Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, TRT-TÜRK'te Görüş Farkı programına konuk olarak Ömer Şahin'in sorularını yanıtladı. Bozdağ, Türkiye'de iki fiili darbe ve iki muhtıranın olduğuna dikkat çekerek, "Başkanlık sistemi buna izin vermez. Sistemin doğasında bu yok. Çünkü başkanlık sistemi bir defa siyasal istikrarı ve güçlü iktidarı kuruyor. Bunu kim yapıyor? Halk yapıyor. Sandıkta milletin yüzde 51'inin oyunu alan başkan oluyor. Krize izin vermiyor. Çünkü başkan belli, yürütme yetkisini başkan kullanıyor, parlamentonun güvenine tabi değil, parlamento gensoruyla onu düşünemiyor. Veya otellerde geçmişte olduğu gibi birileri oturup vekil transfer ederek hükümeti düşüremiyor. Veya birileri talimat verdi düdük çaldı diye milletvekilleri patır patır partiden istifa ederek hükümeti düşürecek bir pozisyon ortaya çıkaramıyor" dedi.
-MUHALEFET TARTIŞILSIN İSTEMİYOR-
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, muhalefet partilerinin Başkanlık sistemini tartışılmasını istemediğini belirterek, "Çok açık söylüyorum, başkanlık sistemi tartışılırsa öğrenilmesinden, bilinirliğinin çoğalmasından korkuyorlar. Çünkü bilinirliliği çoğaldıkça başkanlık sisteminin özellikleri halkımız tarafından daha fazla bilindikçe mesleği çoğalacak. Yani çok net söylüyorum, şöyle bir tahtaya iki tane sistem koysak, birine 1 numara, diğerine 2 numara desek sistemlerin özelliklerini altına yazsak, faydalarını, zararlarını altına yazsak sonra da vatandaşımıza sorsak ya bu iki sistemden siz hangisini istiyorsunuz diye sorsak büyük bir çoğunluğunun başkanlık sistemini istediğini göreceğiz" diye konuştu.
-EN BAŞARILI ÖRNEK ABD-
Latin Amerika ülkelerinde uygulanan Başkanlık Sistemi'nin başarılı olamadığını hatırlatılması üzerine Bozdağ, "Latin Amerika örnekleri, başkanlık sistemi için örnek teşkil edemez. Çünkü başkanlık sistemiyle ilgisi, alakası olmayan pek çok kural bunun içerisine konmuş, adı başkanlık, ama özü başkanlıkla hiç alakası olmayan bir sistem. Yani şu anda en başarılı bu konuda örnek gösterilecekse Amerika Birleşik Devletleri'dir" dedi.
-"FEREDAL SİSTEM OLMAZ"-
Bozdağ, ABD'de federal sistemin olduğunun hatırlatılması üzerine ise "Amerika başkanlık sistemini kabul etmiş, ama federal bir yapıyla başkanlık sistemini uyguluyor. Federal sistem Amerika'nın siyasi tercihidir. Yoksa başkanlık sisteminin bir özelliği değildir. Şimdi Amerika örnek gösterildiğinde başkanlık sisteminde yani sanki Türkiye başkanlık sistemine geçerse üniter yapı bozulacak, federal bir yapıya geçilecek, Türkiye bölünecek diye birileri korku pompalıyor. Halbuki federal yapı başkanlık sisteminin özelliği değil, Amerika'nın siyasi tercihidir. Türkiye federal bir yapıya geçmeden üniter yapısını koruyarak bakanlık sistemini Türkiye'de hayata geçirebilir, koruyabilir, uygulayabilir" dedi.
-ÖZAL, DEMİREL VE GÜL-
Atatürk, İnönü ve Bayar'ın partili cumhurbaşkanı olduğuna işaret eden Bozdağ, "Şimdi rahmetli Özal cumhurbaşkanı seçildi değil mi? Sayın Demirel cumhurbaşkanı seçildi, Sayın Gül cumhurbaşkanı seçildi. Özal Anavatan Partisi'ni kurdu mu? Kurdu. Tüzüğünü, programını, fikri altyapısını her şeyini yaptı mı? Yaptı. Demirel Doğru Yol Partisi'yle ne kadar içli dışlı oldu açık mı? Açık. Sayın Gül, AK Parti'nin kuruluşunda, tüzüğünün, programının yapılmasında ilk Başbakan olmasında, Dışişleri Bakanı olmasında bu partinin fikri yapısının oluşmasına ve gelişmesine katkısı oldu mu? Oldu. Şimdi cumhurbaşkanı seçilince partiyle ilişiği kesilince cumhurbaşkanlarının siyasi fikirleri değişiyor mu? Kendi kurdukları, programını yazdıkları partiyle gönül bağları kopuyor mu, fikri bağları kopuyor mu? Yani kemse kimseyi kandırmasın, sonuçta o fikri yapı devam ediyor, muvazaalı bir yapı olacağını biz diyoruz ki açık olsun, kim gelirse gelsin, partili kimliği olsun" dedi.
-KARDEŞLİK HUKUKU VAR-
Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün TBMM'deki konuşmasıyla ilgili soru üzerine ise "Sayın Cumhurbaşkanımızla Sayın Başbakanımızın hukukları, gazetelerin veya siyasilerin veya üçüncü şahısların yorumlarıyla, temennileriyle, beklentileriyle değişecek, şekillenecek bir ilişki değil. Çünkü çok eskiye dayanan kardeşlik hukuku çok güçlü olan bir ilişki ve o ilişki araya üçüncü bir kişiyi kabul etmez. O yüzden ben bunları tamamen beyhude üçüncü kişilerin beyhude çabaları, gayretleri olarak görüyorum ve herhangi bir olumsuzluk oluşturacağını hiçbir zaman düşünmüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman görüşlerini açıklıkla söylemiştir, bundan sonra da söylemeye devam edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı tavsiyelerdir. Yani, bu her dönemde yapılır. Cumhurbaşkanımızın tavsiyelerinden hareket ederek birilerinin farklı anlamlar çıkarmaları fevkalade yanlış olur" dedi. (ANKA)
(ORH/HF)