BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, “Çok açık ve net; bir kez daha Kürtleri bu parlamentodan kovarsanız, Kürtler bir daha bu parlamentoya gelip gelmemeyi düşünürler” dedi.
Kışanak, partisinin Meclis grup toplantısında, partisine mensup milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin tartışmaları değerlendirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün yine yasalara, Anayasa’ya meydan okurcasına parti grubunu topladığını ve BDP’lilerin dokunulmazlıkları konusunda fetvasını verdiğini belirten Kışanak, “Anayasa’nın 83’ncü maddesi dokunulmazlıkla ilgili grup kararı alınamayacağını, bu konuda hiç kimsenin bir tartışma, bir görüşme yapamayacağını açıkça yazmasına rağmen, Başbakan Anayasa’yı hiçe sayarak AKP grubunu toplamış, fırçasını çekmiş, fetvasını vermiş, meydanını okumuştur. Zaten bu sürecin tamamı başbakanın talimatları doğrultusunda gelişmiştir; Başbakan açıkça ‘ben yargıya gerekli talimatı verdim, onlar da gereğini yapacaklar’ sözünü kameralara baka baka söylemiştir ve yargı da bu talimatın gereğini yapmıştır. Şimdi de Anayasa’ya aykırı şekilde AKP grubunu raptı zapt altına alma ve BDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırmak için bir grup kararı ortaya çıkarmaya çalışıyor” diye konuştu.
“HER HALÜKARDA SİZİ RAHATSIZ EDERİZ”
Bu konuda pratik adım atılmadan fazla konuşmayı doğru bulmadıklarını belirten Kışanak, “O pratik adım atıldığında nasıl konuşacağımızı da herkes görecek” dedi.
Ancak konuyu tartışma ihtiyacı ortaya çıktığını belirten Kışanak, şunları söyledi:
“Başbakan, ‘bunlar dokunulmazlık zırhına bürünerek olmadık işler yapıyorlar, yasaları hiçe sayıyorlar, zaten Meclis’e de bu kadar fezleke geldi’ diyor. Biliyoruz, bizim bu Meclis’teki varlığımızdan rahatsızsınız. Ama merak etmeyin biz bir yolunu bulur her halükarda sizi rahatsız etmeye devam ederiz. Biz bunu dokunulmazlığa dayanarak yapmıyoruz. Siz ve sizin temsilcisi olduğunuz 12 Eylül faşist darbesinin zihniyeti zaten ‘Kürtler bu Meclis’e gelmesin’ diye yüzde 10 barajını koydunuz. Bugüne kadar da sıkı sıkıya arkasında duruyorsunuz. Kürtlerin temsiliyet imkanına kavuşmasını, Kürtlerin kendisini yönetime katmasını engellemek için zaten 12 Eylül faşist darbesiyle kan kardeşisiniz, kankasınız, aynı şeyleri yapıyorsunuz. O nedenle biz mücadelemizi yürütürken dokunulmazlık zırhına falan güvenerek mücadele etmiyoruz. Bu ülkede Kürt halkı vardır, hakları vardır; o hakların en başında da kimlik hakkının kabul edilmesi, bir halk olarak kabul edilmesi gelir. Anadilin önündeki bütün engellerin kaldırılması gerekir ve Kürt halkı özerk yönetimlerde kendisini yönetime katma hakkına sahiptir. Ne yaparsanız yapın bu taleplerden vazgeçmeyeceğiz. Sizin aslında bütün derdiniz Kürtlerin bu taleplerden vazgeçmesini sağlayacak bir baskı ve otorite kurmaktır. ‘Kürtler bu taleplerden vazgeçsinler, benim verdiğimle yetinsinler, bu da yetmiyor bana biat etsinler, hepsi AKP’li olsunlar’ diye uğraşıyor Başbakan. Boş, beyhude bir işle uğraştığını kendisine biz söylemiyoruz, tarih söylüyor. Baksın, bugün onun söylediği benzer sözleri Tansu Çiller de söylemiş, Doğan Güneş de söylemiş. Ama bir onların tarihine baksın, kendi geleceğini orada görebilir diye kendisine öneride bulunuyoruz.”
