HABER

Baykal: "Başbakan işi horoz dövüşüne çekiyor"

Baykal: "Başbakan işi horoz dövüşüne çekiyor"

MARDİN (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın işi horoz dövüşüne çektiğini belirterek, "Başbakan bana kızıp hareket etmeye çalışıyor. Beceremiyor. Yalan yanlış şeyler söylüyor. Yüzüne gözüne bulaştırıyor. İşi horoz dövüşüne çekmeye çalışıyor. Mardin'e elimi kolumu sallayarak geldim" dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Mardin Cumhuriyet meydanında yaklaşık 3 bin kişiye hitap etti. Özel bir uçakla Mardin'e gelen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı havaalanında karşılayan şalvar, yelek ve boyunlarında puşu bulunan çocuklar, Baykal'a puşu ve Mardinspor atkısı taktı. Boynunda puşu ve Mardinspor atkısıyla halka hitap eden Deniz Baykal, "Mardin hepimizin gönlünde başka yer tutar. Mardin ülkemizin Anadolu'nun, ortadoğu coğrafyasının en önemli kültür inancın başında gelir.

Mardin dinleri, dillerin kültürlerin barış ve kardeşlik içinde huzur içinde bir arada yaşadığı dünyaya örnek gösterilecek bir yerdir. Mardinli barış, inanç kültür merkezi olarak hem de Mardin'in ilk çağlarından bu yana insanlığın en güzel eserlerinin yapılarının ortaya çıktığı bir kenttir. Mardin insanlık kenti olarak bambaşka bir yere sahiptir. Bu insanların bir arada barış içinde kardeşlik içerisinde yaşadığını görmek hepimizin gönlünü ruhunu ısıtır. Bu duygular içinde Mardinliyiz. Siz çalışkan insanlar en önde gelen kültür merkezi sınırların kavşak noktası, Ortadoğu'nun ulaşımını elinde tutun Mardin, nakliyecilik, çiftçilik ticaret sanatkarlık burada. Nereye bakarsa insanın yüzünü ağartan bir tablo vardır. Sizinde işler sıkıntıda, gençler iş bulamadı" dedi.

"BELEDİYE İŞÇİLERİNİN 23 TRİLYON OLAN ALACAKLARINI ÖDEYECEĞİZ"
Mardin Belediyesi'nde çalışan Belediye-İş Sendikası'na üye yaklaşık 50 kişi Baykal'a sorunlarını iletti. Baykal "Borçlar ödenemedi. Alacaklarınızı tahsil edemediniz mi? Belediyede çalışan işçilerin aylıkları alacakları 23 trilyon ödenmedi mi? Çiftçinin 500 trilyonluk borcu çözüme kavuştu mu? 3 bin çiftçi kardeşimiz tarım yaparken sulama yapmak için elektrik kullandılar. Kuyulardan elektrikle su çektiler. Ona da borç yazıldı. 500 trilyon borç. Bu borca güçleri yetmedi. Mazot gübre başını aldı gitti.

Ne buğday ne pamuk insanın yüzünü güldürdü. Ama masraflar arttı ve katlandı. Şimdide 3 bin Mardinli çiftçiye bu borçları öde dediler. GAP bitirilemedi de ondan böyle oldu. GAP'ın barajlarını yaptılar. Santrallerini kurdular, Suyu topladılar. O suyu vatandaşın tarlasına götürmediler. Vatandaşlar kuyu ile elektrik harcayarak suyu çekti.

