Başkan Gökçek: “çaresi Yok Ankapark Bitecek”

ANKARA (İHA) – Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin ANKAPARK’IN yapımını durdurması ile ilgili kararına ilişkin, “Çaresi yok ANKAPARK bitecek” dedi.Başkan Gökçek, katıldığı bir radyo programında ANKAPARK’la ilgili yargı kararını değerlendirdi. Gökçek, “Mimarlar Odası istedi diye bunun yıkılması mümkün mü? Trilyonda bir ihtimal var mı? Kendi kendilerine gündem oluşturuyorlar, başka bir şey değil. Mahkeme planını uygularım, uyguladıktan sonra da yeni bir plan geçirir devam ederim. O plan da iptal edilirse bir tane daha plan çıkarırım. Çaresi yok bitecek yani, bitmiş” diye konuştu.Ankaralıların demokrasiden zerre adım ayrılmamak kaydıyla bu konuda tepkilerini ortaya koymaları gerektiğini söyleyen Başkan Gökçek, şunları söyledi:“Marifetmiş gibi Mimarlar Odası zafer ilan etti ‘durdurduk filan’ diye. Ben bunu anlayamıyorum, biz buraya eski parayla 800-900 trilyonları bulan masraf ettik. Ve verilen siparişlerle birlikte 1 katrilyonu geçiyor. Ne yapacaksınız? Mahkeme kararını bilirkişi raporunu okuyunca insanın gülmemesi mümkün değil. Böyle bir bilirkişi kararı ile yürütmeyi durdurma kararına inanamıyorum.”“EN İYİ ARPA, BUĞDAYI AOÇ’DEN ALACAKMIŞIZ”Gökçek, “Mahkemenin kararında ‘Atatürk Orman Çiftliği’nin bağlamsal tarihsel özelliklerinden gelen tarım alanı niteliğinin korunması, rekreasyon niteliklerinin bütünleştirilmesi nedenselliği, ne demekse), yani tarımsal alan olaraktan biz oradaki parkı koruyacakmışız. Atatürk Orman Çiftliği’nde tarım yapılacak, arpa ekilecek, buğday ekilecek, en iyi arpa ve buğdayı AOÇ’nin alanlarından alacağız. Geçmiş dönemde Atatürk zamanında burası şehrin dışında kalan bir yerdi. Yani Ayaş neyse öyle bir yerdi. Şimdi şehrin göbeğinde kalmış, burada tarım yapılır mı? Bunu bilim adamı söyler mi? Buna uygun olarak da hakim nasıl karar verir, aklım hafzalam almıyor. Kararın devamında diyor ki; ‘zehirlenmesi söz konusu olacaksa alanın tarımsal nitelikten kentsel kullanıma dönüşmüş parçalarının yeniden tarıma ve doğal niteliğe kavuşması yönünde bir stratejinin izlenmesi gerektiğini’, yani ne yapacakmışız biliyor musunuz? Biz oraya 100 bin metrekare kapalı alan yaptık, bütün bu kapalı alanların hepsini sökeceğiz, orada arpa ve buğday yetiştireceğiz. Olacak şey değil” diye konuştu.“ÖNCEDEN HAYVANAT BAHÇESİNE BİLETLE GİRİLMİYOR MUYDU?”Mahkeme kararını değerlendirmeye devam eden Başkan Gökçek, mahkeme kararında “AOÇ arazileri üzerinde konut, ticaret ve sanayi amaçlı yapılaşma yapılamaz hükmüne karşı dava konusu alanda ücretli giriş yapılarak kullanılabilecek ticari alanların öngörüldüğü” şeklindeki ifadelere de karşı çıkarak şunları söyledi:“Burada ticaretten kastedilen, buraya bir iş merkezi kastediliyor. Daha önce burada hayvanat bahçesi yok muydu? Biletle girilmiyor muydu? Biz belediye zamanında bedava yaptık ayrı, ama ondan önce burası biletle girilen yer değil miydi? Yani nasıl bir bilirkişi raporu anlayamıyorum.”Mahkeme kararında ‘yaklaşık 6 bin 500 araçlık olduğu belirtilen otopark alanının tarımsal alanda neden olacağı bozulmanın yanı sıra olumsuz mikro klimatik etki yapacağı’ iddiasını da değerlendiren Başkan Gökçek, “Biz orada tabi 6 bin 500 araçlık otopark yapabilmek için alanı sertleştirdik. Ne yaptık; oraya stablize malzeme ekledik, taş ekledik, onları bastırdık, şimdi biz onların hepsini kaldıracağız oradan, hani tarım yapacağız ya. Benim aklım hafzalam almıyor” diye konuştu.Mahkeme kararının sonunda da “uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına” ifadelerinin yer aldığına dikkat çeken Başkan Gökçek, şöyle devam etti:“Bir sual soruyorum size; telafisi mümkün zarar; yapılmış olanın yok olması mı, durdurulması mı? Telafisi mümkün olmayan bir zarar meydana getirir. Niye? Müteahhit çalışıyor orada, müteahhidin işlerini durduracağız, bunun zararını kim verecek? Bence bunun zararını bilirkişiler ve bu kararı veren hakim vermeli, bu konuda da yargıya müracaat etmek lazım. Gelin buraya bir bakın, bu bir milli servet nereye gelmiş?”