BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, açlık grevleri sona erinceye kadar Meclis'te komisyon faaliyetlerini askıya alacaklarını, sadece Genel Kurul çalışmalarına katılacaklarını söyledi. BDP'li Sebahat Tuncel, üzerine 'Açlık grevindeyiz' yazılı bir önlük giydi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 2. Olağan Genel Kurulu, Kocatepe Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Kongreye BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile BDP milletvekilleri Sebahat Tuncel, Pervin Buldan, Ertuğrul Kürkçü ve Erol Dora da katıldı. BDP milletvekillerinin yakalarına, açlık grevlerine destek amacıyla kırmızı kurdele taktıkları gözlenirken, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise üzerinde, 'Açlık grevindeyiz, çözüm müzakere' yazılı bir önlük giydi.
Genel Kurul'da bir konuşma yapan Demirtaş, hükümetin ve devletin Kürtlerin taleplerini görmezden geldiğini ifade etti. Demirtaş, açlık grevleri sona erinceye kadar parlamentodaki komisyon faaliyetlerini askıya alacaklarını, sadece Genel Kurul çalışmalarına katılacaklarını açıkladı. Demirtaş, kongreden çıkacak mesaj ve dayanışma duygularının sonuç alma açısından olumlu olacağını söyledi. Demirtaş, açlık grevleri taleplerinin daha önce de yapıldığını belirterek, KCK operasyonları ile tutuklananların teslim alınamadıklarını ifade etti.
Demirtaş, açlık grevlerinin KCK operasyonlarını televizyonlarda anlatan stratejistlere de atılmış bir tokat olduğunu kaydederek, “Siz kimi teslim almaya çalışıyordunuz? Sizin teslim almak istedikleriniz, bugün sizin faşizan zihniyetinizi teslim almıştır. Canlarını ortaya koyarak onlar sizi teslim alacaktır. Arkadaşlarımızın siyaset dışı bırakılma girişimlerine karşı tam da siyasetin merkezinde varız, tutuklasanız da, bizi yargılamadan yargısız, içeride sorgusuz sualsiz tutsanız da biz kendimiz için değil, bir tas çorba ya da yumuşak bir yatak yorgan için değil, halkların özgürlüğü için gerekirse canımızı ortaya koymaya devam ederiz” ifadelerini kullandı.
Hükümetin sindiremediği mesajın ‘halkların özgürlüğü için canımızı ortaya koymaya devam ederiz’ düşüncesi olduğunu ifade eden Demirtaş, “14 Nisan 2009’dan itibaren yani ilk KCK operasyonlarının başladığı tarihten itibaren geniş kapsamlı bir konseptle bir güvenlik tavsiye operasyonuyla sonuç alınmaya çalışılıyordu. Öcalan’ın üzerindeki tecrit bunun bir parçasıydı. Fezlekeler bunun bir parçasıydı. Sokakta işkenceler onun bir parçasıydı. En sıradan yürüyüşe, mitinglere bile yasaklamalar, orantısız güç kullanmalar bunun bir parçasıydı. Uluslararası ilişkilerde neredeyse Suriye ile savaşı göze alabilecek kadar çıkarlarını peşkeş çekerek, istihbarat kırıntısı için yalvarmaları bunun bir parçasıydı” şeklinde konuştu.
Demirtaş, açlık grevi yapan mahkumlarla görüştüğünü belirterek, tutukluların, tecritten sonra binden fazla insanın öldüğünü ve bunu durdurmak için açlık grevi yaptıklarını söylediklerini kaydetti. Demirtaş, “Müzakereler başlamadan, tecrit bitmeden ve Kürtlerin ana sütü gibi helal olan ana dil hakkıyla ilgili gelişmeler yaşanmadan biz karalıyız. Hükümette bu kararlılığı görmedi, ciddiye almadı. İnsanlar bu kadar tarihi bir süreçte canlarını ortaya koyacak kadar ciddi bir eylem, direniş sergiliyorlar, yüzlerce, binlerce insan bu kararlılığı gösteriyor ama hükümet sadece itibarsızlaştırmak, sadece psikolojik savaş yürüterek, bu meseleye yaklaştığı için 60. güne geldik” diye konuştu.
Demirtaş, açlık grevi mitingler, yürüyüşlere yapacaklarını aktararak, “Bugünden itibaren Parlamento’daki Komisyon çalışmalarımızı askıya alıyoruz. Anayasa Uzlaşma Komisyonu da dahil olmak üzere, açlık grevleri bitene kadar. Açlık grevleri tümden sonlanana kadar, bütün komisyon çalışmalarını askıya alıyoruz. Sadece Genel Kurul çalışmalarına katılacağız. Orada da gündemimiz açlık grevleri ve bu talepler olacak” dedi.
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise cezaevindeki arkadaşlarının iki talepleri olduğunu ifade ederek, “Ana dildeki yasağın kalkması bunlardan birisi. 21. yüzyılda Türkiye’nin yaptığı bu ayıbı yenmek için ölmeye yattılar. Sadece ana dilde savunma talebi değil, ana dilde eğitim talebi, ana dili kullanma talebi. Kürtler başta olmak üzere Türkiye’de yaşayan tüm halkların talebidir bunlar" diye konuştu.
Bu arada HDK Kongresinde İstiklal Marşı okunmadı. Salona asılan, ‘Ana dilde savunma ve eğitim hakkı, Öcalan’a tecride son müzakereler başlasın’, ‘Suriye’de emperyalist müdahaleye hayır’ pankartları dikkat çekti. Salonda Türk bayrağı bulunmadığı da gözlendi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz