CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısının çıkışında gazetecilerin Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği 'genel af'la ilgili sorularını cevaplandırdı. Kılıçdaroğlu'nun ''Toplumsal barışın bir parçası olacaksa genel affa 'evet' deriz'' sözlerini eleştiren Baykal, ''Sözleri yanlış. Gündeme getirmek doğru değil. Af ancak terör bitince olabilir'' dedi.
[**
**](https://www.mynet.com/af-pkk-talebidir-110100499333)
**İşte Baykal’ın açıklamasından satır başları:**
**ELAZIĞ DEPREMİ**
Öncelikle Elazığ’daki depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. 6 büyüklüğündeki bir depremde bu kadar can kaybının yaşanması çok acıdır. Bu olayı siyasi çekişmelerden uzak olarak değerlendirmeliyiz. Deprem sonrasında ne yapmamız gerektiğine ilişkin belli bir birikime sahip olduk. Ama asıl mesele depremden sonrakilerin yanında depremden önce neler yapacağımızı ele almak.
**8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ**
Dünya Kadınlar Günü’nü izninizle bu yıl çoluk çocuğunun rızkı için Ankara’nın soğuğunda mücadele eden Tekel’deki kadın işçilerimize adamak istiyorum. Türkiye’deki kadın işçilerimizin bu gününü Tekel’de çalışan kadın işçilerimizin şahsında kutlamak istiyorum.
**EKONOMİK GELİŞMELER**
Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarını geride bırakmaya yönelik umut verici ilerleme hala gerçekleştirilmiş değildir. Ocak ayında 68 bin kişi daha kredi kartı borcunu ödeyemeyenler kervanına eklenmiştir. 2 yıl 1 aylık süre içinde kredi borcunu ödeyemeyenler 2 milyon kişiyi aşmış, 4 kat yükselmiştir. Ferdi kredi borcunu ödeyemeyenler ise 12 kat artmıştır. Bunlar üzüntü verici bir tabloyu bize gösteriyor. En büyük sıkıntıyı yaşayan grupların başında ise esnaf ve çiftçimiz gelmektedir. Esnafın yarısı sermayeden yemektedir. Mahcup olmamak için işini devam ettirir görünmektedir. İşsizlik patladı, neden? Çünkü tarımı bitirirseniz işsizlik patlar. Tarım işsizliği emen bir sünger gibidir. Siz tarımı bitirirseniz işsizlik patlar. CHP iktidarında öncelikle ele alınacak kesimlerin başında çiftçilerimiz ve köylülerimiz gelmektedir.
**ZİRAAT BANKASI REKOR KAR AÇIKLADI AMA ÇİFTÇİ ZOR DURUMDA**
Çiftçi bu kadar sıkıntı çekerken Ziraat bankası tarihini en büyük karını yapıyor. Ziraat Bankası 3.5 katrilyon kazanacak ama çiftçi en perişan dönemini yaşayacak. Aynı şeyi diğer bankalar açısından bakın. İşsizlik büyüdü, sanayi üretimi daraldı ama bankalar kar ediyor. Bu neyi ifade ediyor. Bu AKP’nin politikasının insan odaklı değil, rant odaklı olduğunu ifade ediyor.
**ERMENİ TASARISI**
Biz iyi niyetle hükümete hep uyarılarda bulunduk ama maalesef bu noktaya gelinmiştir. Kamuoyunun aydınlanması açısından bir noktaya dikkat çekiyorum. ABD Kongresi 1890 yılından itibaren Ermeni meselesine ilgi göstermiştir. Daha 1890 yılında Erzurum İsyanı’nda ABD konuya sahip çıkmaya çalışmıştır. 1894 isyanından sonra yani 116 yıl önce bir karar ile Osmanlı Devleti’nin katliam yaptığını ilan ederek suçlamıştır. 1896’da ABD Kongresi’nde Osmanlı aleyhine bir karar alınmıştır. 1910’da Adana’daki olayların ardından ABD karasularımıza gözdağı için iki tane savaş gemisini göndermiştir. 1915’ten önce yaşananlar bunlar. 1920 ile 1975 yılları arasında ise konu hiç gündeme gelmemiştir. 116 yıldır ABD Kongresi bu olaylarla ilgili olarak bizi suçluyor.
**SADECE OSMANLI DEĞİL TÜRKİYE CUMHURİYETİ HEDEF ALINIYOR**
Bu tasarı 1915’teki olaylar hakkında ABD Kongresi’nin karar almasını değil 1915-1923 arasında yaşananlar için ABD Kongresi’nin bir karar almasının istiyor. Yani artık sadece Osmanlı değil Türkiye Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal Atatürk dönemi de Ermeni iddialarının hedefi haline getirilmek isteniyor. Ne kadar itham edici, ne kadar karanlık bir zihniyetin yansıması. Bu Türkiye’nin gelecekteki politikasını belirlemek için kullanılmak istenene bir araç haline getirilmek istenmektedir. Osmanlı döneminde yapılan müdahalelerin amacı Osmanlı’da bir Ermeni devletinin yaratılması amacına hizmet ediyordu. 1925’ten sonra yaşanan gelişmeler bunu gündemden düşürdü. Şimdi tekrar gündeme geliyor. Bu Ermenistan konusunda, Kafkasya konusunda Türkiye’yi bir istikamete sokma çabasının aracı olarak gündeme geliyor. Ermenistan’la ilişkilerin gelişmesi için gereken zihni ortamın Ermenistan’da henüz oluşmadığını söyledik. Azerbaycan’daki işgal devam ettiği sürece, soykırım iftirasını Türkiye’nin alnına damgalamak isterken dostluk arayışının maalesef mümkün olamayacağını anlattık. Protokol uygulanabilir olmadığını söylemiştik, sonra bir de baktık ki, Ermenistan Anayasa Mahkemesi “bunu kabul etmiyoruz” dedi. Azerbaycan ile dostluğu yıkacaksınız dedik. Bu protokol ile bunu yıkmayın dedik. Kalkıştılar. Üstüne üstlük Ermenistan Anayasa Mahkemesi bir kara aldı, “Soykırım’a devam, Türkiye ile sınırı da tanımıyoruz.” Biz sevimli gözüktük ama peki ne oldu? Artık hiçbir anlam taşımadığı ortaya çıkan aldatmaca belgesi olan bu protokoller meclis gündeminde çekilmelidir. Hükümet olayı iç politika zemininde kurcalamaya çalışıyor. Yapılması kaçınılmaz olan tek bir iş var. O protokollerin Meclis gündeminde çekilmesi.
**KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ**
_CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, “Toplumsal barışın bir parçası olacaksa genel affa 'evet' deriz” dedi. Partisinin il kongresinde konuşan Kılıçdaroğlu, siyasi ahlak yasasının olmadığı bir yerde yolsuzluğun önlenemeyeceğini savunarak, iktidara geldiklerinde ilk iş olarak siyasi ahlak yasası çıkaracaklarını bildirdi. Demokratik Açılım sürecine değinen Kemal Kılıçdaroğlu, sorunun çözümü için gerektiğinde genel affa destek verebileceklerini ifade ederek şöyle devam etti: “Bu sorunu çözmeye talibiz, kardeşlik içinde çözeceğiz. Sağlıklı, güçlü bir ekonomi politikası izleyerek çözeceğiz. Herkesin düşüncesini özgürce ifade edebileceği bir Türkiye yaratarak çözeceğiz. Toplumsal barışın bir parçası olacaksa biz genel affa 'evet' deriz. İktidara geldiğimizde bu bölgede, kesinlikle ama kesinlikle hiçbir özelleştirme yapılmayacaktır. Devlet gelip burada fabrika kuracaktır.”_
**_KCK OPERASYONLARI_**
_KCK operasyonları kapsamında BDP'li belediye başkanlarının tutuklanmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, uygulamanın yanlış olduğunu savundu. CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:_
_“Seversin veya sevmezsin ama bu millet oy verdi mi, belediye başkanı yaptı mı? Evet. İfadesini alacaksanız, hukuku adam gibi çalıştırıp davet edersin gelir ifadesini verir. Peki, eline kelepçe vurup sıraya dizip boy boy fotoğrafını çekmek dünyanın hangi modern ülkesinde var. Cebinde yarım limon çıktı diye küçük çocuğu tutuklayıp hapse atacaksın. Bunu kabul etmiyorum. Bu çocuklar bizim çocuklarımızdır. Çocukları suçlamayacaksın. Ona taş attıran mekanizmadan kurtaracaksın.”_