HABER

Baykal tezkere red oyu verecek

Baykal tezkere red oyu verecek

ANKARA (İHA) - Lübnan'a asker gönderme tezkeresine 'red' yönünde oy kullanacağını açıklayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bunun şerefini de sorumluluğunu da üstleneceğini belirtti. Hükümetin, Hizbullah'ın silahsızlandırılması için askerini bölgeye gönderdiğini kaydederek hükümetin politikasında samimiyet eksikliği olduğunu ifade eden CHP lideri, başbakana, "Hizbullah'a karşı çatışmazsan İsrail'e karşı mı çatışacaksın?" diye sordu. Baykal "Ne oldu da asker gidecek. Oradaki askerle BM kararı doğrultusunda Hizbullah etkisizleştirilecek" dedi.

CHP Grubu bugün olağanüstü toplandı. Tezkere oylaması öncesi parti grubuna hitap eden genel Başkan Deniz Baykal, TBMM'nin bugünkü olağanüstü toplantısının tarihi olduğuna işaret etti. TBMM'de de tarihi bir görev yapacaklarının altını çizen CHP Lideri, "Bu olağanüstü toplantıya CHP'nin tam kadro olarak katılmakta olduğunu memnuniyetle görüyorum" ifadelerine yer verdi ve milletvekillerine özverilerinden dolayı teşekkür etti. Türkiye'nin yurt dışına ilk kez asker göndermediğini hatırlatan Baykal, Kore Savaşı dahil olmak üzere Türkiye'nin yurt dışına asker göndermesinde aldığı kararların hiç birisinin Lübnan'a gönderilen kadar önemli olmadığını belirtti. "Şimdi alınması gereken karar, Bosna'ya, Somali'ye, Kosova'ya asker gönderme kararı gibi bir karar değildir. Türkiye onlarda derin bir tartışma içine girmemişti. Şimdi bu ortaya çıkıyor. Bu yapay bir ilgi değildir... Lübnan Somali değildir, Bosna değildir, Kosova... Türkiye, Fransa değildir, İtalya değildir çok özel bir konumdadır. Buradaki çatışma alanı da çok özel bir çatışma alanını ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı. Lübnan olayını anlamak için Filistin olayını anlamak gerektiğini ifade eden Baykal, "Lübnan, İsrail-Filistin çatışmasının bir uzantısıdır" diye konuştu.

Bölgede bir din çatışması yaşandığını ve bu niteliğinin yıllardır ortadan kaldırılamadığını kaydeden CHP Lideri, bölgedeki dini azıklıkların iyi kötü yaşamayı başarabildiklerini, ancak orada Filistin sorunu çözülemediği için kanamanın devam ettiğini belirtti. Burada barış isteyenlerin ilk yapması gereken işin Filistin-İsrail sorununu çözmeleri gerektiğini kaydeden Baykal, bunun dışındaki çözümlerin de geçerli olmayacağını söyledi.

BM'nin İsrail'in 34 gün boyunca Lübnan'ı bombalamasını seyrederek, İsrail'in Güney Lübnan ı etkisizleştirmesine fırsat verdiğini belirterek, bugün İsrail'in BM'yi çağırdığını ifade eden Baykal, olayın İsrail penceresinden düzeltilmek üzere yeni bir mecraya götürülmek istendiğini kaydetti. "Bunu ne tarihimizle ne konumumuzla ne değerler sistemimizle anlaşılabilir bir yanı var" diyen Baykal, Türkiye'de bazı tedirginliklerin ortaya çıktığını, bazılarının İsrail'i sahiplenme, bazılarının Hizbullah'ı sahiplenme içine girdiğini, bunun çok tehlikeli bir tuzak olduğunu bildirdi. Baykal, İspanya'da, İtalya'da bu tehlikenin bulunmadığını ve daha önce de bunların oraya geldiğini ifade etti.
Başbakanın daha tezkere gelmeden angajmanlara girdiğini savunan CHP lideri, "Hükümet başta CHP'nin bu konuda sergilediği uyarıcı doğru değerlendirmelerinin herhalde etkisi altında kalmış olmalı ki ona göre bir tezkere metni hazırlayarak başlangıçtaki iddiaları taahhütlerin dışına çekiyor gibi yapmaya çalıştı. Bu tezkere metni aslında hükümetin izlediği politikanın bir itirafı niteliğindedir. Baktığınız zaman bu sıkıntı kendisini yansıtmaktadır" ifadelerini kullandı. "Hizbullah'ın silahsızlandırılması gereğine inan mıyor musun?" diye soran Baykal, "Sen onun için gidiyorsun. Gönderdiğin asker de o hiyerarşinin başı olacak. Fransız komutan yürü dediği zaman yürüyeceksin. Bu BM kararının mantığını, yani Hizbullah'ı güney Lübnan'da etkisizleştirme mantığını kabul etmiyorsan bunu kabul et, bunu kabul etmiyorum ama ben üstlenmeyeceğim mi diyorsun?" diye sordu.

