AKP’nin yarattığı algı ile yaşattığı gerçek arasında çelişki artık çekilmez noktaya gelmiştir. Hiçbir iktidara nasip olmayan bir imkan beceriksiz ellerde heba edilmiştir.
"TÜRKİYE 9 YILDA HEP KAYBETTİ"
İktidarda oldukları 9 yıl boyunca Sayın başbakan’dan olgunlaşma bekleyenler hayal kırıklığına uğramıştır.
AKP iktidarında Türkiye bütün ulusal dava ve projelerinde kaybeden taraf olmuştur.
Başbakan ve hükümetin artık AB vizyonu ve hedefi kalmamıştır. Türkiye Avrupa’dan hızla uzaklaştırılmaktadır. Müzakerelerin halkı oyalamaktan başka bir amacı kalmamıştır.
"BAŞBAKAN'IN AĞZINDAN KAN DAMLIYOR"
Kürt açılımı diyen Başbakan’ın son zamanlarda ağzından kan damlamaktadır.
Türk dış politikası doğu-batı ekseninde işleyen ve saygı gören yapısını kaybetmiştir. Deneyimli diplomatlar monşerler denilerek dışlanmıştır.
Sadece son 2 ayda yaşanan skandalların her biri bir iktidarın sonunu getirmek için yeterlidir.
"DENİZ FENERİ'NDE HÜKÜMETİN ETEKLERİ TUTUŞUYOR"
Ancak iş Deniz Feneri davasına gelince hükümetin etekleri tutuşuyor. Hiçbir ülkede böyle bir olay yaşanmaz. Yaşanırsa bedeli ağır olur.
Bu baş bu yastıktan kalkar mı kalkmaz mı. Bize göre kalkmaz. Bu hükümet süre olarak olmasa da işlevsel olarak bize göre artık bir topal ördektir.
Türkiye asla bir tek parti rejimine razı olmayacaktır.
Halkımıza bu açıdan güveniyoruz. Ama güvenimizin pekişmesi parti olarak bizim çalışmamıza bağlı.
"HALKIN DIŞINDA KİMSENİN AVUKATLIĞINI ÜSTLENMEDİM"
CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de tarihi Havagazı Fabrikası’nda topladığı Parti Meclisi (PM) öncesi basın mensuplarına yaptığı açıklamada Hükümet’e yüklendi. Kılıçdaroğlu, Hükümet’i topal ördeğe benzeterek, “Türkiye’nin önündeki soru şudur. Bu baş bu yastıktan kalkar mı kalkmaz mı? Bize göre kalkmaz. Hükümet olarak işlevsel olarak topal ördektirö dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın İsrail'in avukatlığını yaptığı suçlamasına ise "Halkım dışında kimsenin avukatlığını üstlenmedim" yanıtını verdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, PM toplantısı öncesi yaptığı basın açıklamasında yüzde 49.9 ile iktidara gelen Hükümet’e rağmen Türkiye’nin seçimlerden sonra pelte gibi yığıldığını öne sürerek, “ İktidar partisi yüzde 49.9’la tekrar iktidar oluyor ama seçimlerden sonra Türkiye pelte gibi yığılıp kalıyor. Nasıl oluyor da seçimden böyle bir sonuçla çıkan bir Başbakan mental gibi dağılmış, zihni bulanmış ipin ucunu kaçırmış oluyor. Apaçık görülüyor ki AKP’nin yarattığı algı ile yaşattığı gerçek arasındaki çelişki artık sürdürülemez noktaya gelmiştir. Acı gerçekler baskın bir şekilde Türkiye’nin gündemine oturmaya başlamıştır. Hiçbir iktidara nasip olmayan bir şans, liyakatsız ve ehliyetsiz ellerde heba olmuştur" dedi.
BAŞBAKAN’DAN OLGUNLAŞMA BEKLEYENLER HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADI
Kılıçdaroğlu, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“İktidar oldukları dokuz yıl boyunca Başbakan’dan olgunlaşma bekleyenler hayal kırıklığına uğramıştır. Recep Tayyip Erdoğan partisinde birazcık pişen akıl bali olan kadroları dışarıda bırakmış, siyaset koltuklarını henüz hiçbir profesyonel yetkinliğe ulaşmamış isimlere bırakarak, zaten dayanılamaz hale gelmiş sorunları büsbütün derinleştirmiştir.ö
BAŞBAKAN’IN AVRUPA VİZYONU YOK
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın Avrupa vizyonu olmadığını öne sürerek, “AKP iktidarında geçen 9 yıl boyunca Türkiye’nin bütün ulusal davalarda ve projelerde kaybeden taraf olmuştur. Hafızaları yoklayalım. Avrupa Birliği müzakere sürecinde gün ortasında fener alayları düzenleyerek AB ye katıldık diye görkemli törenler düzenledik. Daha açılması gereken fasılların 10 da 1’i bile açılmamıştır. Sürecin tamamlanması bir yüzyılı alacaktır. Başbakan çıkmış “siz bizi almazsanız biz de Kopenhag kriterleri yerine Ankara kriterlerini koyarız’ diyor. Bu bir itiraftır. Başbakan’ın Avrupa vizyonu yoktur. Türkiye Avrupa’dan da Avrupa’nın ortak evinden de uzaklaşmaktadır. Halkımız açıkça aldatılmıştırö dedi.
