Bbp Bozüyük Seçim Bürosu Açılışı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut,ülkede daha önce Alevi, Sünni, sağ-sol, Kürt-Türk, dindar-laik diye insanların birbirine düşürülmeye çalışıldığı söyleyerek, "Şimdi de dindar kesimler karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor" dedi.Bilecik’in Bozüyük ilçesinde BBP seçim bürosunun açılışını yapan Ünsal Karabulut, daha sonra İsmet İnönü Caddesi üzerinde esnaf ve vatandaşları ziyaret etti. Burada yaptığı konuşmada, yerel yönetimlerde en başarılı partinin Büyük Birlik Partisi olduğunu söyleyen Karabulut, "Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) şu anda 30 belediyesi var. Bunların bir tanesi de bizim pilot belediyelerimizden biri olan Ankara Keçiören Belediyesi'dir. 585 bin seçmeni olan Keçiören'de Turgut Altınok kardeşimiz tutarlılığı ve sağlıklı çalışmaları ile Keçiören'i ihya etti, burada Nail Dağlı kardeşimiz neden yapmasın? Kendi plan projeleri olduktan sonra, iradesi ve sivil insiyatifiyle halkını da arkasına aldıktan sonra Bozüyük neden bir Keçiören olmasın? Belediyelerimizin hiç birinin, Allah şahit ki, borcu yoktur. Bu belediyelerin hepsini var olan iktidar partisinden aldık. Bütçeleri çok sınırlı ve çok dardı. Şu anda belediyelerimiz bütçelerini dörde beşe katlamış durumdadır. Türkiye'deki bütün belediyeler hakkında soruşturmalar devam ederken Büyük Birlik Partisi bünyesindeki belediyelerimizde böyle bir durum yoktur. Yerel yönetimlerde en başarılı parti Büyük Birlik Partisi'dir. Büyük Birlik Partisi'nde lekesi, şaibesi olan insanlar barınamaz" dedi.Konuşmasının bir bölümünde Türkiye’de hangi gruplar arasında olursa olsun her türlü çatışmanın ve kamplaşmanın karşısında olduklarını ifade eden Ünsal Karabulut, ülkede daha önce Alevi, Sünni, sağ-sol, Kürt-Türk, dindar-laik diye insanların birbirine düşürülmeye çalışıldığı söyledi. Şimdi de dindar kesimlerin karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını belirten Ünsal Karabulut, şöyle devam etti:”Bütün cemaatler bizim, hepsi hizmet ediyor, devletin yapamadığını bu cemaatler yaptı. Çocuklarımıza Kuran'ı, İslam'ı, ahlakı, adabı bu cemaatler öğretti. Bu cemaatlerin, bu derneklerin hepsinin bizim başımızın üstünde yeri vardır. Aynı şekilde yardım kuruluşlarımız var, bunların da hepsi bizim. Türk devletinin, Türk milletinin elinin, dilinin, ulaşamadığı bu yardım kuruluşları, bizim elimiz olarak aralara ulaşıyorlar. Biz siyasi partiler olarak birbirimizi eleştirebiliriz ama sivil toplum örgütlerimizi, cemaatlerimizi, vakıflarımızı derneklerimizi alet etmemeliyiz. Onların taraf olmasını istememeliyiz. Bu millete en büyük kötülük olur.”