Mardinli çiftçi, İstanbul'daki fabrikatörden daha çok elektrik bedeli ödüyor. Ne diyorlar sat vatanı borcunu öde. Önce sen Mardinliye borcunu öde. Bu hükümet cumhuriyet tarihinin en çok para kullanan kaynak kullanan hükümetidir. Hiçbir hükümete bu kadar para ve kaynak nasip olmamıştır. Bunlar Türkiye'ye 220 milyar dolar borçla aldılar. 7 yılda tek başlarına 280 milyar dolar ek borç yaptılar. GAP bittimi, niye bitmedi. Bunlar büyük para kullandılar. Ama o parayı milletin refahını artıracak gençlere iş verecek bölgeyi kalkındıracak ciddi harcamalara dönüştüremediler. İthalat kapısını açtılar. Mardin'de ki pamuk ekilen yerler azaldı. Mardin çiftçisine pamuk parasını vermediler. Ama Yunanistan'dan pamuk ithal ettiler. Amerika'dan mısır ithal ettiler. O satılan tesislerin parasıyla. Yaptıkları ithalatla fabrikaların kapanmasına neden oldular. İthalat kapısını açtılar gümrük kapılarını açtılar. İthalatı patlattılar. Türkiye'deki fabrikalar yavaş yavaş kapanmaya başladı. Çiftçinin boynu büküldü. Bizim devletimiz bizim çiftçiyi desteklemiyor. Yabancı çiftçinin karşısında yeniliyor. Sonra topraklar ekilemez oluyor. Fabrikalar üretemez oluyor. Türkiye'de 10 tezgahın 4'ü
kapanmıştır. Bir yılda Kasım ayından beri işsiz sayısı 1 milyon arttı. Bugün 2008 Kasım'ında 2007 Kasım'ına göre 1 milyon daha fazla işsiz var. İktidar muhalefet el ele veriyor Dünya'da. Biz de el ele verelim çözüm bulalım dedik. 7 öneri yaptık. O çıktı benim senin aklına ihtiyaç yok. Başbakana ağır yakışmayacak üslupla olumsuz sözler söyledi. Söyledi ama bende ağzının payını verdim. Deniz Baykal'ın önerilerinin Eylül'de söyledik. Bazılarını uygulamaya başladı. Tedbirini de söyledik. O söylediklerimizin tümünü yapmıyor. İşsizliğe yönelik tedbir yok. İnsanlar işten atıldığı için 500 bin arttı. Sadece Ocak aylında 138 bin kişi borç ödeyemez hale geldi. Bu insanlara çare lazım diyoruz. İşinden atıldığı için borcunu ödeyemez hale geldiler. Buna bir çare bul diyoruz. Bize diyor ki o borçlular dürüst değil diyor. Kredi borçluları dürüst değil diyor. Allah kimseyi mecbur etmesin. Sen işsiz kalıp da işsiz kalmayacağını zannederek yaptığın harcamalar karşısında borcunu ödeyemez hale düşmedin mi. Bunlarahlaksız mı borçlarını ödeyemiyor. Çaresiz diye ödeyemiyorlar. Hem görevini yapmıyorsun hem de sıkıntıya düşen insanlardan hesap sormaya onların dürüst olmamakla suçlamaya kalkıyorsun. Mardin Belediyesi'nde çalışan işçilerin borcunu dürüst olduğun için mi ödemiyorsun. Türkiye'nin yeni bir anlayışa ihtiyacı var. Bu böyle gitmez. Değişim kaçınılmaz hale geldi. Türkiye'de ekonominin gidişi işsizlik esnafın çiftçinin hali ortada. Bunca sıkıntı olan bir ülkede birde yolsuzluk var. Türkiye'deki yolsuzlukların farkında mısınız. Deniz fenerinin ne olduğunu biliyor musunuz. Yolsuzluk artık eskisi gibi değil. Eskiden insanların kişiliği zayıf eline fırsat geçince yolsuzluk yapardı. Şimdi o devir geride kaldı. Şimdi teşkilatlı yolsuzluk. Devletleşmiş, şirketleşmiş yolsuzluk. Kanunla mevzuatla yapılan yolsuzluk.

İktidar himayesinde yapılan yolsuzluk var. Eskiden devlet hesabını sorardı. Şimdi yolsuzluk yapanlar devlete bulaşmış. Hırsızlığın bir ahlakı var. Çek elini dinin üzerinden, peygamberin üzerinden. Bunlar dini imanı kitabı Kur-anı da aldatmaya çalışıyorlar. Fitre zekat diye insanları kandırıyorlar. Bu seçimde vereceğiniz her oy Deniz Feneri sahtekarlığına destek verip vermeyeceğiniz anlamına da gelecektir" dedi.

"YATARKEN KALKARKEN AKLINDA DENİZ BAYKAL VAR"
Kalabalığın Başbakan istifa diye bağırması üzerine Deniz Baykal, "Onun istifa etmesi mümkün değil. Onun gereğini siz yapacaksınız. Sen bana ekonomik krizin çaresini soruyorsun da birde yolsuzlukların çaresini sorsana. Çaresi milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasıdır. Milletvekili söz ve düşünce özgürlüğüne sahip olacak. Kürsüde her şey söylenecek her şey serbest. Ama hırsızlık yapanlar Bakanda Başbakan'da olsa hesap soracaksın. Başbakan şahsen bana saldırmaya başladı.

Yatarken ve kalktığında aklında Deniz Baykal var. Gecesi Deniz Baykal gündüzü Deniz Baykal. Niye böyle. Ben bir şeyler söylüyorum. Sen söylediklerime cevap ver.

Söylediklerimin doğru olmadığını millete anlat. Millet gerçeği görsün. Başbakan Mardin'e geldiğinde Deniz fenerinden, Telekom'un satışından, bahsetti mi. Hayır" diye konuştu.

"İŞİ HOROZ DÖVÜŞÜNE ÇEKİYOR"
Baykal, "Başbakan bana kızıp hareket etmeye çalışıyor. Beceremiyor. Yalan yanlış şeyler söylüyor. Yüzüne gözüne bulaştırıyor. İşi horoz dövüşüne çekmeye çalışıyor.

Ben işsizlikle, çiftçinin esnafın sıkıntısıyla meşgulüm. Horoz dövüşüyle benim işim yok. O horoz dövüşü senin işin. Eğer benim söylediklerimden şikayetçi ise buna cevap verecek. Gelip burada anlatacak. Ama anlatmıyor. Televizyona beraber çıkalım dedim. Sen ne biliyorsan benim hakkımda söyle. Ben ne biliyorsam söyleyeyim.

Vatandaş da dinlesin.Vatandaş doğruyu eğriyi anlar. Kim küfürbazdır. Kim terbiyelidir. Kim içinden pazarlıklıdır vatandaş anlar. Hayır diyor. Diyor ki, 'meydana gel meydana'. İşte geldim. İşte meydan işte Mardin. Burası doldu. Ne oldu. 'Meydana gel' diyorsun kendi meydanında yolsuzlukların hesabını vermiyorsun. Sorduklarıma cevap vermiyorsun. 'Meydana gel' diyorsun. Çık karşıma 70 milyonun önünde konuşalım. Niye kaçıyorsun. Bir Başbakana kaçmak yakışır mı. Kendine güveniyorsan çık karşıma. Başbakana bir teklifim var. Bak bu kadar iddia var. Burada beni suçlamaya çalışıyor. Gel hiç uzatmayalım. Mecliste 550 Milletvekili var. Hepsinin dokunulmazlığı var. Ama bunlara dokunmayalım da gel sen Erdoğan ben Baykal ikimizin dokunulmazlığını kaldıralım. Hep beraber yargıya gidelim hesabını verelim.

Buna ne diyor. Buna da gelmiyor. 'Meydana gel meydana gel' diyor. Bana da diyor ki sana da eskort verelim sende gel. Ben eskort ile dolaşmaktan hoşlanmam. Bütün

hayatım boyunca. Vatandaş olarak hayıtımı yaşıyorum. Benim etrafımda bir koruma ordusu bir güvenlik çemberi arkamda önümde panzerler yok. Bak buraya Mardin'e elimi koluma sallayarak anamın babamın evine gelir gibi geldim. Benim halktan korkum yok. Halktan kaçmam için bir neden yok. Halka yalan söylemedim. Halkın parasıyla yolsuzluk yapmadım. Haram yemedim. Halkın gözünün içine bakabilecek durumdayım. Alışverişimi kendim yapıyorum. Milletin toplumun içinde yaşıyorum.

