Ankara (AA)- ABD'deki tutsat (Mortgage) krizini analiz eden BDDK, ABD'de hükümet seçimleriyle birlikte, merkez bankası yönetiminin değişmesinin, para ve ekonomi politikaları arasındaki alışılagelmiş uyumu bozduğunu ve bu durumun mortgage kredilerine de yansıdığını belirterek, kredi krizi olarak piyasalara yansıyan bu durumun, 2007 yılının üçüncü çeyreğinden sonra likidite krizine dönüştüğünü kaydetti.
BDDK'nın yaptığı çalışmada, ortaya çıkan riskin yönetilebilmesi için olağanüstü çaba sarfedildiği ve gelecekte tarihin tekerrür etmemesi arzusuyla reform sürecine odaklanıldığı belirtildi. Analiz çalışmasında, Özellikle sorunlu kredilerin büyük kısmını oluşturan subprime (yüksek riskli) mortgage kredilerinin hükümet tarafından desteklenmesi ve batık kredilerin hükümet politikaları gereği fonlanması, değerleme ve ölçümü zor olan bir sistemin oluşmasına neden olduğu kaydedildi.
Çalışmada, şu tespitlere yer verildi:
"Monoline, özel amaçlı kurumlar ve serbest fonlar gibi yeni finansal kurumların sistem içindeki paylarının artması ve bu kurumların karmaşık yapıdaki CDS, CDO gibi kredi türev ürünlerini kullanmaları, ABD'de başlayan sorunların diğer ülke piyasalarında domino etkisi yaratmasına neden olmuştur. Bununla birlikte finansal piyasaları denetleme ve düzenleme yetkisine sahip olan kurumların yetki alanlarının çakışması, sorunların tespitinin gecikmesine neden olmuş, yasal düzenlemelerin farklılığı, eyalet ve merkezi bazda boşluklar oluşturmuştur."
ABD mortgage krizi sonrasında, kredi derecelendirme kuruluşlarının mortgage krizine geç tepki vermesi yönünde oluşan kaygıların, bu kuruluşların Avrupa Komisyonu tarafından da incelemeye alınmasına neden olduğu anlatılan analiz çalışmasında, birçok Avrupa ülkesinin de, derecelendirme kuruluşlarının, ABD subprime mortgage kredilerine dayalı menkul kıymetlere yatırım yapmanın riskleri konusunda yatırımcıları uyarmakta yeterince hızlı davranmadıkları görüşünün savunulmakta olduğu
ifade edildi.Analizde, CDO ve SPV'lerin finansal sistem içinde yarattığı belirsizliklerin aşılabilmesi için mutlak suretle, uluslararası düzeyde vaka analizlerinin yapılarak, her ülkenin mortgage kriziyle ilgili risk profillerinin oluşturulması gerektiği anlatıldı.
BDDK, ABD mortgage krizinin nedenleri arasında "mortgage kredilerinin yapısının bozulması, faiz yapısının uyumsuzlaşması, konut fiyatlarındaki balon artışlar" bulunduğunu bildirdi. BDDK'ya göre, menkul kıymetlerin fonlanmasında yaşanan sıkışıklık, kredi türev piyasalarının genişlemesi, kredi derecelendirme sürecindeki
sorunlar da krizin diğer nedenleri. Analize göre, 2007-2008 küresel finansal dalgalanmanın kaynağı olan ABD Mortgage krizi, piyasa yapısı ve denetim eksiklikleri ile izlenen politikalar sonucu ortaya çıkan sorunlarla, tahmin edilemeyen olumsuzluklara neden oldu.
Mortgage piyasasında süreç incelendiğinde, ipoteğe dayalı kredi sözleşmelerinin hazırlanması aşamasında yaşanan sorunlar, sistemin işleyişinde aksaklıklara neden olurken, ABD mortgage piyasasında özellikle subprime ve değişken faiz oranlı mortgage kredilerinin nakit akışlarının bozulması, bu piyasayla ilişkili menkul kıymet piyasalarını da etkiledi.
Subprime mortgage kredileriyle başlayan kredi krizinin büyüyerek, diğer kredi türlerini de etkisi altına alması, mortgage piyasasının tamamının etkilenmesine neden oldu.Mortgage piyasasının temelini oluşturan mortgage kredilerini ihraç eden kuruluşlar açısından ortaya çıkan temel sorun, bu kurumlarca düşük kredi standartlarının belirlenmesi oldu. Menkul kıymet ihraç edenler açısından konuya bakıldığında da kredi piyasasında bir daralma yaşsı amacıyla gerekli denetim ve düzenlemelerin yapılmaması ve piyasanın kendiliğinden dengeye gelmesi yönündeki beklenti mortgage krizine yol açtı.
Mortgage ipoteklerine dayalı menkul kıymetleştirme sürecinin işleyişine bakıldığında ise denetim eksikliği nedeniyle konut kredilerinin kullanım amacı konut edinme yerine, konut spekülatörlüğüne dönüştü ve sistem aksamaya başladı. Kredi derecelendirme kuruluşları açısından ise menkul kıymetleştirme havuzunu oluşturan ürünler yerine, bu ürünleri ihraç eden kurumların derecelendirilmesi risklerin saklı kalmasına, ihraç edilen menkul kıymetin gerçek risklilik düzeyinin ortaya konulmamasına yol açtı.ABD finans piyasalarında son yıllarda kredilerin esnek şartlarda verilmesi, mortgage krizini tetikleyen unsurlardan biri oldu.
Spekülatörlerin konut fiyatlarına etkisine değinilen analize göre, örneğin hileli işleme konu olan konut 20 bin dolara satın alındı, değerlemesi hileli şekilde 80 bin dolara yapıldı, yapılan değerleme sonrasında sahte satış işlemiyle konut bedelinin yüzde 80'i olan 64 bin dolar kredi kullanıldı ve spekülatör 44 bin dolar kar etti. Bu konutlar,
genellikle icra yoluyla satıldı. Banka gerçek değeri 20 bin dolar olan konut için 64 bin dolar kredi kullandırarak 44 bin dolar zarar etti, bu kredi FHA sigortalı ise bu zarar hükümet tarafından karşılandı.BDDK'nin "ABD Mortgage Krizi" analizine göre FED, Aralık 2007'den Mayıs 2008'e kadar olan dönemde vadeli ihaleler ile piyasaya 490 milyar dolar tutarında likidite desteğinde bulundu.
FED'in aldığı önlemlerin yetersiz kalması, durgunluğa girme beklentilerinin artması üzerine ABD hükümeti, ekonomiyi yeniden canlandırmak amacıyla genişletici maliye politikası tedbirleri de almaya başladı. Bu kapsamda 150 milyar dolar tutarında ekonomik büyüme paketi açıklandı. Bu paketin 100 milyar dolarından tüketicilerin, 50 milyar dolarından işletmelerin yararlanması planlandı.ABD otoriteleri çeşitli düzenlemelerle mortgage piyasasını yeniden disipline etmeye çalıştı.