HABER

''Başörtüsü tabii ki insan hakkıdır''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başörtüsü konusunda, din ve vicdan özgürlüğünün gereği neyse sağlanması gerektiğini belirterek, "Bu, ağırlığı Hıristiyan olan ülkelerde sağlanmışsa, ağırlığı Müslüman olan Türkiye'de de konsensüsle başarılmalıdır" dedi.

London Shools of Economics'de "Kültürel Çeşitlilikte Kadının İnsan Hakları" konulu konferansa katılan Erdoğan, verdiği konferansın ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine Malatya'da meydana gelen olaya değinen Erdoğan, kadından ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun İngiltere'de olduğunu ve olayın ardından bazı eleştiriler geldiğini ifade etti.

Çubukçu'nun İngiltere'ye gelmesinin ardından Türkiye'de bir çocuk yuvasında bir olay tespit edildiğini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Medya burada yargısız infaz yapıyor. Benim bakanım kendi döneminin faturasını değil, geçmişin faturalarını mı ödeyecek? Bana da bunu ilk gün sordu 'döneyim mi' diye, ben de 'hayır, çalışmalarına devam ediyorsun' dedim. Nimet hanım, Türkiye'ye döndüğü zaman bu iş düzelecek mi? Düzelecekse tabii ki gitmesi gerekiyor... Burada yargıyla ilgili yapılması gerekenler yapılmıştır. Vekil bakan Malatya'ya gitmiştir."

Başbakan Erdoğan, İngiltere'de ağırlıklı olarak Hıristiyan ülke olmasına rağmen kamu kurumlarında başörtülü insanların çalışabildiğini, ancak çoğunluğu Müslüman olan Türkiye'de kamu kurumlarında başörtülü çalışılamadığını ifade eden bir katılımcının, bunu insan hakları bağlamında nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, başörtüsü konusunun bir insan hakkı olduğunu söyledi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tartışılmaz tabii ki insan hakkıdır. Yani 'din ve vicdan özgürlüğü' diyoruz. Din ve vicdan özgürlüğünün gereği neyse şüphesiz ki sağlanmalıdır. Bu, ağırlığı Hıristiyan olan ülkelerde sağlanmışsa, ağırlığı Müslüman olan Türkiye'de de konsensüsle sağlanmalıdır. Bu konuda toplumsal mutabakat Tükiye'de vardır. Mutabakat yüzde 100 değildir ama yüzde itibariyle, daha önce birçok kurumun yaptığı araştırmalar bu, yüzde 70-80'lerde. Bu konuda mutabakat vardır. Kurumlar arasında mutabakat var mı derseniz, parlamento içi siyasi partilerde henüz bir mutabakat oluşmamıştır. Parlamento içinde bu mutabakat oluştuğu anda parlamentoda bu işi çözeriz. Eğer özgürlükten yanaysak, özgürlükleri savunuyorsak, o zaman 'özgürlüğün bir kısmını kabul ediyorum' deyip, 'bir kısmını kabul etmiyorum' mantığı yanlış bir mantıktır. Bunu özgürlük tanımı içine sokamazsınız ve insanları olduğu gibi kabul etmek durumundasınız."

Başbakan Erdoğan, kadınların eşitsiz durumlarını yalnızca kültür, din ve geleneklerle açıklayabilmenin mümkün olmadığını söyledi.

En Çok Aranan Haberler