Bayburt Üniversitesi’nden “necip Fazıl Kısakürek” Paneli

Bayburt Üniversitesi tarafından “Kültür ve Tefekkür Dünyamızda Necip Fazıl” konulu panel düzenlendi.

Şair Zihni Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat ve il erkanının yanı sıra Bayburt Üniversitesi camiasından akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Oturum başkanlığını Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necmettin Tozlu’nun yaptığı panele konuşmacı olarak Erzincan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Karabey, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vefa Taşdelen, Bahçelievler Belediye eski Başkanı Muzaffer Doğan, Türkiye Yazarlar Birliği Üyeleri Mustafa Özçelik ve A. Vahap Akbaş katıldı.

Prof. Dr. Tozlu, Necip Fazıl Kısakürek’in fikir ve düşünce hayatından bahsettiği konuşmasında, Necip Fazıl’ın eserlerinde hem Doğu hem Batı kültürünün özelliklerini ortaya koyduğunu belirterek, “Necip Fazıl, Doğu ve Batı muhasebesini yapmıştır. İslam Dünyası olarak Batı’yı anlayamadığımızı söyler ve bunun nedenlerini analiz eder. Tefekkür yapamazsanız, taklitle bir dünya geliştiremezsiniz. Hem Doğu’nun hem Batı’nın hem gücünü hem eksikliklerini ortaya koydu. Onun çabası, tefekkür sahibi yepyeni bir insan tipi inşa etmek olmuştur; yeni birey, yeni toplum, yeni devlet, yeni nizam… Ve bunun özünde de İslam var ve bunu insana, zamana, mekana ve devlete giydirmek istemiştir. ‘Yeni bir toplum/ümmet nasıl inşa edilir?’ davasını benimsemiştir. Necip Fazıl bu kutsal dava için çok çalıştı, ama biz bunun mesuliyetini yüklenemedik. O, geleceğe büyük inancı olan son derece mühim bir zattır. Onun bir ideali var, sürekli çalışmıştır, hayatı çalışmak ve önemli eserler üretmekle geçmiştir. 100 binin üzerinde eseri bulunmaktadır. Hayatı ciddi bir mücadele içinde ve son derece meşakkatli, çileli geçmiştir. ‘Çağımızdaki asıl mesele insan meselesidir’ der Necip Fazıl. Doğu-Batı tahlilinin ciddi sonuçlarından biri de budur. O bir fikir çilecisidir, fikir çilesi çeken biridir” dedi.

Prof. Dr. Karabey de, konuşmasında, bir şiirinin tahlilini sunduğu Necip Fazıl için şu sözlere yer verdi: “Necip Fazıl, Müslüman aydınlarının geçirdiği fetret devrini başarıyla atlatmış, yabancı aydınların arasından çıkarak gerçek aydın olmuş bir şairdir. Şiirlerinde kültürel ve ahlaki yozlaşmayı eleştirmiş, toplumsal meselelere eğilmiştir. Necip Fazıl, şiirlerinde toplumuna, halkına, tarihine ve milli değerlerine yaklaşmıştır. O, anadan doğma şairdir; hikmet derecesine geçebilen, çok ileri seviyede bir şairdir. Onun bıraktığı çok değerli eserleri, gelecekte çok daha iyi anlaşılacaktır.” Karabey, konuşmasında Necip Fazıl Kısakürek’in yanı sıra diğer Fuzuli, Şeyh Galip, Mevlana gibi İslami şair ve düşünürlerden de örnekler verdi.

Necip Fazıl Kısakürek’in şiirlerinden örneklerle bezedikleri konuşmalarında diğer panelistler de, genel olarak, şairin kişiliğinden ve eserlerinde kullandığı edebi ve sanatsal üsluptan bahsetti.

