İzmir Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 130 sanıkla yargılanmasına devam edilen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, savunmasını tamamladı. İddianamede yer alan suçlamaları şiddetle kabul etmediğini mahkeme heyetine belirten Başkan Kocaoğlu; "Bu iddianameden tutuklu bulunan belediye bürokratları değil, bu komployu hazırlayanlar utanç duymalıdır. Ben, çete reisi değilim" dedi.
Suç örgütü kurmak ve üye olmak suçundan yargılanmasına devam edilen 130 sanıkla Başkan Kocaoğlu, duruşmanın ikinci gününde savunmasını tamamladı. İddianamede yer alan şal,süt dağıtımları, Eshot, Buca'daki toplu konut alım satımları, Emek Şenliği'nde düzenlenen Şevval Sam konserine ilişkin çeşitli suçlamalar hakkında 397 yıl hapis cezası istenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, savunmasında 52 vergi denetmeni bilinçsiz olarak nitelendirdi.
Savunmasında çete reisi olmadığını öne süren Kocaoğlu; şöyle konuştu: 'Hayatım boyunca haksız kazanç elde etmedim. 1 lira vergi kaçırmadım. Çete nitelendirmesini kesinlikle reddediyorum. Vergi denetçilerinin ve bilirkişilerin vergi mevzuatı ile ilgili bilgisi olmadığı ortadadır. Böyle bilgisiz adamlar siyasi otoriteye bağlıdır. Eğer çete varsa, suç örgütü varsa yediğimiz içtiğimizde servet beyanımızda bir artış var mı? 160 yıllık belediyecilik tarihinde belediyeyi taciz eden bir savunma hazırlatmak ne anlama geliyor? Buradaki amaç belediyeyi çökertmektir. Amaç siyasi olabilir. Suçlamalar suç içermiyor. Bunu bütün dünya alem konunun bütün otoriterleri bilmektedir"
Başkan Kocaoğlu'nun mahkeme heyetine çeşitli suçlamalara ilişkin verdiği savunması şu şekilde oldu:
ŞEVVAL SAM KONSERİ: Sanatçının ihalesi olmaz. Sanatçı bir tanedir.Bu çamaşır makinesi ya da buzdolabı değil ki? Eğer sanatçının isim benzerliğinden 10 kişi varsa ve bu 10 kişinin de hepsi sanatçı olmadığına göre. Eğer iddia edildiği gibi ihaleye çıkılacaksa o zaman ne ihale ne de mevzuattan dolayı işin içinden çıkmak mümkün değil. Kaç tane Şevval Sam var? Bunlar gelse ihaleye mi girilecekti? Böyle bir şey olabilir mi?
BALKAN HALK DANSLARI: Balkan Halk Dansları mevzuata uygun olarak yapılmıştır. Bu konudaki suçlamaları şiddetle reddediyorum.
ESHOT: ESHOT'la alakalı olarak affınıza sığınarak söylüyorum ki, burada sapla saman birbirine karışmıştır. ESHOT İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bir kuruluşudur. Fakat ESHOT'un tüzel kişiliği yoktur. Bununla alakalı kanun çıkmamıştır. Parlamentoda beklemektedir. O zaman çok durak ihtiyacımız vardı. Ek durak ihalesine çıkmamız gerekiyordu. Burada da A'dan Z'ye yasalara uygun olarak çalışılmıştır. Bu bir suç oluşturmak adına yapılan bir suçlamadır.
SÜT DAĞITIMI: Sütü süt üreticisinden alıyoruz. Yedi yıl öncesine kadar sütler asfaltlara dökülüyordu. Protestolar oluyordu. Tire Süt Kooperatifi ile bir anlaşma yaptık. Üreticiden sütü aldık. Satmadık, yemedik, içmedik. Dar gelirli bölgedeki çocuklara ilk önce 150 bin olan daha sonra 211 bin ilköğretim çağındaki çocuklara süt dağıttık. Savcılık soruşturma başlatıyor, Milli Eğitim Müdürlüğü okullara yazı gönderiyor. 7 yaşındaki ilkokula yeni başlayan çocuklara diş macunu, mandalina ve süt dağıtıldı mı?
Dağıtıldıysa kaç tane dağıtıldı? Buradan ne anlarsanız onu bulursunuz.
BUCA TOPLU KONUTLARI: Türkiye'de emekli maaşları malum. Bir elimizde ev bir elimizde parayla vatandaşa gelip bu konutlarda oturun diye konutları yaptırdık.
İDDİANAMEDE ART NİYET VAR, BERAATIMI TALEP EDİYORUM Belediye bürokratlarına ve kendisine yönelik suçlamaları reddettiğini yineleyen Başkan Kocaoğlu, savunmasında ayrıca soruşturma süresince kendisine ve mesai arkadaşlarına güvendiğini hatırlattı. Başkan Kocaoğlu, şunları söyledi: İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tüm bürokratları huzurunuzda sanık olarak bulunmaktadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi bir suç örgütü değildir, ben çete reisi değilim.İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna yüzde 56,7 oranında tarihinde rahmetli Piriştina tarafından ikinci kez oturan kişiyim. Ben çete reisi değilim. Bunun mahkeme heyetiniz, İzmirliler ve Türkiye tarafından bilinmesini belirtmek istiyorum."
Belediyeye biliçsizce saldırıldığını anlatan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu iddianamede bir art niyet vardır. Bu iddianamede yer alan suçlamalara karşılık İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 25 katrilyonunu halkın yararına kullandığının belgesidir.Bu iddianame başarı vesikamızdır.Bu iddianameden içeride tutuklu bulunan bürokratlarımız değil, bu komployu hazırlayanlar utanç duymalıdır. Bu organize bir iştir. Burada organize bir suç varsa ortaya çıkarılmasını, tutuklu arkadaşlarımızın özgür bırakılmasını ve şahsımızın da beraatını talep ediyorum"
MAHKEMEDEN NOTLAR:
Yargılamanın ikinci gününde CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Birgül Ayman Güler ile Mustafa Moroğlu ve TBMM İnsan Hakları Komisyon Üyesi Ahmet Ersin de duruşma salonunda yer aldı. Başkan Kocaoğlu'nun eşi Türkegül Kocaoğlu, İzmir Baro Başkanı Sema Pekdaş ile yan yana oturarak duruşmayı izledi. Duruşma sırasında mahkeme başkanı Başkan Kocaoğlu'na İZELMAN'da yapılan katlı otopark ihalesine ilişkin 11 Şubat 2011 tarihinde saat 11.13'te Hüseyin Kırmız, Pervin Şenel Genç Serdal Selçuk Savcı arasında geçen diyaloglardan haberinin olup olmadığı soruldu.
Bu sırada salonda bulunan avukatlardan bazıları mahkeme başkanına konunun muhatapları ile görüşülmesi talebinde bulundu. Bunun üzerine mahkeme başkanı ve avukatlar arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Başkan Kocaoğlu da ihaleye çıkılmadan önceki görüşmeden haberinin olmadığını söyledi.
Öğle tatili sebebiyle duruşmaya ara verildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz