Google Türkiye ve Dipnot.tv işbirliği ile interaktif olarak gerçekleştirilen Seçim Sohbetleri adlı dijital programda Berkin Elvan’ı anma yürüyüşüne yapılan müdahalenin ardından TOMA’lara su vermeyeceğini yineleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu; Haziran’da belediye araçları TOMA’lara su verdiği için de özür diledi.
Programda Başkan Kocaoğlu gazeteciler Banu Şen, Ümit Yaldız, Ali Ekber Yıldırım, yazar Yaşar Aksoy, akademisyenler Siyaset Bilimci Profesör Tanju Tosun, Profesör Doktor Türker Susmuş ve Doçent Doktor Levent Yılmaz’ın sorularına yanıt verdi. Pazar günü kente gelecek Başbakan Erdoğan için hazırlanan ‘Kumral Devrimci’ pankartı ile CHP İl Başkanı Ali Engin’in açıklamaları üzerine partinin cemaatle ilişkisi hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Projeleriyle ilgili soruları da yanıtlayan Başkan Kocaoğlu oy oranı tahmininde bulunurken CHP’nin yüzde 60 ve üzeri Ak Parti’nin yüzde 30 oranında oy alacağını düşündüğünü söyledi. Aziz Kocaoğlu İzmir Valisi Mustafa Toprak’ı da hem kentteki yürüyüş ve gösterilerdeki tutumuyla genel tutumunu eleştirdi.
Programda Kocaoğlu’na, Berkin Elvan’ın ölümünün ardından İzmir’de çıkan olaylar üzerine yaptığı “TOMA araçlarına su vermeyeceğim” açıklaması soruldu. Kocaoğlu, “TOMA’lara o akşam bir yayın saati sırasında yaptığım görüşmeden sonra su verilmedi. Arkadaşlar rutin olarak daha önce polislere otobüs de vermişti. Ertesi gün sabah itibariyle de belediye otobüslerini vermiyoruz. Çünkü biz Berkin’in vefatı ile ilgili anmanın polisle, valiyle, emniyetle alakası olmadığını müdahale gerektirmediğini insanların anayasal anma hakkını kullandıklarına inanıyoruz. Haziran ayındaki olaylarda TOMA’lara su da verdik polislere otobüs de. Ancak ben Gündoğdu’daki eylemlere de katılmıştım. Ben üzgünüm. Türk polisinin böyle dağıtmak için bizden su ve otobüs istediğinin o anda farkına varamadım. Onun için de özür diliyorum. Dün metrelerce önümde polisin davranışını gördükten sonra anladım ki polisin kendini tekrar dizayn etmesi gerekiyor. Vali’nin de bu tür emirler vermemesi gerekiyor. 103 metre öteden gördüğüm olayda biber gazı ya da su sıkılacak hiç bir şey yoktu” dedi.
Başkan Aziz Kocaoğlu, İzmir’de Başbakan Erdoğan için asılan “kumral devrimci geliyor” afişlerini de yorumladı. Kocaoğlu, “Ne olursanız olun. İsterseniz mahallede bakkal olun, ister yazar ister çizer olun. Abi olun kardeş olun. Güveninizi kaybettiğiniz zaman her şeyinizi kaybediyorsunuz. Başbakan hem yurt içinde hem yurt dışında güvenini kaybetmiştir. Bu güveni bir daha tesis etmesi çok zor görünüyor. Kumrala sarışına esmere karışamam. Onu bilemem. Ama devrimci lafı Sayın Başbakan için kullanılıyorsa teori de pratik de bitirilmiş bir çelişki yumağının içine girilmiştir. Kumrallığını bilmem ama Başbakan’a devrimci gömleği oturuyorsa o zaman biz hiç bir şey bilmiyoruz demek gerekir” diye konuştu.
CHP İl Başkanı Ali Engin’in bir gazeteye verdiği demeçte cemaate övgüler dizmesi üzerinden partinin cemaatle ilişkisi hakkındaki soruya Kocaoğlu’nun verdiği yanıt şu oldu: “Ali Engin Bey’in tam olarak ne söylediğini bilmiyorum, neyi kastettiğini ona sormak lazım… Biz kitle partisiyiz. Herkesten oy
isteriz. Sayın Başbakan’ın CHP-cemaat ilişkisine yönelik sözleri siyasetin de ötesine geçen anlamsız sözler… CHP’nin ilke ve prensipleri bellidir. Biz herkesle görüşürüz, herkese yardımcı olmak zorundayız. Ne etnik köken, ne siyaset, ne bölge, ne din ne de mezhep ayrımı yaparız. Herkese aynı pencereden bakarız. Bu arada kim bize oy verirse şimdiden kendilerine şükran sunarız. Düne kadar AK Parti’ye oy veren insanlar bir menfaat için mi oy verdi? Biz 10 senedir belediyecilikte hiçbir ayrım yapmadık. Sayın Başbakan her zamanki gibi ötekileştirme yapıyor. Artık algı yönetimi de iflas etti!”
İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın tutumunu da eleştiren Kocaoğlu, “ Hükümetin de olmaktan çıktı adayın valisi” dedi. İzmir Valisi Mustafa Toprak’a da eleştirilerini yönelten Aziz Kocaoğlu, “Sayın vali beni mazur görsün ama valimiz vali değil. Hükümetin valisi hiç değil. Hükümetin valisi diye tahmin ediyorduk hükümetin valisi de değil şu anda AKP adayının valisi. Tek kişiye bağlı olarak çalışıyor. Bundan da bütün İzmirliler hepimiz hicap duyuyoruz. Önceki emniyet müdürü 32 günde gitti. Şimdiki ile sanıyorum iyi anlaşıyorlar. Çünkü iki gündür yaptıkları işlerde hiç gereği yokken toplum germek sindirmek üzere emir komuta zincirinde bir sürü iş yaptılar. Kendisinin liman operasyonu ile ilgili internete tapesi de düştü. Şimdi bu valiye İzmir’in neyini emanet edeceksiniz” dedi.