Süheyl Batum: Sayın Hüseyin Çelik CHP için ’darbe şakşakcısı’, ’karanlık bekçisi’ dedi. Şimdi onların ağzıyla söyleseydik, ahlaksızlar, şerefsizler, namussuzlar, densizler derdik. Herkes haddini bilecek, kralın soytarısı olduğunu zannetse bile.''
CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, TBMM gündeminde yer alan "Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş ve yargı usulleri" ile "Yargıtay ve Danıştay" hakkındaki yasa tasarılarının, iktidarın önünde engel olarak gördüğü yargıyı bertaraf etme ve rejimi mutlak bir otoriter rejime dönüştürmenin nihai aracı haline geldiğini iddia etti.
Batum, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında TBMM gündemindeki yasa tasarılarını değerlendirdi.
Tasarıların toplum için turnusol kağıdına dönüştüğünü belirten Batum, "Bugün görüşülmekte olan tasarılar, iktidarın önünde engel olarak gördüğü yargıyı bertaraf etme ve rejimi mutlak bir otoriter rejime dönüştürmenin nihai aracı haline gelmiştir" dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu ve yargılama usullerine ilişkin tasarıyla ilgili hukukçulardan ve akademisyenlerden görüş aldıklarını ve bir görüş birliği içinde olduklarını aktaran Batum, "Anayasa Mahkemesi hakkında getirilen tasarı, açıkça Anayasa’ya aykırı" ifadesini kullandı.
Batum, yeni düzenlemenin ardından Anayasa Mahkemesi önüne gelen iptal başvurularının TBMM’nin yanı sıra başbakanlığa da sorulacağını, Yüksek Mahkeme’nin Yargıtay ve Danıştay üzerinde denetim mekanizması haline dönüşeceğini, bireysel başvuruların görüşülme süresinin ucunun açık tutularak,
adaletin gecikeceğini ifade ederek, bunların hukuk devletinin ihlali anlamına geldiğini savundu.
"Yargıtay ve Danıştay hakkındaki tasarı da açıkça ulusal ve uluslararası hukuka aykırılıklar taşıyor" diyen Batum, düzenlemenin hayata geçmesi ile yeni üyeler atanacağını ve ardından da dairelerin yeniden oluşturulacağını anlattı. Bu yolla belirli davaların gideceği Yargıtay dairelerinin, iktidarın istediği gibi oluşturulacağını iddia eden Batum, bunun yargıyı siyasallaştırma olduğunu söyledi. İki tasarının, hukuk devletini siyasallaştırmanın önündeki son iki adım olduğunu öne süren Batum, tasarılar hazırlanırken Yargıtay ve Danıştay’ın görüşlerinin alınmadığını, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu bildirdi.
-"GÖRMEZDEN GELMEMELİYİZ, GELEMEYİZ"-
Hukuksuzluğun her alanda devam ettiğini savunan Süheyl Batum, ikinci "Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından Teğmen Mehmet Ali Çelebi aleyhine delil üretildiği iddialarına da değindi.
Batum, şöyle konuştu:
"29 aydır tutuklu, tutukluluğun dayandığı tek kanıt telefon defterindeki kayıtlar. Ve bunların 139 tanesinin gözaltına alındıktan sonra emniyette polisler tarafından eklendiği 29 ay sonra anlaşılıyor. Bunu 29 aydır iddia ediyor, ’bende böyle telefonlar yok. Sonradan eklenmiş’ diyor. Ve bugün artık ortaya çıkarılmak zorunda kalıyor ki Emniyet buna ’sehven’ diyor, İçişleri Bakanı açıklama yapma ihtiyacı bile hissetmiyor."
"Balyoz Planı" davası sanıklarından eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan hakkındaki kanıtlardan 11 numaralı CD’nin bilirkişi tarafından 2003 yılında yapıldığının belirlendiğini, ancak CD’de 2006 ve 2008 yılına ait bilgiler bulunduğunu ifade eden Batum, "Türk toplumu bunları görmezden geliyor. Ya da yeterince dikkate almıyor. Bunları görmezden gelmemeliyiz, gelemeyiz" dedi. Batum, bir hakim adayı hakkında Emniyet Müdürlüğü’nce hazırlanarak Adalet Bakanlığı’na gönderilen ve aday hakkında bilgileri içeren belgeyi de basın mensuplarına göstererek, bunların fişleme olduğunu ve toplumun dikkatinden kaçmaması gerektiğini savundu.
Batum, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Eylül referandumuna ilişkin "Hayır diyenler darbecidir" sözü nedeniyle açılan davanın reddedildiğini, ancak Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Tansel Çölaşan’ın "Evet diyenler gaflet ve delalet içindedir" sözlerini dava eden bir kişinin ise haklı bulunduğunu hatırlatarak, bunların kabul edilemez çelişkiler olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Hrant Dink davasına ilişkin "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını duyunca çok üzüldüm" dediğini de ifade eden Batum, "Sayın Cumhurbaşkanı Dink davası 4 senedir süren bir dava. Oradaki aksaklıkları, eksiklikleri, iktidarın zaafları 4 yıldır söyleniyor. Ancak 4 yıl sonra farkına varırsanız, yeni aksaklıkları öğrenmeniz için de bir 4 yıl mı bekleyeceğiz?" diye sordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "aksırıncaya, tıksırıncaya kadar" ifadesini kızgınlık anında söylediğini aktardığını söyleyen Batum, "Allah’tan elinde nükleer butonu yok, kızgınlık anında ne yapacağı belli olmayan bir başbakandan söz ediyoruz" dedi.
-"HERKES HADDİNİ BİLECEK, KRALIN SOYTARISI OLDUĞUNU ZANNETSE BİLE"-
AK Parti Genel Başkanı Hüseyin Çelik’in oy dağılımına ilişkin sözlerini de değerlendiren Batum, şöyle konuştu:
"Biz Sayın Çelik’in sözlerini çok değerlendirmek istemedik, propagandadan sorumludur diye. Ama şunu söylemek istiyorum, CHP için ’darbe şakşakcısı’, ’karanlık bekçisi’ dedi. Şimdi onların ağzıyla söyleseydik, ahlaksızlar, şerefsizler, namussuzlar, densizler derdik. Ama biz onların seviyesine düşmeyeceğiz. Ama eğer bizim darbe şakşakçısı ya da karanlık bekçisi olduğumuzu ispat edemezse kendisini, propagandadan sorumlu değil, kralın soytarısı itham edeceğimizi de vurgulamak istiyorum. Herkes haddini bilecek, kralın soytarısı olduğunu zannetse bile."
Batum, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, bir soru üzerine, CHP milletvekillerinin dün yayımladıkları bildiriye katıldığını söyledi.
Ergenekon kapsamında tutuklu bulunan gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın Haziran ayında yapılması planlanan milletvekili seçimlerinde CHP listelerinden aday gösterilmelerine ilişkin sözlerinin de sorulduğu Batum, bunun tamamen kendi kişisel görüşü olduğunu yineleyerek, Nisan ayında yapılacak ve adayların belirleneceği Parti Meclisi toplantısının beklenmesini istedi.
AA