyor. Biz 40 yaşın üstündekini de alacağız. Bize bahane uydurmayın” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Trabzon Öğretmen Evi’nde yaptığı konuşmaya tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başladı.
Başbakan Erdoğan, 2002’de bütçeden eğitime ayrılan payın 7,5 milyar lirayken, 2013 yılında bu rakamın 47,5 milyara yükseldiğini belirterek, “Yani eğitime ayrılan bütçeyi 11 yılda yüzde 537 artırdık. Yılda 40 bin öğretmen eğitim camiamıza ilave ettik. Şimdi Şubat ayında, yeni atama yapacak buna 10 bin öğretmen daha ekleyeceğiz. Ağustos’ta öyle zannediyorum ki 40 bin öğretmen daha ilave edeceğiz” dedi.
SIRTINA BİR TANE TİŞÖRT....
Sanki bu öğretmenlerimiz bu yavrular üzerinde hiç emeği yok. Sırtına bir tane tişört giydir. Bak bizim dershanenin başarılı öğrencisi. Senin dershanenin başarılı öğrencisi değil okulunun başarılı öğrencisi.
Dershanelere teşvik
Konuşmasında dershane sahiplerine seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Eğer eğitim öğretimde bir katkınız olsun istiyorsanız ey dershane sahipleri, bir araya mı gelirsiniz, kendiniz mi, size teşvik verelim. Gidin okullarınız kurun. Sizlere ucuz kredi verelim, sizlere vergide belli oranda belli oranda muafiyet getirelim. Enerji harcamalarında muafiyet getirelim. Ve size sınıflarda öğrenci garantisi verelim. 30 öğrenci kapasiten var, 15 öğrenci açığın varsa, o 15 öğrencinin bedelini, maliyet neyse, o maliyet üzerinden biz ödeyelim. Hadi gelin samimiyseniz bunu yapalım.‘Efendim benim elimde birikmiş öğretmenler var’ diyorlar. Bugün bir gazetede onu okudum, ‘40 yaşın üstündekiler ne yapacak’ diyor. Biz 40 yaşın üstündekini de alacağız. Hiçbir bize bahane uydurmayın. 40 yaşın üstündekini de alacağız. Mülakatla alacağız, devletin okullarına koyacağız. Mesele bu ülkede bir fitne, bir nifak oluşmasın. Birbirimize farklı nazarlarla bakmayalım. Şu yavrularımız rahat rahat; ‘Ben çamurun içinde büyüdüm, toprakla ben oynaştım, kokuştum’ İstiyorum ki bizim çocuklarımız da hafta sonlarında spordu, sanattı, sokaklarında, bahçelerinde, yeşilde yuvarlasın, koşsun, bir şöyle çocukluğunu da yaşasın. Çocuklar, çocukluğunu yaşamıyor. Bunları kurtarmamız lazım.”
Medya ve Mısır’a sert eleştiri
- “Devlete, millete, milletin hükümetine medya artık yön veremez. Medyanın, sermayenin, çetelerin emir talimatıyla o hükümetlerin kurulduğu-yıkıldığı dönem artık geride kalmıştır. Vesayetler dönemi artık geride kalmıştır. Türkiye bir hukuk devletidir” dedi.
- Mısır-Türkiye diplomatik ilişkilerindeki son gelişmelere ilişkin: “Devletler arasında duygular konuşursa kaybeden, duygusuyla hareket eden olur. Biz duygularımızla hareket etmiyoruz”
- “Eğer milli iradeye saygınız varsa diyoruz ki ordunun yeri bellidir. Sen dış düşmana karşı görev yaparsın. Milli iradeye dayatma yapamazsın. 3 bin 500 Mısırlı kardeşimizin acaba katili olarak anılmak mı iyidir, yoksa mazlumun yanında olmak mı iyidir? Biz Mısır halkının yanındayız.”
Kızımı Araklı’da gizlice okuttum
“Benim kızım İmam Hatip okuyamamayla karşı karşıya kaldı. Ben kızımı Araklı’ya gönderdim, kimseye duyurmadan, burada okuttum. Kimseye duyurmadan, ilk defa açıklıyorum. Burayı bitirdikten sonra da Amerika’da okudu. Ondan sonra gitti, İngiltere’de mastır yaptı. Bak, demek ki başörtülü de okuyabiliyormuş. Biz, sizlerle gurur duyuyoruz; çünkü onlara gerekli dersi siz verdiniz, siz. Bize de sahip çıktınız, arkamızda durdunuz.”