Batman Barosu Bünyesinde Çekilme Sürecini İzleme Komisyonu Kuruldu

Batman Barosu bünyesinde İnsan Hakları Derneği (İHD), Mazlumder, Tabip Odası, Ses, Petrol-İş ve Özgür-Der'den oluşan Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcilerinden oluşan çekilme sürecine ilişkin izleme komisyonu kuruldu.

Komisyonun, çekilme sürecinde Batman’da meydana gelebilecek olayları takip etme, rapor hazırlama, yaşanan sıkıntıların giderilmesi konusunda inisiyatif alma ve barış yolunda üzerine düşen ahlaki ve insani görevleri yerine getirme çabası içinde olacağı belirtildi. Batman Barosu CMUK Uygulama Merkezi Çok Amaçlı Salonu'nda ilk toplantısını gerçekleştiren izleme komisyonu son birkaç aydır Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesi konusunda önemli adımlar atıldığına dikkat çekti.

Basın açıklamasını okuyan Batman Baro Başkanı Av. Ahmet Sevim, başlatılan çözüm sürecini şartsız koşulsuz desteklediklerini belirterek meselenin taraflarının iradesinin, toplumun barış yönündeki iradesi ile örtüşmüş olmasını oldukça değerli bulduklarını ifade etti. Kürt meselesinin şiddet yöntemleriyle çözülmeyeceği, meselenin aynı zamanda bir hak ve hürriyetler meselesi olduğu ve ancak siyaset kurumunca, siyasi aktörlerce çözülmesi gerektiğini yıllardır dile getirdiklerini söyleyen Sevim, başlayan sürecin uzun ve zorlu olacağını dile getirdi. Çekilmenin çatışmaların bitmesinden çok daha fazla şeyi ifade ettiğine vurgu yapan Sevim, "Çekilmenin sorunsuz yaşanması konusunda taraflardaki hassasiyeti ve iradeyi önemsiyoruz. Bu irade barışa olan inancımızı ve ümidimizi pekiştirmektedir. Ancak yakın geçmişte yaşanan kötü tecrübelerden de ders çıkarmak gerektiğinden hareketle, büyük bedel, çaba ve emekle gelinen bu noktadan dönüşün olmaması için ve dahası bir tek insanımızın burnunun kanamadan çekilme sürecinin tamamlanması için izleme komisyonu kurduk" dedi.

Sürecin uzun ve zorlu olacağına açıklayan Sevim, bu sürecin en kritik aşamasının PKK’nın Türkiye sınırları dışına çıkması süreci olacağını kaydetti. Sevim, "8 Mayıs'ta başlandığı belirtilen çekilmenin, çatışmaların, dolayısıyla ölümlerin son bulmasının yanı sıra, çözüme dair demokratik süreçlerin işlemesi, siyaset kurumunun eline güçlendirilmesi ve temel hak ve hürriyetler konusundaki taleplerin daha yüksek sesle dile getirilebilmesi gibi sonuçları da olacaktır" ifadelerini kullandı.