BBP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem Alfatlı, Bursaspor için hazırladığı özel projelerini açıkladı."Stadın adı Timsah Arena yerine İbrahim Yazıcı Timsah Spor kompleksi olmalı” diyen Alfatlı, bu çalışmanın BBP Bursa İl Teşkilatı tarafından belediyecilik kapsamında Bursaspor’a özel olarak yapıldığını söyledi. Alfatlı, “Bu fikirlerimiz çalınabilir, iktibas edilebilir; yeter ki Bursa ve Bursaspor’a faydalı çalışmalara ilham olsun. Gayretimiz bu fikirleri bizzat hayata geçirmektir. Ancak başkaları tarafından da olsa hayata geçmesi bizleri mutlu edecektir” dedi.Hazırlanan çalışmada, yeni yapılmakta olan stadın ulaşımından enerji teminine, kombine satışların nasıl olmasından öğrenci ve çocukların seyirci olarak stada yer almalarına, Bursaspor Koleji’nden amatör sporların Bursaspor çatısı altında örgütlenmesine kadar çok farklı projeleri içerdiğini kaydeden Büyük Birlik Partisi (BBP) Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem Alfatlı, çalışmanın hem Bursaspor’a, hem de şehre önemli kazanımlar sağlayacağını söyledi.Hızlı göçün şehirlerde göçmenlerin oluşturduğu “kentleşmeye” sebep olduğunu, şehrin yeni mukimlerinin kendilerini o şehre ait hissetmekten ziyade doğup büyüdükleri ve geldikleri şehrin tüm özelliklerini muhafaza etmek yoluna gittiğini ifade eden Ekrem Alfatlı, “Bunun için hemşehrilik adı altında örgütlenmelerle adeta küçük mahalle şehirler meydana getirmişlerdir. Önceleri şehre adapte olmayı kolaylaştıran bir mekanizma iken, sonraları sosyal ve siyasi hayata yön verme aracı oldular. Şehrin bütününe Bursa, İstanbul, vs. dense de gerçekte Ooşehir biraz Erzurum, biraz Samsun, biraz Muş, biraz Kayseri’den ibaret hale geldi. Şehrin tarihi ve kültürel kimliği yüzeydeki bu yeni kabuğun altında yok olmaya yüz tuttu” dedi.Bu gelişmelerden en çok payını alan şehirlerin başında Bursa gelmekte olduğuna dikkat çeken Ekrem Alfatlı, sade ve muhafazakâr yapısı ile bir kasaba, yeşilliği ve tarım potansiyeli ile bir köy, sanayisi, ticareti, turizmi ve sosyal zenginliği ile büyük şehir olan Bursa’nın herkesin kolayca yaşayabileceği, uyum sorunu yaşamayacağı bir yer olduğunu anlattı.Alfatlı, "Yukarda sayılan sebeplerden dolayı Bursa’ya ait olmak; Bursa’nın kültürünün, yaşama biçiminin ve geleceğinin bir parçası olmayı kolaylaştıracak, mümkün kılacak unsurların başında Bursaspor geliyor. Şampiyon olmuş, sürekli üst sıralara oynayan bir Bursaspor’un taraftarı olmak, Bursalılık bilincinin gelişmesinde, yeni nesillerin Bursa’nın bir parçası olmasında önemli bir faktör olabilir diye düşünüyoruz” diye konuştu.Ekrem Alfatlı, futbolun toplumsal hayatta ve siyasetteki yerini anlamak için birkaç örnek vermenin faydalı olacağını ifade ederek, şöyle konuştu:“Nazilerin meşhur propaganda uzmanı Gobels, 'Bir maçı kazanmak insanlar için bir şehri fethetmekten daha önemli' diyerek, iktidarların kendi propagandalarını yapmaları için milli takımlarına önem vererek milli onur üzerinden kitleleri yönlendirmiştir. Öte yandan bireysel heyecan ile içeride yaşanılan yalnızlık çoğu zaman kitlesel paylaşmanın, sosyalleşmenin aracı olarak kendi sınıf duruşuna, dinine, ırkına uygun kulüpler oluşturmuşlardır. Avrupa’da bunun örnekleri çoktur. Liverpool şehri futbol takımı etrafında “asla yalnız yürümeyeceksin” sloganıyla bütünleşmiş, İtalya’da Livorno takımı faşizme karşı sembol haline gelmiştir. Bu örnekler olumlu da, olumsuz da sayılabilecektir. Yine İtalya’da Napoli şehri halkından kapı kapı para toplanmıştır ve bu para ile Maradona transfer edilmiş, şehirde yeni bir hava oluşturulmuş ve Napoli hem İtalya’da, hem de Avrupa’da şampiyonluklar yaşayarak altın dönemini yaşamıştır. Bu başarı şehrin sadece futbol hayatına etki etmekle kalmamış, hem ekonomik, hem sosyal hayatını canlandırmıştır. Yine, Simon Kuper’in “futbol asla sadece futbol değildir” sözü herkesin artık iyi bildiği ve yukarıda anlattıklarımızı özetleyecek bir vecizedir.”BBP Bursa