Antik Yunan'dan günümüz edebiyatına ve filmlere kadar binlerce yıl boyunca baykuşlar akıllı ve bilge olarak resmedildi. Ancak baykuşlar mükemmel avcılar olmakla birlikte, diğer kuşlardan daha akıllı değiller.
Hatta problem çözme konusunda, kargalar ve papağanlar gibi büyük beyinli diğer bazı kuşlardan belirgin şekilde daha kötüler. Yapılan bir araştırmada, baykuşlar diğer birçok kuş türünün başarılı olduğu ve yiyecek elde etmek için sadece bir ipi çekmeleri gereken basit bir zeka testinde sınıfta kaldılar.
Bu, baykuşların aptal olduğu anlamına gelmiyor. Yapılan araştırmalar baykuşların temel alet kullanma becerisine sahip olduklarını gösterdi. Nature dergisinde yayınlanan bir araştırmada, yuva yapan baykuşların gübre böceklerini cezbetmek için yuvalarında gübre kullandıklarını ve ardından gelen böceklerle ziyafet çektiklerinin gözlendiği anlatılıyor.
Hayvanlarda alet kullanımı her zaman etkileyici olsa da, bu insani standartlara göre baykuşların bilge oldukları anlamına gelmiyor. Baykuşlar başlıbaşına olağanüstü hayvanlar. Duyma, tüylerini kamufle etme ve boru tipi gözleriyle avlarını yakalama konusunda evrimleşmiş olan inanılmaz iyi avcı hayvanlar.
Peki eğer baykuşlar büyük sarı gözlerinin arkasında bilgeliği, hayatın gizemli sırlarını taşımıyorlarsa neden sık sık bu şekilde anılırlar? Bu algı nereden kaynaklanıyor?
Çoğu kültürün mitolojisinde baykuşlar yer alsa da, bunların tümünde baykuş bilge olarak görülmüyor. Örneğin Hindistan'da, baykuşlar bilge olarak değil, haksız yollarla elde edilmiş kazanç ve aptallıkla ilişkilendiriliyorlar. Oldukça yaygın olan bilge baykuş miti, büyük olasılıkla Antik Yunan tanrısı Athena efsanelerinden türedi. Bilgelik tanrısı Athena, genelde elinde baykuş olacak şekilde resmediliyordu ve edebi çalışmalarda "baykuş gözlü" ve "baykuş suratlı" tasvir ediliyordu.