Bayburt, Doğu Karadeniz’in iç kısmında yer alırken, doğasının da bir bölümünü oluşturan küçük ama tarihi bir şehirdir. Tarih boyunca farklı medeniyetlerin yaşamış olduğu Bayburt, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin tarafından sıklıkla ziyaret edilir. İpek Yolu’nun önemli duraklarından biri olması sayesinde geçmişten birçok eserlere doludur. Bayburt’un tarihi kadar doğal güzellikleri de oldukça etkileyicidir.
Bayburt Kalesi, şehri gören yüksek bir tepede yer alırken, tarihten geriye kalan izleri derinlemesine hissettirir. Şehir kaleleri genellikle günümüze kadar dayanmayan yapılar olsa da hala yıkılmayan bölümleri ile ziyaretçileri çekmektedir.
Kitabesi olmadığından Kalenin yapıldığı tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak arkeolojik bulgulara göre Bayburt Kalesi’nin tarihi M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzandığı söylenmektedir. Kalenin içerisinde bulunan bir yazıta göre ise M.S. 11. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından onarıldığı bilinmektedir. Dönemin ticaret yollarındaki güvenliği sağlamak ve savunma amacıyla kullanılan kale, sadece askeri bir mekan değil aynı zamanda şehir yönetiminde rol oynayan bir merkezdi. Halk arasında “Çimaçin Kalesi” olarak da bilinmektedir.
Bayburt Kalesi'nin Türklerin hakimiyetine geçmeden önce Roma, Ermeni, Bizans, Arap ve Kommenos imparatorlukları tarafından yönetildiği bilinmektedir. Her medeniyet döneminde kalenin mimarisine ve kültürel yapısına eklentiler olmuştur. Dolayısıyla bu kaleye bakıldığında geçmiş medeniyetlerden izler görmek mümkündür.
Bayburt’un Aşağı bölgesindeki Çımağıl Köyü’nde bulunan Çımağıl Mağarası, bölgenin öne çıkan doğal güzelliklerinden biridir. Mağara, içerisinde yer alan sarkıt, dikit, sütun ve mağara çiçekleri jeolojik açıdan oldukça ilgi çekici bir yapıya sahiptir. Doğal güzellikler dendiğinde detaylı ve dikkat çekici örneklerin bir arada bulunduğu mağara, araştırmacılar ve doğa meraklılarının ilgisini çeken bir lokasyondur.
Bayburt şehir merkezine yaklaşık 33 kilometre uzaklıkta yer alan Helva Köyü Buz Mağarası, bölgedeki diğer doğal oluşumlar arasında özel bir öneme sahiptir. Mağaranın doğal soğutma özelliği sayesinde geçmiş dönemlerde soğuk depo olarak kullanıldığı bilinmektedir. Yıl boyunca soğuk bir atmosfere sahip olmasıyla bilinen bu mağara hem görsel hem de tarihi özellikleriyle öne çıkar.
Sırakayalar Şelalelerinin 20 metre yükseklikten dökülen suları ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Bayburt’un doğasını keşfetmek isteyen kişilerin sıklıkla ziyaret ettiği bu bölge hem manzarasıyla hem de çevrede yapılan aktivitelerle öne çıkar. Bölgedeki ziyaretçiler piknik yapabilir, mangal keyfi yaşayabilir ve doğanın içerisinde huzurlu bir gün geçirebilmektedir. Aynı zamanda kamp yapmayı sevenler için de uygun alanları mevcuttur.
Çoruh Nehri sadece Bayburt’un değil çevresindeki en dikkat çekici doğal zenginliklerinden biridir. Dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri olarak bilinen Çoruh, bilhassa rafting gibi adrenalin dolu su sporlarının yapılabildiği ideal bir ortama sahiptir. Macera seven ziyaretçiler için sıklıkla tercih edilse de çevresindeki doğal manzaralarla da fotoğraf meraklılarının dikkatini çeker.
Bayburt, doğal güzellikleri ve tarihi değerlerinin yanı sıra kendine özgü lezzetleriyle de tanınır. Yöresel lezzetlerden galacoş ve lor dolması oldukça meşhurdur. Ayrıca Bayburt’un dut pestili ve cevizli kömesi de tadılması gereken tatlar arasındadır.