Büyükşehir başkan adayı Ekrem Alfatlı, “Biz burada futbola kutsiyet atfetmek gibi bir çaba içinde değiliz. Hatta “içi boş” bir topun peşinde vakit öldürmek olarak da nitelemek mümkündür. Ama bu, mevcut realiteyi değiştirmemektedir. Biz de bu fenomenden şehrimize nasıl fayda oluştururuz meselesine çözüm üretmek için aşağıdaki teklifleri geliştirdik” diyerek, projeleri şöyle anlattı:"Statlar yapıldıktan sonra ki en büyük maliyeti enerji teminidir. Bilindiği gibi enerji ülke olarak dışa bağımlı olduğumuz; tasarrufu ve üretimi kritik öncelik kazanmış bir husustur. İşte yeni yapılan stadyumun üzeri güneş panelleri ile kaplanıp kendi ihtiyacı olan elektriği kendi üretebilir. Bu teknoloji ülkemizde mevcuttur. Bilindiği gibi projelendirilme esnasında stadın şehrin içine yapılması büyük tartışmalara neden olmuştur. Şehrin merkezine yakın bir yerde yeni stadın yapılması eleştirilerimiz saklı kalmak kaydı ile şehrin trafiğini daha da yoğunlaştırılacağına çözüm olarak özellikle şehrin doğusundan otobüs ve özel araçları ile gelen seyirciler yakın çevre yolundan gelip Abdal Köprüsü’nü geçtikten sonra Soğuksuyu Mahallesi mevkiinde Ankara Caddesi'ne çıkmadan Nilüfer Deresi kenarında yapılacak servis yolu ile Nilüfer Köprüsü altından Odunluk tarafına geçip stada ulaşabilir. Böylece Ankara asfaltına çıkmadan trafiğe yük binmemiş olur. Aksi takdirde stadyuma geçiş için Orhaneli Kavşağı’na gidilip geri dönüş yapılarak gelinmesi gerekmektedir ki zaten alış veriş merkezleri nedeniyle bu mevkide trafik sıkışık durumdadır.Stada Timsah Arena yerine Bursaspor’un altın dönemini yaşatan rahmetli başkan İbrahim Yazıcı’nın adı verilerek “İbrahim Yazıcı Timsah Spor kompleksi “ adı verilmelidir. Bursa’daki OSB’ler, odalar vb. kurumların her birine bir tribün tahsis ederek (tribüne ad vermek gibi promosyonlarla) kombine satışları planlanmalıdır. Bu sayede kurum aidiyeti ve kurumlar arası rekabet ile bir sinerjinin oluşturulması; seyircilerin kurumlarla bağı nedeniyle otokontrolün kolaylaşması ve muhtemel seyirci taşkınlıklarının önlenmesi ve 45.000 kişilik yeni stadın doldurulması mümkündür.Yine bu tribünlere has internet siteleri oluşturarak olumlu yönlendirmeler yapılabilir. Burada kastedilen bilet paralarını firmaların vermesi değil, firmaların satış işlemine aracılık etmesidir. Böyle bir organizasyona gidildiğinde talebin firma içinde birlikte bir şeyleri paylaşma duygusu hem sayıyı artıracak hem de firmaların iç barışına da katkıda bulunacaktır. Yine bu kurum ve örgütlerin sahiplerinin, yöneticilerinin bir arada olacağı (VİP benzeri) özel bir tribün oluşturulursa hem şehrin elit bir kadrosunun futbol maçı nedeniyle bir araya gelmesi sağlanmış olur. Bu durum tanışmayı, bir araya gelmeyi kolaylaştırıcı bir işlev görebilir. Ayrıca Bursaspor ve Bursa’ya dair heyecanı artırır. Ayrıca Bursaspor Kulübü üyelerini profili değişir, kulüp üyeliği dar ve belli bir kadronun elinde kalmaktan kurtulur.En ön iki sıranın okullarda başarı gösteren öğrencilere (rehber öğretmenler eşliğinde) tahsisi maç esnasında sporculara yapılacak taşkınlığın önüne geçeceği gibi mezuniyetlerinin ardından potansiyel seyirci de yetiştirilmiş olur. Böylece seyir kültürü gelişmiş, genç bir Bursaspor taraftarı oluşacaktır. Sadece bu günün değil geleceğin seyircileri de şimdiden hazır edilmiş olacaktır. Stat içinde oluşturulacak bu olumlu hava fanatikliği ile tanınan grupları da örnek gruplar haline getirecektir. Enerji bağırmak, çağırmak yerine “şovlar hazırlamaya” dönüşecek ikide bir sahası kapanan, sürekli ceza ödeyen kulüp olmaktan çıkıp tüm ülkeye örnek teşkil edecek kulüp ve taraftarı oluşacaktır.Maçlarda meydana gelen küfürlü ve çirkin tezahüratların sebebi, çoğunluğu teşkil eden seyircilerin tezahüratları bilmemesi, bu yüzden fanatik diye nitelenen küçük bir azınlığa eşlik etmek durumunda kalmasıdır. Böylece kötü ve çirkin tezahürat azınlığın bir tahakkümü olarak çocuklara ve gençlere sirayet etmektedir. Bunu önlemek için Bursaspor’a özel tezahüratlar ve besteler oluşturulup bunların sözlerinin bastırılarak biletlerle birlikte dağıtılmalıdır. İnternet sitelerine yüklenip, stat anonsundan maçtan önce ve aralarda seslendirilmelidir.Örnek oluşumlar meydana getirilmelidir. (Eskişehirspor’un bandosu, Beşiktaş’ın Çarşı Grubu gibi). Bu sayede ülke çapında sempati kazanılır. Yine çocuklara özel bir tribün oluşturulabilir. Yetiştirme yurtlarında kalan, sivil toplum tarafından oluşturulan yardım kuruluşlarına mensup çocukların rehabilitesine katkıda bulunmak için maçların ücretsiz seyri sağlanmalıdır. Futbolcularla tanışmaları, iletişim kurmaları sağlanarak moral ve motivasyonları artırılabilir.Özelde futbolumuzun, genelde de sporcularımızın en büyük sıkıntılardan biri de tahsilsizlik ve buna bağlı cehalettir. Sporcularımızın eğitim düzeyinin yükseltilmesi sporda yaşanan şike, doping gibi sorunların çözümüne de katkıda bulunacaktır. Ayrıca ilköğretimden itibaren çocukların üzerine karabasan gibi çöken “SBS, ÖYS gibi” sınavların baskısı onları spor yapamaz hale getirmiş adeta evlerine ve dershaneler hapsetmiştir. Velilerde çocuklarının spor yapmalarını istemelerine ve gönüllü mahkûmiyetten kurtulmalarını çok arzu etmelerine rağmen bu duruma çaresiz razı olmaktadır. Bursaspor Koleji fikri buna çözüm olabilir. Şöyle ki son yıllarda özel okulların sayısı artmış, bu okullara devam eden öğrenci sayısı da buna paralel olarak çoğalmıştır. Üstelik özel okullar devlet tarafında teşvik kapsamına alınacaktır. Bursaspor ayrı bir kolej kurabileceği gibi hiçbir bina ve okul yatırımı yapmadan başarısını ispat etmiş kolejlerle anlaşmalar yapılarak Bursaspor’a özel sınıflar tesisi edilmesi sağlayabilir. Bu imtihanlarda belli barajı aşan (500 puanlı SBS’de 400’ü aşan öğrenciler gibi) aynı zamanda da spora yetenekli çocukların yine ücreti karşılı bu okullara kaydı sağlanabilir. Velilerin böyle bir tercihi gönüllü yapacaklardır. Sadece, antrenman saatlerinin, beslenmelerinin ve servislerinin ayarlanarak Bursaspor’un antrenörlerince tesislerinde spor eğitimi başarılabilir. Bu örnek basketbol, voleybol ve diğer sporlara da uygulanarak ve çeşitlendirilerek spor yapan bir nesil yetiştirilebilir. Bu diğer okullarda da sporu özendirecek tüm şehre yayılmasını sağlayacaktır. Sporcuların profesyonelliğe geçiş aşaması geldiğinde transferlerden yetiştirme parası (önceden anlaşmalar yapılarak) alarak da proje maliyetleri karşılanır, hatta ekstra ve önemli miktarlarda gelirler elde edilir.Her mahallenin kendi sakinlerinden oluşacak “bir mahalli lig” oluşturulmalıdır. İlk önce semt çerçevesinde başlanıp, organizasyon geliştikçe ve spor sahaları sorunu çözüldükçe mahalle bazına inilerek sadece o mahallede ikamet edenlerce oluşturulacak “mahalle takımları” bir mahalli lig çerçevesinde mücadele edecektir. Bu organizasyon şehirleşmenin getirdiği, komşuların birbirini tanımayan, artık mahallesi ile irtibatı kesilmiş toplulukları kendi çocuklarının spor yapması vesilesi ile bir araya getirecek hem tanışmayı, hem birlikte çalışmayı hem de komşuluğu yeniden tesis edecektir. İnternete mahkûm olmuş gençlik bu vesile ile evlerinden çıkacaktır. Bu organizasyon velilerin en büyük sorunu olan çocukların bilgisayara ve sosyal medyaya mahkûmiyetini de çözecektir.Bütün amatör sporlar Bursaspor’un etrafında tek bir çatı organizasyon altında koordine edilerek, Bursaspor dünyaya örnek bir kulüp haline getirilmelidir. Bütün bu fikirler projelendirilip AB ve UEFA fonlarından finansmanı sağlanacak, ayrıca şehirde kampanyalar düzenlenerek finansman sağlanıp şehrin motivasyonu sağlanacaktır. Yapılan tüm faaliyetler medya, üniversiteler ve sivil toplum kurumlarınca paylaşılacak, birlikte yürütülecek, şehir ile Bursaspor’un bütünleşmesi sağlanacaktır. Oluşan sinerjiden yeni fikirler üretilecek ve şehri yeni bir heyecan dalgası saracaktır".
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz