Özellikle bayramdan bayrama görüşülen tanıdık ziyaretlerinde “Sizin çocuk da ne kadar büyümüş, maşallah” laflarını duyarsınız. İşte o zaman başlar o sorunsal. “Bayram harçlığı verecekler mi vermeyecekler mi?” Büyümekle büyümemek arasında kaldınız işte! Eeee yeni nesil de çabuk serpilip olgunlaşıyor canım, hep o dizilerden etkileniyorlar.
Her gittiğiniz yerde size bir şeyler yedirirler, içirirler. Yemezseniz vallahi de darılırlar. “Ellerimle yaptım, bak bu yeni tarifim” diye diye o tepsiyi bitirme emellerine sizi de alet ederler. Şeker yersiniz, tatlı yersiniz, üstüne kahve içersiniz, o da yetmez zeytinyağlı sarma vardır, vardır da vardır… Hepsi de güzel şeylerdir. Kötü yanı yedikten sonra başlar. Fitness salonlarında geçirdiğiniz onca saat boşa gitmiştir işte. Yeni kalorileriniz hayırlı olsun ;)
Bazı insanlar vardır, genç desen genç değil – yaşlı desen hiç değil. Elini öpmeye kalkarsın, tokalaşmaya çeviriverir. Ulan baştan söylesenize rezil olduk komşunun kızına demek istersin, diyemezsin. Bir dahaki bayrama ne yapıp yapmaman gerektiğini hafızaya alırsın. Artık adamına göre muamele :)
“Nerede o eski bayramlar?” diyen teyzeler, amcalar vardır hemen hemen herkesin etrafında. Kendi çocukluklarını özleyen, şimdiki bayramları küçümseyen… Bi değişiklik yapın, bu kez siz onlara sorun “nerede o eski bayramlar, teyzeciğim?” diye. “Ne bileyim ben, nereye kaldırmışsan oradadır.” Cevabını alacaksın. E, o da bir anne en nihayetinde.
El öpme ve harçlığı cebe indirme faslından sonra hooop akıllı telefonlarına dalan gençler, iki tatlı sohbet edemeyen, hal hatırdan ileri gitmeye hiç gelemeyen, bayram kutlamalarını kuru kuru mesajla geçiştiren gençler yaşça büyük konu komşu tarafından rerörerö olarak görülebilir.
Topluca gönderilebilen şablon mesajlar çıktı, mertlik bozuldu. Bayramlarda bütün tanıdıklara aynı mesajı gönderen çocukları geçtik, anneler babalar türedi. Size bizden tavsiye herkese aynı mesajı atarken birbirini tanıyanlara dikkat edin ki pişti olup bayram kahvesine muhabbet konusu olmayın sonra ;)
Bayram harçlıklarını cebine indiren çocuklar doğruca sokağa, bakkaldan aldıkları kızkaçıranları patlatmaya koşarlar. Kızları korkutmak için patlattıkları kızkaçıranlar isminin hakkını veriyor doğrusu. Komşu teyzeleri kızdırmak pahasına da olsa bazı mahallelerde her bayram çocukların eğlencesi bu oyunlar.
Her gününü “bayram tadında” mutlu ve tasasız geçiren kişilere söylenen bir atasözümüz. İstisnalar olsa da hayatta yine de bayramların yeri ayrı. O gün okula da gidilmez işe de… Evde bir bayram havası vardır. Küslükler, dargınlıklar unutulur, bayramlaşılır, yaşlılar ve çocuklar hatırlanır, hediyelendirilir. Uzaklar yakın olur, akraba eş dost evi doldurur. Mutfaklar, sofralar dopdoludur, bereketlidir. Şeker – çikolata yemek serbesttir. Yani bu günlerin değeri bilinmelidir.
Bu yüzdendir ki sizlere hakkını vererek geçireceğiniz tatlılık dolu bir bayram geçirmenizi diler; yaz tatiline kaçmadan önce bi düşünüp bu listeyi olabildiğince uzun tutup gelenekleri unutmamanızı öneririz.
Hadi size iyi tatiller!