TÜRK DIŞ POLİTİKASI HOLİGANLAŞTI
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsteksizce ve kaplumbağa hızıyla yürütülen müzakereler dostlar alışverişte görsünden başka amacı kalmamıştır. Avrupa’dan hızla uzaklaşan Türkiye’nin nerelere hangi tehlikeli sulara savrulduğu herkesçe görülmektedir. Türk dış politikası artık doğu-batı ekseni üzerinde şekillenen saygı gören niteliğini kaybetmiştir. Türk dışişlerinin engin deneyimi birikimi, saygınlığı, sağduyusu ve ciddiyeti terk edilmiş, dışişlerinin altın değerindeki kadroları “monşerler’ diyerek aşağılanmış neticede Türk dış politikası Başbakan’ın üslubuna ve tarzına uygun olarak holiganlaşmıştır.ö
DENKTAŞ ÇİZGİSİNİ REDDEDENLER O ÇİZGİYE DÖNDÜLER
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Hükümet’in Kıbrıs politikasını da eleştirirek, “Kıbrıs davasında Denktaş’ı reddeden çizgiden yeniden Denktaş çizgisine döndüler. Daha düne kadar Kürt açılımı kavramlarla halkı oyalayan Başbakan bugün ağzından kan damlayan şiddet temsilcisine dönüşmüş durumda. Ermeni açılımı dediler. Hem Ermenistan’tan uzaklaştık. Hem de Azerbaycan’ı kaybettik. Nabuko dediler yıllardır Nabuko’dan eser yok. 9 yılda 9 santim boru bile döşenmedi. Suriye ile Gümrük Birliği’ne gidenler ne olduysa üç ayda Suriye’yi savaşla tehdit eder duruma geldiler. Libya konusunda “NATO’nun orada ne işi var’ dediler. Sonra tükürdüklerini yaladılar. Bu listeyi uzatmak mümkün. Son iki ayda yaşanan skandalların her biri iktidarının sonunu getirmeye yeterlidirö dedi.
HÜKÜMET TOPAL ÖRDEKTİR
CHP Genel Başkanı Hükümet’i topal ördeğe benzeterek şöyle konuştu:
“Ülke kan gölüne dönmüş iktidarın umrunda değil. Türkiye her hafta bir başka ülke ile savaş konumuna geliyor Hükümetin umurunda değil. Ancak iş Deniz Feneri davasına gelince Hükümetin etekleri tutuşuyor. Davaya bakan hakim ve savcıların görev yerini değiştirerek davanın seyrine müdahaleyi bunlar icat etti. Hiçbir demokratik ülkede böyle bir olay zaten yaşanmaz. Yaşanırsa bedeli ağır olur. Türkiye’nin önündeki soru şudur. Bu baş bu yastıktan kalkar mı kalkmaz mı? Bize göre kalkmaz. Hükümet olarak işlevsel olarak topal ördektir. Yerel seçimler AKP’nin gidiş biletinin kesileceği CHP’ye iktidar yolunun açılabileceği bir süreç olabilir. Yanlışın yanlışlığına güvenerek söylüyorum. Türkiye’nin AKP marjinalitesini taşıyacak gücü kalmadı. Onlar Türk milletini kendilerine mahkum edecek tertipler peşinde olsa da bu tertipler boşa çıkacaktır. Türkiye asla bir tek parti hegamonyasına razı olmayacaktır, türkiye asla bir tek parti diktatörlüğüne boyun eğmeyecektir. Halkımıza bu açıdan güveniyoruz. Güvenimizin pekişmesi bizim parti olarak çalışmamıza bağlı. Mücadele edeceğiz, çalışacağız. Bu CHP olarak bizim tarihi görevlerimizdendir. Türkiye Cumhuriyeti AKP diktatörlüğünden kurtulmak zorundadır.ö
HALKIN DIŞINDA KİMSENİN AVUKATLIĞINI ÜSTLENMEDİM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, basın mensuplarının sorusu üzerine “İsrail’in avukatlığını yapıyorö diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şu sözlerle yanıt verdi:
“ Hiçbir yerde hiçbir zaman halkın dışında kimsenin avukatlığını üstlenmedim. CHP’nin adında vardın Cumhuriyet Halk partisi eğer avukatlık yapacaksak yapacağımız tek grup vardır o da Türkiye Cumhuriyeti halkıdır. Halkın avukatlığını yapmaktan da şeref duyarız. İsrail’in avukatlığını yapan kim? Soru bir, ABD’de Yahudi lobisinde üstün hizmet madalyası alan kim? Ben miyim Recep Tayyip Erdoğan mı? Buradan soruyorum Erdoğan’a siz o üstün hizmet madalyasını iade edecek misiniz etmeyecek misiniz? Etmezseniz avukatlığa soyunmuşsunuzdur. İki, ben hiçbir zaman hiçbir yerde papaz elbisesi giymedim. ‘Papaz elbisesi gerekirse giyerim’ diyen Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunu giyen insan yeri geldiğinde herkesin avukatlığını yapabilir demektir. Türkiye’nin çıkarlarını gözardı etmedim. Üç, ben hiçbir zaman Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olmadım ve bunu savunmadım. Irak’ta binlerce Müslüman kadına tecavüz edilirken ben hiçbir zaman Amerikan askerlerine başarılar dilemedim. Başarı dileyen Recep Tayyip Erdoğan’dır. Onun için artık yapılan sadece cambaza bak olayıdır. Hem İsrail’e karşıtlığı gibi bir politika güdeceksiniz öbür taraftan da füze kalkanını getirip Türkiye’ye konuşlandıracaksınız. Avukat kim? Hani Türkiye’ye gelmeyecekti bu, kim için geliyor bu füze kalkanı. Türkiye’yi korumak için değil herhalde kimi korumak için İran’a karşı İsrail’i korumak için o zaman İsrail’i korumak için. Halkı kandırıyorlar. Her yerde her ortamda halka doğruları söyleyeceğiz. Recep Tayyip Erdoğan kendi halkına doğru bilgi vermiyor. Doğru bilgi vermemekte de kararlı görünüyor. Ama onun maskesini indirmekte benim görevim."
DHA