MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, çözüm süreci kapsamında hükümetin suç işlediğini fakat şu an hakim olan sessizliğin zamanı gelince hesabının sorulacağını belirtti. Başesgioğlu, Türkiye’nin hızlı bir şekilde Ortadoğu bataklığına çekildiğini söyledi.
Eski Devlet Bakanı ve MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Kastamonu’ya geldi. Burada bir çay bahçesinde basın mensuplarıyla toplantı düzenleyen Başesgioğlu, gündeme dair konuları değerlendirdi. Başesgioğlu, İstanbul Taksim Gezi Parkı’ndaki olayların çözüm sürecini gölgelediğini kaydetti. Kendilerinin her zaman gündeminde olan çözüm sürecinin ileriki günlerde tekrar ülke gündeminde yerini alacağını belirten Başesgioğlu, şöyle konuştu: “Sözde açılım süreci ülkenin birliği ve devletin bekası için son derece tehlikelidir. Milletimizde etnik ayrışma oluşturacak bu güne kadar kardeşlik hukukunda yaşamış insanları ayrıştırıp ötekileştirecek bir süreç olarak görüyoruz. Bu yüzden hükümetin politikalarını asla tasvip etmiyoruz. Özellikle bölücü başı ile görüşmeleri ve diğer aktörleriyle müzakere etmeleri toplum vicdanı olarak kabul edilmediğini de biliyoruz. Çünkü bir terör örgütünün karşısındaki devletin kendisiyle müzakere sağlamaktır. 1983’de bölücü başı devlete isyan ederken 800 bin kişilik Türk ordusunu yenemeyeceğini biliyordu. Ama bugün karşılıklı masaya oturmak için mücadele yürüttü ve maalesef bugün gelinen noktada müzakere edilen muhatap alınan bir şahıs hürriyetine kavuştu. Bunun iç kaynakları ve dış kaynakları da var. Ama şu an bulunan tablo budur. Bu sürecin devam etmesi durumunda ülkenin birliği ve devletin bekası açısından faydalı değildir”
ÖCALAN İLE ANAYASA PAZARLIĞI YAPILIYOR
Bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan ile hükümetin anayasa üzerinde pazarlıklar yaptığını aktaran Başesgioğlu, şunları söyledi: “Bu konuda atılan her adım ülkemiz için son derece tehlikelidir. Ayrıca, anayasa açısından yasalarımız açısından açıkçası suç teşkil etmektedir. Bölücü başının mektuplarının Avrupa’ya Kandil'e götürülmesi PKK ile görüşülmesi PKK militanlarının sınırlarımızdan elini kolunu sallayarak çıkması ve buna müsaade edilmesi mevcut yasaya göre suç teşkil etmektedir. Şu an bir sessizlik hakim. Günü geldiğinde işlenen bütün suçların cezası Türk yargısı önünde verilecektir."
Anayasa değişikliğinin önemli olduğunu belirten Başesgioğlu, şöyle konuştu: "Bu görüşmelerle anayasa birbirleriyle bağlantılıdır. Önümüzdeki günlerde haziran sonundan itibaren anayasa görüşmelerinde gelinen noktayı birlikte göreceğiz. Hükümetin vatandaşlara takdimi ‘bugüne kadar çok acılar çekildi, şehit cenazesi gelmesin analar ağlamasın’ bunların hepsi kabul. Ama bunlar neyin karşılığında bunları sağlayacak. Ne tür pazarlıklar yapıldı. Bunlar Türk milletine söylenmiyor. Gizli bir ajanda var. Bu işin esas ana noktası milletimizden saklanıyor. Ama bölücü başının sızan demeçleri BDP’lilerin beyanatları, Kandil'deki bölücü örgüt liderlerinin konuşmalarından anlaşıldığı kadarıyla anayasa pazarlıkları var. İdare sistemi üzerinde pazarlık yapılıyor. Etnik ayrıştırmaya yol açacak bir takım düzenlemelerin yasal ve düzenlenmelerin anayasaya yansıması isteniyor. Bunlar önümüzdeki günlerde anayasa çalışmaları sırasında göreceğiz. Bunların her biri bizi toplum olarak ayrıştırıp parçalayarak bölecek çok tehlikeli gelişmelerdir. Dileriz ki daha fazla tahribat olmadan hükümet bu yanlışından döner. Bu konuda dış politikayla da söylenen hususlar var.”
SURİYE POLİTİKASI İFLAS ETTİ
ABD ziyareti sonrası talepleri kabul edilmeyen Türkiye’nin Suriye politikasının iflas ettiğini açıklayan Başesgioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela geçenlerde Hatay’da belki cumhuriyet tarihinin en büyük bombalı bir sabotajı masum vatandaşlara yöneltildi. 52 kişi şehit oldu. Bu tabi Suriye’deki çatışmanın Suriye’deki kamplaşmanın ve burada yapılan vekalet savaşının Türkiye’ye yansımasıdır. Bu yüzden hükümetin dış politika anlamında Suriye politikasını tasvip etmiyoruz. Bu çok yanlıştır. Geleneksel dış politikalara uygun olmaktadır. Bizi ileride büyük mağduriyetlere muhatap kılacak bir politika tarzıdır."
Başbakan'ın son Amerika gezisinde Suriye konusundaki tezlerinin hepsinin iflas ettiğini belirten Başesgioğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Sayın başbakan Suriye bir askeri müdahale yapılmasını ve olmadı uçuşa yasak bölge ilan edilmesini ısrarla savunmuş ama bu başta Amerika olmak üzere batı devletleri tarafından kabul edilmedi. Tam aksine mevcut rejimle muhaliflerin yapacağı görüşmelere Türkiye’nin yardımcı olmasını istemişlerdir. Bu yüzden maalesef Türkiye’nin Suriye konusundaki tezleri 180 derece değişerek bu noktadaki görev üstten inmiştir. Bu da Türkiye’nin devlet olarak imajını ve güvenliğini zedelemiştir. Suriye politikası yanlış ve bu yanlış politika nedeniyle 900 kilometre sınır yol geçen hanına döndü. Şu an o bölgedeki insanların can ve mal güvenliği kalmadı”
MEZHEP SAVAŞI ÇIKARILMAK İSTENİYOR
Türkiye’nin menfaatine olanın hem Suriye’nin hem de Irak’ın siyasal bütünlüğünün sağlanması olduğunu ifade eden Başesgioğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu ülkeler parçalanırsa bu ülkelerde yeni küçük devletler çıkarsa bu Türkiye’nin menfaatine değil aynı zamanda oradaki yaşanan mezhep savaşını da tetikler. Onun için bizim bu ülkelerin bütünlüğünü korumak yönünde politikalar geliştirmemiz gerekir. Hükümetin bu dış politikadaki konseptini de süratle değiştirmesi ve angajmanları da hızlı bir şekilde test etmesi gerekiyor. Yoksa hızlı bir şekilde bizleri Ortadoğu bataklığına çekiyorlar. Yoksa burada mezhep savaşı çıkar. Buda Türkiye’nin sürekli eksen kaymasına yol açar. Umarım hükümet, bu yoldan da çok kısa zamanda döner”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz