İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Hrant Dink davasının sonucuna tepki gösterip "Biz bitti demeden bu dava bitmez" sloganıyla Ankara’da bir panel düzenledi. Konuşmacılardan Dink’in yakın arkadaşı gazeteci Baskın Oran, bu davanın sonucunun Ergenekoncular için bir zafer olduğunu fakat, bu aşırı zaferin Ergenekonculara karşı büyük bir tepki olarak döneceğini belirtti. Oran, gelecekte Türkiye demokrasisinin bugünkinden çok daha iyi olacağını dile getirdi.
MAZLUMDER Dink davasında verilen karara ve ırkçılığa ve milliyetçiliğe karşı tepki göstermek üzere Ankara Kızılay’daki Mimarlar Odası Toplantı Salonu’nda bir panel düzenledi. Panele konuşmacı olarak Dink’in yakın arkadaşı olan Gazeteci Baskın Oran, Avukat Orhan Kemal Cengiz ve Atilla Dirim katıldı. Dink’in hayatından kesitler anlatan Oran, arkadaşının duygu dolu, idealist ve pozitif düşünen birisi olduğunu söyledi. Hrant’ın daha önceden de hedef olarak gösterilmekten çekindiğini vurgulayan Oran, “Hrant, Lozan’dan vazgeçiyorumdan kastı hedef gösterilmek istemiyorum demekti.” dedi.
Dink’in 2006 yılında “Ben Fransa’ya Honkpor meydanına giderim ve soykırım olmadı derim, Ankara Güvenpark’a gelir soykırım oldu derim.” dediğini hatırlatan Oran, sözlerine şöyle devam etti: “Hrant, çok objektif birisiydi. O tam bir Türk vatandaşı olmak istiyordu.”
“ERGENEKONCULARIN KAZANDIĞI BU BÜYÜK ZAFER ONLARI ORTADAN KALDIRACAK”
Davanın sonucunu da değerlendiren Oran, “Bu davanın sonucu, Ergenekoncular için tam bir zaferdir. O kadar büyük bir zaferdir ki, o felsefeye zarar verecek bir zaferdir. Dialektik işte budur. Bu kadar büyük zafer kazanırsan, yarattığın tepki en sonunda seni ortadan kaldırır. Onun için hiç üzülmemek lazım. 19 kişi yargılanıp da örgüt yoktur diye sonuçlanan bir dava, bu Türkiye’nin üzerine çökmüş olan Ergenekon belasına karşı öyle bir tepki doğuracaktır ki, Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları bugünkinden çok daha iyi yere gelecektir.” diye konuştu.
Hiçbir şeyden korkmadığını aktaran Oran bu davanın bu şekilde sonuçlanmamasının bin yerine 10 bin kişi ile tepki göstermekten geçtiğinin altını çizdi.
2007-2008 yıllarında hükümetin, devletin tam sahibi olmadığı için rahat olamadığını kabul eden Avukat Orhan Kemal Cengiz ise artık birçok şeyin değiştiğini, bundan sonraki olacaklardan tamamen Erdoğan Hükümeti'nin sorumlu olduğunu kaydetti.
Dink davasının tam olarak çözülemediğini savunan Cengiz, “Dink davası iki şekilde çözülebilirdi. Birincisi orada görev yapan jandarma ve emniyet ciddi şekilde mercek altına alınmalıydı. İkinci olarak da Ergenekon davasına odaklanarak çözülebilirdi. Ama bunlar yapılmadığı için çözümde mümkün olamadı.” şeklinde konuştu.
“VELİ KÜÇÜK, DİNK’İN YÜZÜNE TÜKÜRMEK VE TEHDİT ETMEK İÇİN MAHKEME KORİDORLARINDA GEZİYORDU”
Dink’in ölmeden önce kendisini öldüreceklerini aslında işaret ettiğini kaydeden Cengiz, şöyle konuştu: “Veli Küçük mahkeme koridorlarında Dink’in yüzüne tükürmek için beklerken yalnız değildi. Kuvayi Milliyeciler, Vatanseverler Birliği ve bunlara benzer grupların hepsi bir yerde toplanıyordu. O da Ergenekon.”
“ERGENEKON BİR KIZILELMA KOALİSYONU”
Ergenekonun çok ciddi bir antihristiyan tarafının olduğuna dikkat çeken Cengiz, savcılar da olmak üzere kimsenin bunu göremediğini aktararak, “Misyonerlik çok iyi bir katerizör. Muhafazakar, dindar ve ulusalcı olanları birleştirecek ciddi bir katelizör. Zaten Ergenekona da bakılacak olunursa bir Kızılelma koalisyonudur.” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz