HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Baykal'dan Sosyal Güvenlik yasasına eleştri

ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin bir sosyal güvenlik reformuna ihtiyacı olduğunu belirterek, hükümetin TBMM'den hızla çıkardığı Sosyal Güvenlik Kanun Tasarısı'nın hiçbir kesimi kapsamadığını, ilk zarar görecek olanların da memurlar olduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bugün partisinin TBMM'deki grup toplantısında, hükümetin oldu bittiyle alelacele, toplumun katkısı değerlendirmesi, müzakere şansı tanınmadan Sosyal Güvenlik Yasası'nın hızla Meclisten geçirildiğini belirterek, "Çıkan yasanın en olduğu yeni yeni toplumda değerlendirilmeye başlanıyor, insanlar bunu yeni yeni anlamaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.

Bu düzenlemenin vatandaşın sorununu çözmek için olmadığını, çeşitli sebeplerden ortaya çıkmış olan devletin mali sıkıntısının emeklinin sırtından kazanılmaya çalıştığını kaydeden Baykal, "Kimse kendisini anlatmasın bu bir sosyal güvenlik reformu değildir, bu bir finansman reformu yasasıdır. Halkın toplumun ihtiyaçları için değil IMF'in dayatmasıyla bütçe dengelerini oturtmak için ayarlanmış bir yasa" diye konuştu.

Yasayla bugünkü emeklilik koşullarının ağrılaştırıldığını, emekli olduktan sonra alınacak olan paranın da bugün emekli olanlardan aşağıda olacağını kaydeden Baykal, sağlık hizmeti alma konusunda da yetkinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na verildiğini, bu kurumun da her türlü sağlık harcamasını yapamayacağını, geçmişte bu düzenlemenin bulunmadığını ifade etti. Evlenememiş, babasının yanında olan kızlar 18 yaşından sonra sigorta kapsamı dışında olduğunu söyleyen CHP Lideri, "Bu yasanın amacı, yaşından kısarak çalışana yönelik sağlık harcamalarını kısarak bütçenin dengesine kaynak aktarmaktır. Bu gerçek artık anlaşılmalıdır" dedi.

Bu yasayla ilk darbenin memurlara yönelik olduğunu belirten Baykal, "İlk darbe memurlaradır. Orta vadede de emekli aylıklarının aşamalı olarak azalacağı görülecektir, uzun dönemde de emeklilik yaşının 9 bine çıktığı gerçeği kavranmaya başlanacaktır. Sosyal güvenlik bakımından 9 bin iş gününü şart diye koşan AB ülkelerinin hangi birinde var. 7 bin 500 çıkarıldı 9 bin iş günü yapıldı.

Ekonominin yarısından fazlası kayıtdışı olan Türkiye'de. O insanlara biz sosyal güvenlik taşıyacağız. Ekonominin yarısı kayıt dışında. Yevmiyeli çalışanlar kayıtdışı. Mevsimlikler kayıtdışı. Sosyal güvenlik şemsiyesi daraltılmak isteniyor. Dar gelirli esnaf kapsam dışında. Gündelikçi tarımda çalışan işçi kapsam dışında, yoksul köylü kapsam dışında. Bu toplumun buna en çok muhtaç olan kesimlerinin dışlanması anlamına geliyor" açıklamasında bulundu. Baykal, kendilerinin de bir Sosyal Güvnelik Reformu'na ihtiyaç olduğunu bildiklerini bunu savunduklarını söyleyerek, bunun ilk şartının kayıt dışılığın kayıt içine alınması olduğunu belirtti.

Özel sektörde çalışanların devlette çalışanlara göre 5 yıl daha fazla çalışması gerekeceğini, bunlardan bir bölümünün özel pastacıların, özel TV'lerde kameramanlık yapanların olduğunu ifade eden CHP Lideri, bu yüzden bu tasarının reform olmadığını belirtti. Bu yasanının CHP yokken çıkarıldığını belirten Baykal, "Bu yasa AK Parti ve IMF'in Sosyal Güvenlik Yasası'dır.

Bu yasa vatandaşların haklarını büyük ölçüde budamıştır. Hak kazanan diye sorarsanız onu da bulabilirsiniz. Başbakan 'O boş sıraları fotoğrafını çektiriyorum, halka göstereceğim' diyordu. Lütfen yapsın onu. Onu ben talep ediyorum. O CHP'nin bulunmadığı Meclis'te hangi kanunun hangi düzenlemelerle çıktığı konusu herhalde milletimiz tarafından en iyi şekilde değerlendirilecektir" diye konuştu.