Bana eskort teklif edecekmiş sen o eskortları etrafına al korumalarını al, panzeri al keskin nişancılarını yerleştir etrafa sonrada Eskişehir'e devletin parasıyla karşılama töreni düzenletiyor. Artık bu seçimde gerekeni yapında, dertlere derman olacakları getirin. Eskiden Habur'dan 45 bin araç geçerdi. Şimdi 750-800 araç genaçiyor. Habur'u hızlandırmak lazım. Gerekirse ikinci bir Habur kapısının açılması lazım. Suriye Irak ile ticareti geliştirmeye yönelik yeni adımları yeni projeleri atmak lazım" şeklinde konuştu.

"CHP İKTİDARINDA NEVRUZ ŞÖLEN İÇERİSİNDE KUTLANACAK"
Baykal, Nevruz'un tatil olması ile ilgili her hangi bir kıpırdama olmadığını belirterek "CHP iktidarında GAP hızla tamamlanacak. Bir numaralı projemizdir. Nevroz geliyor.

Her Nevruz Türkiye'de korku bir kabus gibi karşılanıyor. Güvenlik güçleri ortaya çıkıyor. Lastikler yakılıyor. Çatışmalar oluyor. Hepimizin yüreği ağzında eyvah nevruz yaşanacak diye korkuyoruz. Arkasından 1 Mayıs geliyor. Dünya'da özgürce kutlanıyor. Nevruz bu coğrafyada yaşananlar bir mutluluk günü. Niye kabus haline getirelim.

Niye Milleti Nevruz'da karşı karşıya getirelim. Ne anlamı var. 1 Mayıs'ta niye sendikalarla çatışalım. Kanun teklifi verdik. Nevruz için günler geçti halen kıpırdamıyorlar.

Halen zaman vardır. Meclis resmi tatile girmiş değildir. Ara verme kararı vardır bu kabul. Şimdi kabul etsinler yarın çözeriz. Aklınızı başına alın bir an önce harekete geçin. Akıl söylüyor sağduyu söylüyor vatanseverlik söylüyor. Türkiye'de bir uyanış bir hareketlenme başlandı. Din iman din iman diye diye canımıza okudular. Şimdi bunu önlemek için yol arıyorlar. Tunceli'de beyaz dağıtıyorlar. YSK ırgalamıyor mahkeme ırgalamıyor. Önümüzdeki günlerde göreceksin. Çocuklara oyuncak dağıtacağına babalarına iş ver. Valiler yazı yazıyor Başbakan şehrimize gelecek. Daire amirleri ve müdürleri falan gün burada hazır bulunsun diye. İmzayı da atıyor Vali. Devletin Valisi bilsin burası hukuk devletidir. Herkes aklını başına alsın. Kimse arkamda AKP var, arkamda Erdoğan var diye güvenmesin. Hepsi bu milletin kararıyla geldi bu milletin kararıyla gider. Onlarda apışıp kalırlar. AK Parti ile gelen bir bir APS ile gider unutulmasın. Bunlar gidici Abbas yolcudur yolcu. Kimler geldi kimler geçti. Bunları da gördük. Bunlarda geçecektir. Önümüzdeki dönemlerde millet kendi eliyle yeni bir dönem yaratacak. Önümüzdeki hafta nevruz geliyor. Nevruzunuzu da şimdiden kutluyorum. Dikkatli olun siz ne olur bu nevruzda kimsenin burnu kanamasın. Hiçbir aşı yaşanmasın. Sizden bunu bekliyorum. Barış ve huzur içinde bunu kutlayalım. CHP iktidarında nevruz devlet ile millet ile elele şölen içerisinde kutlanacaktır" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler