BDP, 4 Eylül’de yapılacak 2. Olağan Kongre’de isim değişikliğine de gidecek. BDP, halk toplantılarında yeni isim önerileri alıyor. Kongre ile hem yeni yönetimi belirleyecek, hem de demokratik özerklik, yeni anayasa, Meclis’e gidip gitmeme, çatı partisi gibi konularda politika belirleyecek olan BDP, ismini de değiştirecek. İsminin Büyük Birlik Partisi’ne (BBP) benzediğini düşünen ve 12 Haziran seçimlerinde bağımsız adayları desteklemiş olmasına rağmen ulaşamadığı önemli bölüm kitlesinin oyunun BBP’ye gittiği düşüncesinde olan parti yönetimi, bunun için kongre toplanmadan önerileri almaya da başladı.
“Kadın eylem gücü”
BDP yeni yönetimini oluşturmak için yürüttüğü çalışmalarda kadın temsiline de özel önem veriyor. Bu kapsamda teşkilatlara ve tüm parti örgütlerine bir de yazı gönderildi. BDP bünyesinde çalışma yürüten kadınlara hitaben gönderilen yazıda, “11 kadın milletvekili, 14 belediye başkanı, il genel meclis başkanlığı, yüzlerce belediye meclisi, il genel meclis üyeliği, il ve ilçe yöneticileriyle ciddi kazanımlar elde ettik. Yüzde 40 cinsiyet kotası, eşbaşkanlık sistemi, meclis tarzı örgütlenme modeli ve dünyanın hiçbir yerinde olmayan kadın eylem gücüne sahibiz. Ancak böylesi bir güce rağmen, siyasete katılımda iddia yetersizliği ve güvensizliğimiz var” denildi.
Öte yandan 7 kişilik bir Kadın Komisyonu da oluşturdu. Filiz Koçali, Fatma Kurtulan, Yüksel Mutlu, Kibriye Evren, Nursel Aydoğan, Zeynep Ölbeci ve Gülistan Balkaş’tan oluşan komisyon, kadınlarla toplantılar yapıyor.
‘Çay partisiysek niye soruşturma açılıyor’
BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi için toplanıp çay içtiklerini söyleyen Başbakan Yardımcısı Arınç’a Hakkari’den cevap verdi: “Aslında onlar DTK’nın şu anda yaptığı görevin ciddiyetini biliyorlar. Fakat kamuoyuna farklı bir şekilde yansıtmak, olayı çarpıtmak için küçümsemeye çalışıyorlar. DTK; bir çay partisi ise o halde savcılar niye bu kadar soruşturma yürütüyor, operasyon hazırlığı yapılıyor? DTK’ya yönelik. Bunu da kendilerine sormak istiyorum. Bir de şöyle birşey var. Şimdi eğer bir bakan, bir hükümet sözcüsü kendi ülkesindeki bir sivil meclisle ilgili alay edercesine konuşuyorsa demek ki o hükümette hiçbir şekilde demokrasi anlayışı gelişmemiş.”