Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin komplo teorilerinin peşinde olmadıklarını belirterek, dertlerinin somut şeyler olduğunu söyledi. Millet adına, milli irade adına bu işin peşinde olduklarını, kan davası peşinde olmadıklarını dile getiren Destici, "Yüzde 1 kaza ihtimali de olsa; o da var. Yüzde 1 suikast ihtimali de olsa; o da var. Çabamız bu işi aydınlatmak için." dedi.
Destici, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Derneği (ESAM)'nden Prof. Dr. Arif Ersoy başkanlığındaki heyeti makamında kabul etti. Terörle mücadele ve sivil anayasa konusunda topyekun ortak bir akıl oluşturulması gerektiğini dile getiren Destici, yeni anayasadan kasıtlarının eskisinin yerine yeni bir anayasa yapmak değil, milli iradenin üstüne dayanan, hiçbir güce fırsat vermeyen, devletin ebediyetini muhafaza edecek, insanı hedefe koyacak, inanç ve fikir özgürlüğü başta olmak üzere bütün özgürlükleri kapsayacak bir anayasa olduğunu ifade etti. Demokratik ve sivil olmayan bir anayasa ile yönetildiklerini vurgulayan Destici, bunun en büyük sıkıntısını da kendilerinin yaşadığını kaydetti. Millet, demokrasi ve hukuk adına referandumda evet dediklerini dile getiren Destici, sivil anayasanın yapılması için gayret göstereceklerini belirtti.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in çalışması ile Uzlaşma Komisyonuna siyasi partilerin ön şartsız üye vermesini olumlu bulduklarını anlatan Destici, çeşitli nedenlerden dolayı bir iki parti çekilse bile bu işin devam etmesi gerektiğini, sonlandırılmaması gerektiğini vurguladı.
"LAİKLİĞİN NET TANIMI YAPILMALI"
Sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları başta olmak üzere her kesimin görüşü alınarak bir çalışma yapılması gerektiğinin altını çizen Destici, her kesimden üye alınarak 'Anayasa Çalışma Grubu' oluşturulmasını istedi. Yeni anayasanın en sonunda da milletin önüne konup oylanması gerektiğini ifade eden Destici, şu an kendilerinin bir ön şartı bulunmadığını, ancak duruş ve misyonlarına uygun bir anayasa olmaması halinde bunun içinde yer almayacaklarını kaydetti.
Sivil ve demokratik anayasa istediklerini dile getiren Destici, milli iradenin üstünde bir güç ve vesayet istemediklerini söyledi. Laikliğin yeni anayasada net bir tanımının yapılması gerektiğini vurgulayan Destici, "Bizim dindar kesim çok büyük dayak yedi. Başörtüsü zulmü, katsayı adaletsizliği devam ediyor. Bütün bunların, anti demokratik uygulamaların yeni anayasa ile kaldırılması gerekiyor. Siyasi Partiler Kanunu'nun demokratikleşmesi gerekiyor. Anayasanın net ve sade bir şekilde hazırlanması lazım. Sivil demokratik anayasayı savunduk, bundan sonra da savunacağız." diye ekledi.
"KAN DAVASI PEŞİNDE DEĞİLİZ"
Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin bir soruya ise Destici, her türlü provokasyona rağmen hukuk içinde kalmaya çalıştıklarını ve bunun zorluğunu yaşadıklarını ifade etti. Bu ülkede Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış rahmetli Turgut Özal'ın dosyasının dahi kendilerinin Devlet Denetleme Kurumu'nu harekete geçirdikten sonra gündeme yeniden taşındığına dikkat çeken Destici, 2,5 yılın uzun gibi olsa da kısa olduğunu savundu.
Helikopter kazasını savcıların araştırıp soruşturmaya devam ettiğini anlatan Destici, komplo teorilerinin peşinde olmadıklarını belirterek sonucuna baktıklarını ifade etti. Bilgi kirliliğinin nerden çıktığının belli olduğunu dile getiren Destici, somut şeylerin peşinde olduklarını dile getirdi. Savcının çok geniş araştırma yaptığını anlatan Destici, yıllardır bu işlerin peşine düşülmediği için hep yutturulduğunu ileri sürerek, millet adına bu işin peşinde olduklarını söyledi.
"Ölümler şüpheli bırakılmasın, neyse gerçekler ortaya çıksın. Bu iş aydınlanana kadar kimse kusura bakmasın peşini bırakmayacağız." diyen Destici, Türkiye, millet, demokrasi, milli iradesi adına takipçisi olacaklarını, kan davası peşinde olmadıklarını belirtti. Kendisinin sorumluluk makamında oturduğuna dikkat çeken Destici, "Yüzde 1 kaza ihtimali olsa da; o da var. Yüzde 1 suikast ihtimali de olsa; o da var; bu işin aydınlatılması için çaba sarfediyoruz." diye konuştu.
"DIŞARDAN KOPYA BİR ANAYASA OLMASIN"
ESAM adına konuşan Prof. Dr. Arif Ersoy ise 21-22 Ekim tarihlerinde Ankara'da düzenlenecek 'Milli Anayasa Şurası'na siyasi partileri davet ettiklerini söyledi. Milli bir anayasadan ülkenin yoksun olmasının en büyük sorun olduğunu vurgulayan Destici, beşeri ve doğal kaynakların kullanılmasının ülkenin sağlıklı bir hukuk altyapısına sahip olmasına bağlı olduğunu belirtti.
Türkiye'de şimdiye kadar anayasaların dar çerçevede hazırlandığını, başka ülkelerin anayasalarının örnek alındığını anlatan Ersoy, bu nedenle devlet-millet kaynaşmasının sağlanamadığını, demokrasinin arızalı olduğunu ifade etti. Sağlıklı bir hukuk düzene sahip olunması halinde Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada örnek ülke olacağını dile getiren Ersoy, anayasa yapımı konusunda çok iyi bir atmosferin bulunduğunu ifade etti. Yamalı bohça haline gelmiş anayasanın değişmesinin artık herkes tarafından istendiğine işaret eden Ersoy, artık dışardan kopya bir anayasa olmasını istemediklerini, dünya görüşü, değer ölçüsü, tarihi birikim dikkate alınarak hazırlanması gerektiğini belirtti.
Anayasanın bir nevi vekaletname olduğunun altını çizen Ersoy, "Toplumun bütün katmanlarının görüşü alınarak, ortak paydalarda birleşerek, demokratik ve adil anayasanın yapılmasının zamanının geldiğini kabul ediyoruz. Meclis'te grubu bulunan partiler başta olmak üzere bütün partilerimizi şuramıza davet ediyoruz. Ortak paydaları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Ufak hesaplarla vakit kaybetmeyelim." şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz