YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Başoğlu, Akıncı davasında müşteki sıfatıyla beyanda bulundu

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında EDOK komutanı olan emekli Orgeneral Kamil Başoğlu, girişimin yönetildiği Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada müşteki olarak beyanda bulundu

Eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) emekli Orgeneral Kamil Başoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada müşteki olarak beyanda bulundu.

Başoğlu, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen Akıncı Üssü davasının duruşmasına müşteki sıfatıyla katıldı.

İfadesinin başında 15 Temmuz şehitlerini rahmetle, gazileri şükranla andığını belirten Başoğlu, daha önce mağdur sıfatıyla ifade verdiğini, beyanlarında herhangi bir değişiklik bulunmadığını söyledi.

Darbe girişimi sırasında konutunda bulunduğunu, Kara Kuvvetleri Komutanlığında görevli bir kurmay albay ve bir kurmay binbaşı ile Muhafız Alayı görevlilerince, Genelkurmay Başkanı tarafından çağrıldığı bahanesiyle bir ambulansa bindirilerek kaçırıldığını anlatan Başoğlu, kolunun arkadan bağlandığını, gözlüğünün alındığını ve başına erlerin giydiği haki renkti bir fanila giydirildiğini belirtti.

Sonradan 141. Filo olduğunu öğrendiği bir binaya getirildiğini bildiren Başoğlu, burada 2 kişinin koluna girerek kendisini mahzen gibi bir yere götürdüğünü söyledi.

Ağzının bantlandığını, ayakların plastik kelepçe takıldığını ifade eden Kamil Başoğlu, "Bu sırada bulunduğum yerde bir kişinin daha olduğunu farkettim. Ağzımdaki bantın yapışkanı çözülünce başımda bekleyen kişilere 'Gözlüğüm nerede?' diye sordum. Bunun üzerine yanımdaki kişi bana 'Kamil sen misin?' dedi. Bu kişi Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'ydi. Komutanla konuşmaya başladık." diye konuştu.

- "Hakkınızı helal edin, bu iş burada bitti"

Odada bekleyen askerlere nasihatlarda bulunup girişimden vazgeçirmeye çalıştıklarını belirten Başoğlu, "Yanımızda bekleyenlere yaptıklarının uygun olmadığını, bu işin sonunun olmadığını anlattık. Hatta birine evli olup olmadığını sorduk. Evli olduğunu söyledi. Çocuğunun olup olmadığını sorduk. Ailesinin zor durumda kalacağını ifade ettik, ikazlarda bulunduk." dedi.

Başoğlu, ifadesini şöyle sürdürdü:

"İlerleyen saatlerde tuvalet ihtiyacımız oldu, önce beni götürdüler. Omzumda kas yırtığı olduğu için kelepçe inanılmaz acı veriyordu. 'Bunu ön tarafa alır mısınız?' dedim. Kelepçeyi öne aldılar. Kelepçe yine canımı yaktı. Kollarımı yan taraftan demir sandalyeye bağlamalarını istedim. Bunu da yaptılar. Bir süre sonra oldukça yorulduk. Bir mont getirip sırtıma koydular. Yere de mont serip 'Burada dinlenebilirsiniz.' dediler. Montların üzerinde bir müddet yattık. Bir süre sonra Jandarma Genel Komutanına saati sordum. Saatin 08.40 olduğunu söyledi. Başımızdaki arkadaşlar değişmiş, başkaları gelmişti. Gözlüğümü onlardan da istedim, getirdiler. Tuvalet ihtiyacı için bulunduğumuz yerden çıkarıldık. Dönüşte Genel Komutanımız bana kendisini tuvalete götüren kişinin jandarma olduğunu ve çok saygılı davrandığını söyledi. Saat 09.00 sıralarında başımızdaki kişi bize kahvaltı hazırladığını söyledi. Bu kişinin adının sonradan Cumali Pusak olduğunu öğrendik. Kahvaltıyı dışarıya hazırlamıştı. Bu sırada üs bombalanmaya başladı. Cumali Pusak bizi zarar görmememiz için iç tarafa aldı. Bize, 'Hakkınızı helal edin. Bu iş burada bitti. Ben sizi buradan çıkaracağım.' dedi. Dışarıya çıktık. Genel Komutanımızın aracını gördüm. Aracın yanında bulunan koruma astsubayı elleri kelepçeli halde ağlayarak komutanımızın yanına koştu. 'Ben sizi nasıl koruyamadım?' diye ağlayarak komutanımızın elini öptü. Cumali Pusak aracın şoför mahalline, koruma da ön tarafa bindi. 141. filonun park yerine gittik. Pusak, aracının park yerinde olduğunu, aracıyla bizi takip edeceğini söyledi. Koruma şoför mahalline geçti. Biz Cumali'yi beklemeden ayrıldık, ama çıkışı bulamadık. Lojman nizamiyesine geldik. Oradan çıktık. Nizamiyede kimse yoktu. Çelik başlıklar yerlere atılmıştı. 200 metre ileride polisler mevzilenmişti. Bizi durdurup kimliklerimizi sordular. Amir olduğunu söyleyen bir polis bizim aracımıza bindi. Kazan İlçe Emniyet Müdürlüğüne gittik. Başımızdan geçen olayları anlattık. Buradan ayrıldıktan sonra yolda Genelkurmay Başkanımızın Çankaya Köşkü'nde olduğunu öğrendik. Üzerim kötü olduğu için ben köşke çıkmadım, EDOK'a geçtim. Jandarma Genel Komutanı Köşke çıktı."

- Şikayetçi oldu

Başoğlu, davaya katılmak istediğini, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.

Sanık avukatlarından Ayten İzmirli’nin "Sözde atama listesinde adınız var ve 6. sıradasınız. 'Kara kuvvetleri emrine' ifadesi ne anlama geliyor?" şeklindeki sorusu üzerine Başoğlu, "FETÖ'cüler tarafından tasfiye ediliyorsun anlamına geliyor." diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler