HABER

Baydemir, Kürtçe prospektüs istedi

İlaç firmalarına da seslenen Baydemir, “Kürtçe prospektüsler, kendi dilinde hastalığını öğrenemeyen yurttaşlar için yol gösterici olacaktır” dedi.

Baydemir, Kürtçe prospektüs istedi
Kürtçe ortak bir tıp literatürü oluşturmak amacıyla değişik ülkelerden yüzlerce Kürt doktorun bir araya geldiği Mezopotamya Tıp Günleri’nde konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, “dilimiz dermanımız olsun” diyerek hizmette Kürtçe iletişimin önemine dikkat çekti....
İlaç firmalarına da seslenen Baydemir, “Kürtçe prospektifler, kendi dilinde hastalığını öğrenemeyen yurttaşlar için yol gösterici olacaktır” dedi.
Tıp dilinde Kürtçe ortak bir terminoloji oluşturmak amacıyla Türkiye, İran, Irak, Suriye ve Avrupa’dan gelen 300 Kürt hekim Diyarbakır’da buluştu.
Diyarbakır’da ilk kez Kürtçe kullanılarak bilim tartışmalarının yapılacağı 1. Mezopotamya Tıp Günleri 1’emin Civata Rojen Tenduristiye ya Mezopotamyaye Keçi Burcu’nda verilen açılış kokteyliyle başladı. Diyarbakır Tabip Odası’nın öncülüğünde gerçekleşen Tıp Günleri’nin açılışına hekimlerin yanı sıra DTP Eşgenel Başkanı Emine Ayna, Demokratik Toplum Kongresi Sözcüsü Hatip Dicle, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy ile Türkiye’nin değişik illerinden ve Avrupa’dan gelen akademisyenler katıldı.
**‘Kürtçe tıp literatürüne katkı sağlayacak’**
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Selçuk Mızraklı İngilizce yaptığı açış konuşmasında Diyarbakır'ın önemine değinerek, "Diyarbakır bu coğrafya içerisinde tarihsel, kültürel olarak önemi büyüktür. Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı coğrafyanın kalbidir. Türkiye, Irak, Suriye, İran'da yaşayan Kürtlerin ortak sağlık sorunları var. Çoğu geri bırakılmışlıktan kaynaklanıyor ve hepsinin ortak yönleri var. İletişimde sorun var. Hastalar ile hekimin kullandığı dil arasında fark var. Biz bunu gidermeye çalışacağız” dedi. Kongrenin bundan sonra da devamının geleceğini ve geleneksel bir kongre sürecini oluşturacaklarını söyleyen Mızraklı “Kürtçe'nin, tıp literatürüne katkı sağlayacağını düşünüyoruz" dedi.
**‘Kürtten hekim olmaz fikri yaygındı’**
Kongrenin onursal başkanlığını yapan Dr. Tarık Ziya Ekinci Kürtçe ve Türkçe yaptığı konuşmada 1930’lardan itibaren başlayan modern hekimliğin ve Kürtlerin sosyal yaşamının değişiminin yakın tanıklığını yaptığını belirterek bu tanıklığını çeşitli örneklerle anlattı. Ekinci Kürtlerin modern hekimlikle tanışıklığının çok geç olduğunu söyleyerek yakın geçmişe kadar Kürtlerin aşiret ve beylik biçimde yaşadığını, kendi aralarında savaşırken siyasal birlik kuramadığını anımsattı. Ekinci “Kürtler Ortaçağ karanlığından aydınlığa geçememiş, geri bir tarım ekonomisi içersinde, genelde şehirden uzak, kırsal bölgelerde yaşamış ve bilimden faydalanamamışlardı” dedi.
Ortaçağ karanlığında tıp ve dinin içi içe olduğunu anımsatan Ekinci yakın zamana kadar Kürtlerin arasında da epilepsiden sıtma hastalığına kadar pek çok hastalığın tedavisinde nefesi kuvvetli sahte din adamları ve muskalarla tedavi yöntemlerine başvurulduğunu söyledi. Ekinci şöyle konuştu: “Kürtlerden hekim olmaz fikrinin yaygın olduğu bir dönemden bugün Kürtler ağır, siyasi baskılar ve engellemelere karşın kendi dili, kimliği ve kültürüne sahip çıkarak Ortaçağ karanlığından kurtulmayı ve büyük hızla aydınlanma sürecine girmeyi başarmıştır.”
