Bayşoz Davası Gerekçeli Kararları Açıklandı

Balyoz davasına ilişkin gerekçeli kararını açıklayan mahkeme, darbenin davanın bir numaralı sanıklarından Çetin Doğan’ın rahatsızlanmasından dolayı gerçekleşmediğini belirtti.

Mahkeme tarafından hazırlanan bin 435 sayfalık gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi başlığı altında darbenin, Çetin Doğan'ın sağlık nedenleri ve emekli olması nedeniyle ellerinde olmayan sebeplerle gerçekleşmediği belirtildi.

Gerekçeli kararda "Çetin Doğan'ın, Mayıs 2003'te kalp ameliyatı olması ve Ağustos 2003'te emekli edilmesi gibi nedenlerle Çetin Doğan liderliğindeki cunta yapılanmasının darbe harekatını ellerinde olmayan nedenlerle tamamlayamadığı” ifadesine yer verildi.

Kararda, “Harekat planının Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nca öğrenildiği, bu hususun Yaşar Büyükanıt'ın seminer sonuç raporunu hukukçulara inceletmesi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın OYTS'nun (olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo) oynanmaması talimatları, Genelkurmay Başkanı'nın sanık Çetin Doğan'ı uyarması ile belli olduğu..." bilgisi verildi.

Sanıkların her birinin darbe harekatı ile ilgili çeşitli görev aldıkları, harekattan ve boyutundan haberdar oldukları, mahkum olan sanıkların eyleminde nedensellik bağının bulunduğu ifade edilen kararda, sanıklar hakkında bu şekilde mahkumiyet kararı verildiği anlatıldı.

Gerekçeli kararda Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in darbeye harekatına destek vermediği için isminin yanına eksi konulduğu belirtildi. Dönemin Kara Harp Akademisi Komutanı olan Özel’i darbe konusunda ikna edilmesi için dönemin Harp Akademileri Komutan Yardımcısı olan Doğan Temel görevlendirildiği belirtildi.

Yargılama aşamasında sanıkların TÜBİTAK’ın başbakana bağlı olduğundan ötürü buradan hazırlanan bilirkişi raporunu kabul etmemelerine rağmen Başbakanlık’a bağlı Genelkurmay'dan askeri bilirkişilerin hazırladığı raporları kabul etmesinin çelişkili olduğu ifade edildi.

Sanık ve avukatlarının bu kapsamdaki düşüncelerinin yerinde olmadığını ifade edilen gerekçeli kararda, aksi durumda birçok davada bilirkişi bulmanın imkansız hale geleceği ifade edildi.

Kanun gereği kamu görevlilerinin silsile yoluyla bağlı oldukları değil, bağlı oldukları kurumun bizzat kendisi hakkında bilirkişilik yapamayacakları hatırlatıldı.

Sanıklar ve avukatlarının askeri bilirkişi raporlarını kabul etmelerinin ise iddiaları konusunda tutarsız olduklarını gösterdiğini belirten mahkeme, "Çünkü askeri bilirkişiler muvazzaf olup Genelkurmay Başkanlığı’na bağlıdır. Genelkurmay Başkanlığı ise Anayasa'nın 117. maddesi gereğince Başbakanlık'a bağlıdır" dedi.

Bu tespitler doğrultusunda mahkemenin, dosyada mevcut Cumhuriyet Başsavcılığı ve askeri savcılık tarafından yaptırılan bir kısım bilirkişi incelemelerini delillerin değerlendirilmesi açısından yeterli gördüğü ifade edildi.