Türkiye Yazarlar Birliği Üyesi Akbaş, Necip Fazıl’ın hiciv kabiliyetine ve üstün zekaya sahip bir sanatkar olduğunu ifade ederek, mizahi yönüne değindi ve “Üstad, herşeyden önce bir mücadele adamıydı. Üstadı en iyi anlatan kavramlardan biri öfkedir. Fakat bu, bizim anladığımız manada bir asabiyet değildir. Necip Fazıl, öfkesiz imanı bile değersiz bulmaktadır. Onun öfkesi imanından gelmektedir. Onun kadar fikri öfkeyle harmanlayan ve fikrini kitlelere ulaştıran biri daha yoktur. Öfke, Onun için itici bir güç olmuştur. ‘İnsan başıyla fare kafasını birbirinden ayıran şey; fikir öfkesidir’ der Necip Fazıl. Öfkesi, halkın öfkesiyle örtüşüyor; halkın söyleyemediklerini dile getiriyor. Kendi deyimiyle düşman ona hız kazandıran bir unsurdur. Gençleri pasiflikten vazgeçiren bir söylemi vardır. Olağanüstü bir zekaya ve dile sahiptir. ‘Acı mizah’ der şiirlerindeki üsluba. Nasrettin Hoca’yı beğenmekte ve övmektedir; Onun için ‘şiirlerindeki üslupta tahlil, teşhir, tenkit ve hikmet vardır’ demektedir ve bu yönüyle Molla Nasreddin’i ‘Şarlo’ya benzetmektedir. Necip Fazıl, sosyal hiciv ağırlıklı eserler yazmıştır” diye konuştu.

Türkiye Yazarlar Birliği Üyesi Özçelik ise, 30. vefat yılında Necip Fazıl’ı anmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirerek, büyük üstadın onuruna düzenlediği panel için Bayburt Üniversitesi’ne teşekkür etti. Necip Fazıl gibi büyük üstadların birleştirici unsura sahip olduğunu ifade ederek, “Bizi sizlerle buluşturdu, o nedenle biz de siz de çok şanslıyız” şeklinde konuştu. Necip Fazıl’ın Hz. Peygamber (S.A.V) üzerine yazmış olduğu iki eserden ve salavatın öneminden söz ettiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Sevdiğiniz kişiyi ne kadar çok anarsanız, ona o kadar yaklaşmış olursunuz. Peygamberimiz (s.a.v) için de şiir yazmak, en güzel salavattır, şairlerin salavatıdır. Necip Fazıl, bir mümin olarak, toplumda zuhur eden çözülmeyi Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) etrafında kurduğu bir birleştirmeyle ortadan kaldırmanın yolunu çizmiştir” diyerek, Necip Fazıl’ın Peygamber Efendimiz (s.a.v) için yazmış olduğu şiirlerinden okudu dinleyicilere.

Başkan Doğan da, Necip Fazıl Kısakürek için; “Türk fikir hayatında çok nadir fikir adamı vardır. Necip Fazıl da o ender fikir adamlarındandır. Üstad, büyük şairliğinin yanında aynı zamanda büyük bir kahramandır da. Allah (C.C) ve Resulü’ne (S.A.V) bağlı bir büyük adamdı, kahramandı o” ifadelerini kullanırken; panelde son olarak söz alan Doç. Dr. Taşdelen ise, “Necip Fazıl, bir medeniyet kritiği yaptığı eserlerinde felsefe ile din (tasavvuf) arasındaki ilişkiyi ele almıştır. Batı ve İslam alemini analiz etmiştir” dedi.

Panelin sonunda Belediye Başkanı Polat tarafından panelistlere plaket takdim edilirken, emekli Öğretmen Ahmet Demiröz de üniversiteye, Necip Fazıl Kısakürek’in “101 Hadis” kitabını armağan etti.

Daha sonra, üniversitelilerce Necip Fazıl Kısakürek’in “Reis Bey” adlı tiyatro eseri sahneye koyuldu. Öğrencilerin başarılı performansı göz doldurdu.