Tezkerenin içeriğinde de bunun hiçbir güvencesi bulunmadığını bildiren Baykal, "Tezkere sanki biz oraya kara gücü göndermeyeceğiz sadece deniz gücü göndereceğiz mantığıyla yazılmış, ama kara gücü göndermenin kapısı da ciddi olarak açık tutulmuştur" ifadelerini kullandı. Başbakan'ın, Hizbullah'ın silahsızlandırılması için bölgeye gitmeyecekse askeri şimdiden çekmesi gerektiğini belirten Baykal, "Oraya deniz gücü gönderdiğin zaman Hizbullah'ı silahsızlandırmayacak mısın?" diye sordu. Hükümetin Hizbullah'ın silahsızlandırılması için askerini bölgeye gönderdiğini kaydeden Baykal, hükümetin politikasında samimiyet eksikliği olduğunu kaydetti.
"Hizbullah saygıdeğer bir güç mü, yoksa silahları elinden alınması dindaşlarının yaşadığı Güney Lübnandan çıkarılması gereken bir güç mü, değil mi? Ne düşünüyorsun bu konuda" diye soran Baykal, "Bunların hepsi yanlıştır. Geçersizdir. Çatışma riski vardır" diye konuştu. Ama Türkiye'nin böyle bir çatışma ortamında çok ciddi bir istikrarsızlıkla karşı karşıya kalacağını belirten Baykal, "Türkiye'nin kültürel parçalanmaya sürüklemesi kaçınılmaz olur" diye konuştu. Böyle bir ortamın Hizbullah taraftarları, Yahudi karşıtları şeklini alacağını belirten CHP Lideri, bazı kesimlerin bunu isteyebileceğini ancak Türkiye'nin buna izin vermemesi gerektiğini belirtti.
"Türkiye'de bir kültür çatışmasının tohumları ekilmeye ve yetiştirilmeye başlanmıştır" diyen Baykal, "Türkiye'nin ne yapacağını, ne edeceğini Başbakan bilemez ve söyleyemez hale gelmiştir. Hükümet, kamuoyunu aldatma içinde görülmüştür..." ifadelerine yer verdi.

Türkiye'nin Lübnan'la yatıp Lübnanla kalktığını, ancak terör olaylarında gençlerin öldüğünü ifade eden Baykal, "Senin Irak'ta görevin yok mu? Irak'ta yapman gereken yok mu?" diye sordu. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asker yan gelip yatmıyor. Asker gerektiği zaman, hatta gerekmediği zaman gözünü kırpmadan canını veriyor. Yani asker suçlaması yaklaşımlarıyla bu terör konusundaki sorunların, sıkıntıların sorumluluğundan hükümetin kendisini sıyırması mümkün değil. Böyle bir tartışma çok sakıncalı bir anlayışı getirir. Türkiye güç günlere doğru gidiyor. Terörde güç günlere doğru gidiyor."

Baykal, konuşmasının son bölümünde Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgili hükümet tezkeresine 'red' oyu kullanacağını açıklayarak, "Bunun şerefini de, sorumluluğunu da üstleneceğim, CHP milletvekillerinin de üzerine düşen görevi şerefle yerine getireceklerini umuyorum" dedi.

En Çok Aranan Haberler