İnternet Andıcı soruşturmasında tutuklanan Başbuğ'un savcılık sorgusunda "İnternet siteleri benim dönemimden önce hazırlandı. Tarihlere iyi bakılsın" diyerek Yaşar Büyükanıt'ı işaret ettiği öğrenildi.
[
****](https://www.mynet.com/bahceli-vahim-hadise-110100610136)
IĞSIZ'I YALANLADI
İlker Başbuğ'un, ifadesinde İnternet Andıcı soruşturmasında daha önce tutuklanan emekli Org. Hasan Iğsız'ın, İnternet Andıcı'ndaki "Sn. Komuna Arz" Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a sunulduğu anlamına gelir ifadeleri üzerine ise, "2. Başkan (Hasan Iğsız) tara- fından Sayın Komutana arz diye sunulan bir belge normal şartlarda bana arz edilmesi gerekir. Ancak kesinlikle arz edilmedi. Arz edilmişi olsa bir imza bir paraf mutlaka konulurdu. Bu andıç 2. Başkan (Hasan Iğsız) tarafından 1 Nisan 2009 tarihinde paraflanmıştır. İddialara göre bu andıcın bana 14 Nisan 2009 tarihinde arz edildi. Ancak bu andıcın 2 Nisan 2009 tarihinde karargâh içinde işleme girdiğini de görüyoruz" dediği kaydedildi
Terör örgütü yöneticiliği ve darbe yapmaya teşebbüs iddiasıyla tutuklanan 26. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yedi saatlik sorgusunda sinirli bir şekilde savunma yaptığı öğrenildi.
Savcıların soruları karşısında zaman zaman kızan Başbuğ’un, yüksek sesle, “Ben Genelkurmay Başkanıyım” dediği bildirildi. Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer, mahkemedeki sorguda müvekkilinin Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini söyledi. Sezer, “Anayasada 148. madde değişikliği ile yargılanmanın Yüce Divan’da yapılması ve dosyanın bu hali ile derhal oraya gönderilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Göreve ilişkin itirazlarımız savcılığa da en başta iletilmiştir” dedi.
Geçen perşembe gecesi tutuklanan Başbuğ’un Cumhuriyet Savcılığı’nda verdiği ifadenin ayrıntıları ortaya çıkıyor. 7 saat süren sorguda Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız, emekli orgenerale yaklaşık 50 soru yöneltti. Başbuğ sorulara genellikle sert yanıtlar verdi.
Sorguda sık sık kızdı
Başbuğ’a savcılıkta yöneltilen soruların başında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni yıkmak için örgüt kurmak ve yönetmek suçunu işleyip işlemediği geldi. Başbuğ bu iddialara şu yanıtı verdi: “Bu suçu reddediyorum. Bu suçla itham edilen kişi TC Devleti’nin 26. Genelkurmay Başkanı’dır. Bunu tarihe not olarak düşmekte yarar görüyorum. Ben genelkurmay Başkanı olarak TSK’nın komutanıyım ki bu Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın sayılı güçlü ordularından bir tanesidir. Böyle bir orduya komuta eden birisinin silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek ile suçlanmasına gerçekten trajikomik diyebiliriz.” Siyasi iktidar tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na atandığını ifade eden Başbuğ, bu dönemde Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile çok kez çalışmalarının olduğunu vurguladı.
"Siteleri ben kapattım"
İnternet andıcı davasının temelini oluşturan çok sayıda internet sitesinin yönetiminden sorumlu olduğu iddiasını ise kesin dille reddeden Başbuğ, söz konusu siteler hakkında kendisini savundu.
Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan andıç sanıklarının beyanlarında “Andıç siteleri emir komuta zinciri” altında yapıldı ifadelerinin tersine Başbuğ, 42 internet sitesinin hukuka uygun olmadığını belirterek, kapatma kararı verildiğini ifade etti. Başbuğ, “4 Şubat 2009 tarihinde bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayımlandı. Bu haber üzerine konunun derhal incelenmesini istedik ve o haberlerde sadece site adresleri vardı, herhangi bir içerik yoktu. İlk inceleme sonucunda şekil ve teknik açısından bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde ben bu siteleri kapattırdım. Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir ki ben bu siteleri kapattıran kişiyim” diye konuştu.
‘Boru’ ifadesi soruldu
Başbuğ’a yöneltilen sorulardan bir diğeri de andıç belgesinin akıbeti oldu. Üzerinde, “Sayın komutana arz” ifadesinin yer aldığı resmi belgenin Başbuğ’a ulaşıp ulaşmadığı da tartışma konusu olmuştu.
Savcı, Başbuğ’a resmi belgedeki parafta yer alan ‘Sayın Komutan’ın kim olduğunu sordu. Başbuğ bu soru üzerine, “2. Başkan tarafından ‘Sayın komutana arz’ diye sunulan bir belge normal şartlarda bana arz edilmesi gerekir. Ancak kesinlikle arz edilmedi. Arz edilmiş olsa bir imza bir paraf mutlaka konulurdu” yanıtını verdi. Başbuğ’a ‘kâğıt parçası’ ve ‘boru’ açıklamalarının da sorulduğu öğrenildi. Savcının “Bu açıklamalardaki amacınız nedir?” şeklinde soru yönelttiği öğrenildi. Başbuğ’un ise bu soruya karşılık, “Ben TSK’nın başkanıydım. Komutan olarak TSK’ya moral vermek niyetinde yapılmış açıklamadır” dediği ifade edildi.
148. madde nedir?
“Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Bakanlar Kurulu üyeleri, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başkan ve üyeleri, başsavcılar, cumhuriyet başsavcı vekili, HSYK ve Sayıştay başkan ve üyeleri görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanır. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları da Yüce Divan’da yargılanırlar.” ‘Andıç’ davası nedir? ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ belgesini savcılara gönderen ‘meçhul asker’, Kasım 2009’da elektronik posta yoluyla ikinci bir mektup yollamış ve Genelkurmay’ın psikolojik harekât faaliyetleri çerçevesinde 42 internet sitesi kurarak, ‘kara propaganda’ yaptığını belirtmişti. Bunun üzerine andıç soruşturması başlatıldı. İlker Başbuğ da bu soruşturma kapsamında tutuklandı.
Hukukçular ne diyor?
Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu
Anayasa gayet açık değil mi, Genelkurmay Başkanı olması nedeniyle Başbuğ, Yüce Divan’da yargılanır. Yüce Divan’da dava açma yetkisi de sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na aittir.
Avukat Turgut Kazan:
Anayasanın 148. maddesi gayet açıktır. Genelkurmay Başkanı, göreviyle ilgili suçlardan dolayı, ancak Yüce Divan’da yargılanabilir. Dolayısıyla, Özel Yetkili Mahkeme Genelkurmay Başkanı için tutuklama kararı veremez.
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk:
Anayasada 12 Eylül 2010 günü referandum ile bazı değişiklikler yapıldı. Genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanları işledikleri suçlarda Yüce Divan’da yargılanır. Görevli İstanbul Özel Yetkili Savcısı değil.
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal:
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un işlediği iddia edilen suç işgal ettiği makam ve ona bağlı faaliyetler çerçevesinde o sırada işlenmiştir. Suçlama darbeye teşebbüs etmek. Bu göreviyle ilgili bir suçtur. Yargı yeri Yüce Divan’dır.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu:
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki iddia ‘görevi olmayan bir iş yapmış olması’ olarak ifade ediliyor. Bu nedenle Yüce Divan’da değil de özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının doğru olduğunu düşünüyorum.