**Doğru teşhis doğru tedavi**
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bitki örtüsü, suyu ve havası ile başlı başına bir deva olan Mezopatamya’nın fen, astronomi ve felsefede dünyaya esin kaynağı olduğunu söyledi. Tarihi kesintilerin birikimin bu günlere gelmesini engellediğini ifade eden Baydemir, “Özellikle son 80 yılın coğrafyamız açısından talihsizliklerle doludur. Bir yandan yoksulluğa terk edilen bölge halkı diğer yandan en insanı temel hizmetlerden bile kimliği dolayısıyla yararlanamamıştır. Mezopotamya Tıp Günleri ile geçmiş tarihimizle yeniden bağ kurma olanağı sağlanmıştır” dedi. Tıpta biliminde doğru teşhis-doğru tedavi ilkesinin siyaset için de geçerli olduğunu ifade eden Baydemir konuşmasına şöyle devam etti: “Aslında bu bütün bilim dalları için, yaşamın her alanı için geçerli bir prensiptir. Çünkü doğru teşhis beraberinde doğru tedaviyi getirir. Siyasette de bu böyledir. bölgenin yoksulluğu ve yoksunluğu bugüne kadar doğru teşhis ve tanının konulamamasından kaynaklanmaktadır.”
**Kürtçeye yeni kan**
“Dilimiz dermanımızdır” diyen Baydemir, Mezopotamya Tıp Günleri’ne katılan doktorların Kürtçeye yeni kan vereceğini ifade ederek, “Bu kan, dilimizi, yani Kürtçemizi diri tutacak, kalbimize can verecek” diye konuştu. Baydemir, yerel yönetimlere geldikleri ilk günden bu yana kültürde, sanatta, halkla olan ilişkilerde çok dilli hizmet anlayışını sağlık alanında da uyguladıklarını kaydederek, Gezici Sağlık Ekipleri, kan davası sonrasında barıştırdıkları iki aileye yaptırılan ve Kürtçe hizmet verilen bir sağlık merkezi gibi çalışmalar yaptıklarını vurguladı. Yerel yönetimler olarak, koruyucu sağlık hizmetini çok önemsediklerini belirten Baydemir, sıtmada, kenede, kuş gribi gibi salgınlarda koruyucu sağlık hizmeti sayesinde çok önemli sonuçlar aldıklarını ifade etti. Bu günlerde kentte görülen domuz gribi vakalarıyla ilgili olarak da açıklamalar yapan Baydemir, “Bugün domuz gribi kentimize göz dikmiştir. Bu konuda mücadele ederken, halka giderken kullandığımız en önemli araç yine dilimiz oluyor. Diğer salgınları önlediğimiz gibi bu salgının da önüne geçeceğiz” dedi.
**‘Kürtçe prospektif hazırlanmalı’**
Baydemir, İlaç firmalarının prospektif hazırlarken Kürtçeyi de kullanmalarını önererek, Kürtçe prospektiflerin, kendi dilinde hastalığını öğrenemeyen yurttaşlar için yol gösterici olacağına inandığını ifade ederek ekledi: “Buradan aynı zamanda bu prospektiflerin sade ve anlaşılabilir nitelikte hazırlanmasını da bekliyoruz.”
**‘Yanıbışımızdaki halkın dilini bilmiyoruz’**
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy ise Kürt asıllı bir hekim olmasına ve uzun yıllar bölgede görev yapmasına rağmen Kürtçe bilmemenin utancını yaşadığını belirtti. Gürsoy “Yabancı dil öğrenmek için çaba sarfediyoruz. Ancak birlikte yaşadığımız, iç içe olduğumuz bir halkın dilinde sadece ‘merhaba’ diyebiliyoruz” diye konuştu. TTB’nin Türkiye’de bu coğrafyada bir kültür olarak, dil olarak baskı altında tutulmaya çalışılan Kürt halkının mücadelesinin içinde yaşayan bir örgüt olduğunu anımsatan Gürsoy “Bu 80 yıllık mücadelenin çok önemli bir aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Bu toplantıda Kürtçe’nin bir bilim dili olarak kullanılması ile bir ilke imza atılacaktır” dedi. Açılış kokteyli verilen plaketlerle sona erdi.
22-24 Ekim tarihleri arasında yapılacak ve ağırlıklı olarak Kürtçenin kullanılacağı kongreye Türkiye’nin değişik illerinden ve Avrupa’dan akademisyenler katılacak. Konuşmalar simültane ile Kürtçe, Türkçe ve İngilizce aktarılacak. Kongre Cegerxwin Kültür Merkezi’nde devam edecek.

En Çok Aranan Haberler