ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakere sürecinde temel noktanın müzakere yapacak iki tarafın eşit egemen olduğunun kabul edilmesi olduğuna işaret ederek, "Yoksa Türk toplumunu var olan Rum devletine monte etme konusunda bir işbirliği anlamlı bir müzakere olmaz" dedi.
CHP Genel Başkanı Baykal, KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer ile CHP Genel Merkezi'nde bir araya geldi. KKTC Başbakanı Soyer'e Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Turgay Avcı, Maliye Bakanı Ahmet Uzun, Başbakanlık Müsteşarı Doğan Şahali, Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Yonca Şenyiğit, KKTC Ankara Büyükelçisi Tamer Gazioğlu, Müsteşar Mustafa Lakadamyalı ve KKTC Başbakanlık AB Koordinasyon Merkezi Başkanı Erhan Elçin eşlik ederken, CHP adına da CHP Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen, Mustafa Özyürek ve Genel Sekreter Önder Sav hazır bulundu. Basına kapalı görüşmenin ardından Soyer ve Baykal ortak bir açıklama yaptı. Baykal, KKTC'ye yönelik yapılan vaatlere yeni bir anlayışla yeni bir duyarlılıkla yaklaşma ihtiyacının ön plana çıktığını belirterek, uluslararası kamuoyunun KKTC'ye borçlu olduğunu dile getirdi. KKTC'ye yönelik verilen sözlerin tutulmadığını, vaatlerin yerine getirilmediğini söyleyen Baykal, buna karşın KKTC toplumunun olağanüstü bir anlayış ve esneklik sergilediğini, ancak hep mağdur olduğunu kaydetti. Ancak yeni bir anlayışın şekillendiğini, uluslararası kamuoyunun bu duygular içinde biraz mahcup ve ezik olduğunu ifade eden Baykal, "Bu konuda atılması gereken önemli adımlar vardır. Umarım havaalanı ve limanlara yönelik izolasyonların ortadan fiilen kaldırılacağı yeni bir döneme geçeceğiz" dedi.
Kuzey Kıbrıs limanlarına yönelik ABD'nin bir ambargosu olmadığına ilişkin kararın önemli bir karar olduğunu açıklayan Baykal, bu çerçevede son dönemde önemli somut gelişmeler yaşandığını kaydetti. Baykal, Güney Kıbrıs'taki seçimlerin sonuçlanmasının ardından yeni bir tablo ortaya çıkacağını söyledi. Baykal, "Yaşananlardan ders almış olarak ve Kıbrıs'taki Türk toplumunun haklarını göz ardı etmeden Kıbrıs'taki iki milletin eşit egemenliği anlayışı içinde bir yeni müzakere sürecini deneme zorunluluğu belki ortaya çıkacaktır. Ama bu müzakere sürecinde temel nokta müzakere yapacak iki tarafın eşit egemen olduğunun kabul edilmesidir. Yoksa Türk toplumunu var olan Rum devletine monte etme konusunda bir işbirliği anlamlı bir müzakere olmaz" diye konuştu.
İkinci önemli noktanın müzakerelerin yeni bir anlayışla sıfırdan başlaması olduğunu vurgulayan Baykal, "Biz Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan Türk toplumunun sorunlarının çözümüne yönelik bütün şansların kullanılmasını istiyoruz. Bu doğrultuda yapılacak anlaşmayı memnuniyetle karşılarız. Ama gerçekler doğru değerlendirilmeli ve Kıbrıs'taki halk, haklarına egemenliklerine ve uluslararası statülerine en kısa zamanda kavuşabilmelidirler" dedi.
KKTC Başbakanı Soyer ise, Türkiye ile KKTC arasında Kıbrıs sorununun karşılıklı, kabul edilebilir, Kıbrıs Türk halkının stratejik çıkarlarını sonuçlandırmak gibi bir hedef bütünlüğü olduğunu söyledi. Yeni çıkan imkanların paylaşılması gerektiğini belirten Soyer, "İktidarı ve muhalefetiyle Kıbrıs'ta karşılıklı, kabul edilebilir Türkiye'nin garantörlüğüne dayalı bir çözüm bulmayız" ifadelerini kullandı. BM ve AB'nin desteklediği bir halkın AB'nin dışında olduğunu ancak aynı AB'nin Kosova'nın bağımsızlığını
savunduğunu vurgulayan Soyer, "Biz BM parametrelerine bağlı yeni bir görüşme sürecinin başlatılmasını ve adaya barış gelmesini, Doğu Akdeniz'in eşitlik temelinde barışa kavuşmasını istiyoruz. Sayın Baykal bizi cesaretlendiren bir tutum içinde oldu. Avrupa'da var olan ama yok sayılan bu garabet tutumu ortadan kaldırmak bir insanlık, bir ilkesellik görevidir. Bizi yok saymaya çalışıyorlar. İzolasyonların insani yanı yoktur. Gençler kültürel temasta bulunamıyor. Bu en büyük insan hakları ihlalidir. Bunu değiştirmek insanlık görevidir. Türkiye'ye güveniyoruz. İktidarı ve muhalefetiyle iyi ve güzel bir sonuca gitmek için el birliğiyle çalışacağız" şeklinde konuştu.