ÇEVRE YASASI'YLA İLGİLİ ÇALIŞMALAR

Baykal, bu hafta ele alınması beklenen Çevre Yasası'yla ilgili görüşlerini de açıkladı. Bir anda Türkiye'nin gündemine çevre sorunlarının oturduğunu hatırlatan Baykal, hükümetin çevreye duyarsız olduğunu, bunun ilk göstergesinin Çevre Bakanlığı'nın Orman Bakanlığı'yla birleştirilmesi olduğunu, 2. en önemli göstergesinin ise TCK'nın değiştirilmesi sırasında 181 ve 182. maddelerle ilgili düzenlemenin olduğunu belirtti. TCK'daki 181 ve 182. maddelerin görüşülmesi sırasında, son aşamada bu maddelerin yürürlüğünün 2 yıl sonrasına ertelendiğini, bu maddelerin yürürlükte olmadığını ifade etti.

Bugün ortaya çıkan zehirli varillerle ilgili Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin "esip savurduğunu" söyleyerek, "Ne oldu? 'Varil topluyoruz.' Kimden, hangi hesabı soruyoruz? 'Yakasına yapışacağım' diyordu. Ben de çıkıp 'Kutlarım seni devam et arkandayız, yap şu işi de görelim' dedim. Ne oldu? El havada kaldı. Kanun yok. Sen yasalaştırmadığın için yok. Yapmamayı uygun gördüğünüz için. Çevre konusunda çok büyük yanlışlıklar yapılıyor.

Ortada bir şov var. Etkili olmayan çabalar. Şimdi bir yasa çıkacak. Etkili bir kanun değildir. Ama gene de çevre konusunun ayrı bir kanunla getirilmiş olması bizi mutlu eder. Arkadaşlarımız bu çerçevede gerekli katkıyı verecekler. Ama yasal bir zafiyetin bulunduğunu burada bir kez daha ifade etmeliyiz" ifadelerini kullandı.

CHP Lideri konuşmasında turizm sektörüne de değindi. "Turizm sektörü alarm veriyor" diyen CHP Lideri, geçen yıla göre bu yılın ilk 3 ayın rakamlarında önemli azalmalar olduğunun ortaya çıktığını kaydederek, bunun çok önemli olduğunu, sektörün önemli ölçüde istihdam ve döviz kaynağı olduğunu belirtti. Bu olumsuzlukların bir kısmının doğrudan hükümeti ilgilendirdiğini, bir kısmının hükümeti aşan sorunlar olduğunu söyleyen Baykal, "AK Parti'nin turizmi kavrayıp kavrayamadığını bilmiyoruz.

Altyapı yatırımları ihmal edilmiştir. Yabancı televizyonlar bunu olumsuzluk olarak göstermiştir. AK Parti'nin içki konusundaki tutumundan. 'Bunlar görgüsüzdür' diyerek Ruslara tepki göstermesinden. Çok önemli bir konudur. Türkiye'de çok önemli bir cari açık vardır. Yarın çok daha ciddi sıkıntılar olabilir. Turizm buna çok önemli bir katkı getiriyordu. Herkesi uyarıyorum. İktidarı uyarıyorum. Sektöre sahip çıkmak lazım. Sektörle ciddi işbirliği açıkça ortadadır" dedi.

Baykal konuşmasında, 1991 Eylülü'nde DEP'li Milletvekilleri Meclis'e sokulurken Baykal'ın o partinin genel sekreteri olduğunu söyleyenBaşbakan'ın doğru söylemediğini ifade etti ve "Sayın Başbakan lütfen kanıtlasın. Partinin grup başkan vekili olduğumu gösteriversin. Bunu ispatlayabilirse sayın Başbakanı kutlarım. 'Siz doğru söylemişsiniz. Ben yanılmışım' derim. Benim grup başkan vekili olduğumu ispatlayamazsanız o zaman benim söylediğim, söz neyi yansıtacak? Başbakan Erdoğan'ın söylediği gibi DEP'lilerin Meclis'e sokulması sırasında partide etkili bir yerde değildim" değerlendirmesini yaptı.

En Çok Aranan Haberler