Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), "1990'lı yıllarda Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşanan katliam ve köy yakmalarının ortaya çıkarılması, geçmişle yüzleşme ve hakikatin açığa çıkarılması" konulu araştırma önergesi verdi. BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken tarafından verilen önergede, Anayasa'nın 98/inci İç Tüzüğün 104/üncü ve 105/inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması istendi. 1990'lı yılların Türkiye siyasi ve sosyal tarihi açısından karanlık dönem olarak geçtiğini dile getiren Baluken, büyük bir çoğunluğu Fırat'ın doğusunda olmak üzere birçok cinayetin yaşandığını, köylerin yakılıp boşaltıldığını, milyonlarca insanın yerinden edildiğini anlattı. Büyük bir siyasal ve insani acı ile sosyal problemin ise topluma kaldığını vurgulayan Baluken, Kürt sorununun çözümü ile ilgili ordu, asker, silah üçgenine devredilen çözümün aklı, çözümsüzlüğü derinleştirdiğini savundu. Ortaya çıkan tablonun dünyadaki benzer örneklerini bile aratacak bir düzeye ulaştığını dile getiren Baluken, "Kürt şehirlerinden büyük metropol kentlere göç etmek zorunda kalan altı milyon insan, sağlıksız koşullarda barınmış ve ciddi bir kentleşme problemi ile karşı karşıya kalmıştırlar. Yapılan birçok bilimsel, akademik çalışmanın da gösterdiği üzere, yerinden edilen yurttaşlarımız gittikleri yerlerde etnik, dinsel, kültürel ayrımcılıklara tabi tutulmuşturlar. Tüm bu kara tabloya giden yolun taşları da köy yakmalar ve faili meçhuller üzerinden döşenmiştir. 17 bin faili meçhul, bölge halkı nezdinde bir istatistik hücresi değil, canın yanan insanların isyanının rakamı haline gelmiştir. 1990'lı yıllarda ortaya çıkan bu vahim tablo, peşi sıra köy yakmalarını ve yerinden edilmeleri getirmiştir." dedi.Türkiye'nin siyasi ve adli tarihinin bu acı tablo ile hiçbir zaman yüzleşmediğini vurgulayan Baluken, asrın davaları olarak adlandırılan Ergenekon davalarında söz konusu dönemde faili meçhullerin ve köy yakmalarının yaşandığı yerlerde yetkili olan askeri yetkililer bulunmasına rağmen mağdurların müdahillik taleplerinin ret edildiği hatırlatıldı.Bunun yanı sıra söz konusu davalarda, bölgede işlenen faili meçhuller ve köy yakmalarla ilgili tek bir suç isnatı söz konusu bile olmadığını anlatan Baluken, şöyle devam etti: "Bu durum da bölge halkında büyük bir vicdani kırılmaya, adalete olan güvensizliği derinleştirmeye sebep olmuştur. Tüm bu siyasi ve toplumsal süreç ilerlerken, ilk defa 1990’lı yıllarda köy yakmalara yönelik bir itiraf olmuş, bu itiraflar savcılığa intikal etmiştir. 1994 yılında bölgede görev yapan bir askerin ifadesi ile ordu kurumuna bağlı köy yakma taburlarının olduğu açığa çıkmıştır." Baluken, asker açıklamalarını ise şöyle sıraladı: "Bizim taburumuza verilen görev köyleri yakmaktı, orada kaldığımız süre içerisinde Hazro, Lice, Hani ve Kulp ilçelerine bağlı yaklaşık 30 köyü yaktık. Köylere girince komutanlarımız askerleri ikişer-üçer kişi olarak evleri yakmakla görevlendiriyordu, evlere girip 'Dışarı çıkın, yakacağız' diyorduk....Köylere girince komutanlarımız askerleri ikişer-üçer kişi olarak evleri yakmakla görevlendiriyordu, evlere girip 'Dışarı çıkın, yakacağız' diyorduk, eşyalarını boşaltmak için fırsat vermiyorduk."Söz konusu bu itirafların bölgede 1990'lı yıllarda yaşanan insanlık dışı fotoğrafı gözler önüne serdiğine dikkat çeken Baluken, bu dönemde devlet kurumlarına bağlı ve eklemlenmiş grupların, hiyerarşik örgütlenmelerin yaptıklarının açığa çıkarılması, hakikate ulaşma ve toplumsal barışa şans verilmesi için bir Meclis Araştırması açılmasını talep ettiklerini söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz