ANKARA (ANKA) – CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Baykal Başkanlığında yapıldı. Yaklaşık 3 saat süren toplantıda, parti çalışmaları, yerel seçim hazırlıkları ve gündeme ilişkin değerlendirmeler yapıldı.
CHP Lideri Baykal, Başbakanlık'ta bazı gazetecilere yasak getirilmesini eleştirirken, Başbakan Erdoğan'a yüklendi. Her konuda sürekli yasaklar konuşulduğunu belirten Baykal, şöyle dedi:
"Bu gerçekten demokratik bir ülkede olmaması gereken bir anlayıştır. Artık Başbakan hiçbir eleştiriye tahammül edemez hale gelmiştir. Sürekli pembe tablolar istiyor. Pembe bir gazete istiyor. Bunu bozacak, Başbakanın isteklerine karşı görüntüleri haberleri yayınlayacak gazetecilere yasak getiriliyor. Bir ülkede demokrasiden böyle uzaklaşılır. Bu bir diktatörlük uygulamasıdır. Başbakanın bu uygulamasını şiddetle kınıyoruz"
Edinilen bilgilere göre, toplantıda Baykal, Anayasa Raportörü Osman Can'ın da katıldığı Anayasanın değiştirilemez maddeleriyle ilgili sempozyumu değerlendirdi. Her ülkenin bir kurucu felsefesi bulunduğuna dikkat çeken Baykal, bu kurcu felsefeyi garanti altına almak için Anayasalarda değiştirilemez maddelerin bulunduğunu belirtti. Laiklik ilkesinin AKP ve yandaşlarını rahatsız ettiğini öne süren Baykal, değiştirilemez maddelerin değiştirilmesi için bir kampanya başlatıldığını savundu.
Baykal, "Bunun öncülüğünü Anayasa Mahkemesi'nin Başkanı ve Raportörü yapıyor. Anayasa Mahkemesi'nde çalışan insanların görevi Anayasa'yı savunmaktır. Anayasa'nın değiştirilmesi bile teklif dahi edilemeyecek maddelerinin kaldırılmasına öncülük etmek değildir. Bu çok yanlıştır" dedi.
-"AMAÇ LAİKLİĞİ ORTADAN KALDIRMAK"-
Anayasa Mahkemesi Raportörü'nün türban ve AKP kapatma davasındaki tutumunu hatırlatan Baykal, Başbakan Erdoğan'ın Anayasa değişikliği için söylediği "ham meyve yenmez" sözlerini de eleştirdi. Baykal, şunları söyledi:
"Şimdi bu ham meyveyi olgunlaştırma kampanyası yürütüyor. Bu sempozyumun esası da budur. Başbakanın, ‘velev ki siyasal simge' diyerek başlattığı türban yasağını kaldırma girişimini ve o girişim doğrultusunda MHP ile birlikte yaptıkları Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'nden geri dönmesinden sonra bu iddiasından vazgeçmediği görünüyor. Anayasa Mahkemesi kararı da laiklik ilkesi de orada kaldıkça türban yasağının kalkmayacağını açıkça ifade ettiği için şimdi laiklik ilkesini nasıl ortadan kaldırırız, bunu nasıl Anayasa'dan çıkarırız diye bir kampanya açılmıştır."
-GÖNÜL'ÜN AÇIKLAMALARI-
Baykal, toplantıda Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün mübadele dönemine ilişkin yaptığı açıklamaları da eleştirdi. Baykal, "Bir Milli Savunma Bakanı'nın böyle bir görüş açıklaması son derece yanlış ve sakıncalı. Türkiye'de farklı ırktan, farklı dinden insanların her zaman yaşadı ve yaşamaya devam edecek. Bu durum bir ulus devlet oluşmasına engel olmadı. Gönül'ün, bu söylemi Türkiye karşıtı gruplara, Türkiye'yi ırkçılıkla suçlayan gruplara malzeme vermiştir" dedi.
Baykal, geçmişte yaşanan olayların o günün koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Bir Milli Savunma Bakanının ırkçılığı çağrıştıran söylemlerde bulunması son derece yanlıştır" diye konuştu.
-"FAŞİST BİR UYGULAMA"-
CHP Lideri Baykal, Başbakanlık'ta bazı gazetecilere yasak getirilmesini de eleştirdi. AKP'nin "3Y" sloganı ile iktidara geldiğini ifade eden Baykal, şöyle konuştu:
"Her konuda sürekli yasaklar konuluyor. Şimdi de gazetecilerin haber alması yasaklanıyor. Bu Başbakanın artık çok tahammülsüz bir noktaya geldiğini gösteriyor. Bu uygulamanın insan haklarıyla, basın özgürlüğüyle hiçbir ilgisi yok. Bunların ihlali anlamına geliyor. Bu bir diktatörlüktür, bu bir faşist anlayıştır. Gazeteci, gördüğünü duyduğunu yazar. Bu gazetecilerin olmayan olayları yazdığı, söylenmeyen sözleri yazdığına dair bir iddia yok ortada. ‘Bunların yazdığı haberler bizim hoşumuza gitmiyor' anlayışı var. Bu gerçekten demokratik bir ülkede olmaması gereken bir anlayıştır. Artık Başbakan hiçbir eleştiriye tahammül edemez hale gelmiştir. Sürekli pembe tablolar istiyor. Pembe bir gazete istiyor. Bunu bozacak, Başbakanın isteklerine karşı görüntüleri haberleri yayınlayacak gazetecilere yasak getiriliyor. Bir ülkede demokrasiden böyle uzaklaşılır. Bu bir diktatörlük uygulamasıdır. Başbakanın bu uygulamasını şiddetle kınıyoruz." (ANKA)