Başkan Kocamaz, sonuna kadar direnir

Doğrusu sessizden giden otobüsçüler eylemini merak ediyordum. Burada mağdur olan yine vatandaş oluyordu. İşin için de eski alışkanlıkların yani avanta paranın peşinde koşanlar olduğunu Başkan Kocamaz’ın basın toplantısında öğrendik.

Her şeyi samimiyetini ortaya koyarak bir bir belgelerle anlatan Başkan Kocamaz, tehditlere boyun eğmeyeceğini de belirtti.

“Kamu hizmetini yerine getirirken kişi ya da grupların menfaatinden ziyade kamunun menfaatini, Mersin’in menfaatini düşünmek önceliğimiz ve sorumluluğumuzdur” diyen Başkan Kocamaz aslında en doğrusunu yapıyor. Göreve geldiği günden buyana değişimin simgesi olmaya başlayan Kocamaz, burada da durmayacaktır.

Ben, uzun yıllar bir gazeteci olarak Sayın Kocamaz’ı takip etmişimdir. Kime hangi yüzünü göstereceğini çok iyi bilir. Bazılarının ona “yukarıdakiler de aşağıdakiler kadar can güvenliğine sahip” şeklindeki sözler ise akıllara pek çok soru işareti getirdi.

Tabii, şimdiden şunu söyleyeyim: tanıdığımız Başkan Kocamaz haksızlık yapmaz ve kimsenin de tehdidine boyun eğmez! Başında olduğu kurumun menfaati için sonuna kadar direnecektir.

Bağımsız yargı mücadelesi

devletin zirvesinde yapılıyor

Özellikle son yıllarda gündemi yakalamak gerçekten çok güç, belki de siyaset bunun üzerine kuruluyordur.

Henüz Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını tartışırken, araya CHP Kurultayı ve ince hesaplar girdi diyecekken Yeni adli yıl tartışmaların gölgesinde başlayınca, bizde dikkatimizi bu yöne çevirdik.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açılış törenine katılmamaları yeni bir siyasi krizin habercisi niteliğinde oldu. Törende konuşma yapan Metin Feyzioğlu’na yargıdan destek geldi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ile başta askeri ve sivil yüksek yargı mensupları törene büyük ilgi gösterirken, Muhalefette yargıyı yalnız bırakmadı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Selahattin Demirtaş da törendeki yerlerini aldılar.

Yargıtay Başkanı Ali Alkan, “Yargının bağımsızlığını ortadan kaldırmak veya yürütmeye bağlı bir yargı oluşturmak, yargı denetiminden kaynaklanan meşrutiyeti hafife almak olacaktır. Tarih hukukla sınırlanmamış bir yönetimin vatandaşları için büyük bir tehdit haline geldiğine pek çok defa tanıklık etmiştir” dedi.

Bu sözleri çok iyi okumak gerekiyor. Cumhurbaşkanı ile yargı üyeleri arasında gerilimli günlerin habercisi niteliği taşıyan sözler kulak arkası edilemeyecek kadar ciddi bir süreci işaret ediyor.

Bu arada paralel yapı iddiasıyla dalga dalga yayılan operasyonlar polisin moralini de bozmakta. Hatta sıranın kendisine ne zaman geleceğini sorgulayan polisler var; bunlar bu kafayla nasıl görev yapacaklar. Asayiş olaylarında inisiyatif almak istemeyen polisin suçluya karşı müdahalesinde ciddi sorunlar da çıkacaktır.

Ülkemizin sınırlarında yaşananları dikkate aldığımızda iç barışın ne kadar önemli olduğunu görürüz. Bölgemizde yaşanan savaşa dahil olmamak için güçlü bir duruş ortaya koymak zorundayız.

Tabii, devletin başındakilerin öncelikle akıllarını başlarına almaları gerekmektedir.

Yazık olur bu vatana, önce akıl baştan giderse...