“KOVARSANIZ, KÜRTLER BU PARLAMENTOYA GELİP GELMEMEYİ DÜŞÜNÜRLER”
Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ‘1994’te yaşananlara benzemeyeceğinin’ söylendiğini belirten Kışanak, “Evet biz de biliyoruz 94’e benzemeyeceğini. Çok açık ve net; bir kez daha Kürtleri bu parlamentodan kovarsanız, Kürtler bir daha bu parlamentoya gelip gelmemeyi düşünürler. Bunları, içinde bulunduğumuz durum anlaşılsın diye söylüyoruz” dedi.
Ne Türkiye’nin 1994’ün Türkiye’si, ne Kürtlerin 1994’lerin Kürtleri olduğunu, ne de bilinç ve örgütlülük düzeyinin 1994’lerdeki gibi olduğunu belirten Kışanak, “Hiçbir şey 94’teki gibi değildir. Eğer Başbakan 94’teki tablonun sadece ‘yaka paça kısmını biz ayıklarız, kibarca bunları buradan göndeririz, sonra da istediğimiz siyasal süreci yürütürüz’ diye düşünüyorsa yanılıyor. Açıkça, 94 tekerrür etmez, herkes bunu çok iyi biliyor. ‘Efendim tabii ki biz yaka paça götürmeyeceğiz, çirkin manzaralar olmayacak, kibar bir yolunu bulur bunları devre dışı bırakırız’ diyorlar. Bu söylemin kendisi zaten AKP hükümetinin nasıl bir hükümet olduğunu, Başbakanın zihniyetini açıkça izah eden bir durumdur. AKP’de zihniyet değişmemiş, sadece kabuk değişmiştir. Sadece bazı maskeler takılmıştır. Tıpkı Roboski’de olduğu gibi bazen o maskeler sizi koruyamıyor; tıpkı dokunulmazlıkta olduğu gibi artık o maskeler sizi koruyamayacak” şeklinde konuştu.
Çözüm, barış, kardeşlik, demokrasi konusunda Kürt siyaseti ve BDP grubunun hazır olduğunu belirten Kışanak, “Ama bunun dışındaki bütün yollara karşı da mücadele azmi ve kararlığı içindedir. Teslim almak, yok etmek, etkisiz kılmaz, saf dışına itmek, hak ve özgürlüklerini gasp etmek, öteleyen, zaman geçiştiren politikaların tamamına karşı da mücadele azmi ve kararlılığı içindedir” dedi.
“‘TUTUKLANMAYACAKLAR’ DENİYOR, SANKİ 8 VEKİL TUTUKLU DEĞİLMİŞ GİBİ”
Kışanak, BDP’li vekillerin tutuklanmayacağı, yargılanacakları yönünde söylemler olduğunu da belirterek, “Efendim, ‘tutuklanmayacaklar, yargı yolunu açacağız’ gibi gereksiz bir tartışma yürütülüyor; sanki 8 milletvekili tutuklu değilmiş gibi. Bu o kadar altı boş bir laf ki, şu anda cezaevindeki milletvekillerini bu parlamentoya getirmeyi başaramamış, bunu engelleyen bir siyasi irade var, sonra ‘efendim biz sadece dokunulmazlıkların kaldıracağız, tutuklama olmayacak’ diye boş beyhude bir tartışma yürütüyorlar. Başbakan bile bu yargıya güvenip MİT müsteşarına ‘git hesabını ver’ diyemedi” şeklinde konuştu.
Kendilerine yapılmak istenenin ne olduğunu çok iyi anladıklarını, anlamak isteyenlerin da bunu doğru tartışması gerektiğini belirten Kışanak, “Doğru bir mecrada BDP’lilere yönelik dokunulmazlık meselesi neden gündeme gelmiştir? Bu tartışma Türkiye’yi nereye götürür? Bu tartışmayı doğru yapmalarını öneriyoruz” dedi.
“SİYASİ TUTUM ALMASINI BİLİRİZ”
Kışanak, yaşananların açıkça siyasi bir operasyon olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Siyasi operasyona karşı biz de siyasi bir tutum almasını biliriz. Bu kadar açıktır, bizim üzerimizden bir polemik sürdürmeye kalkışmasınlar. Tartışmak isteyenler, Başbakanın sözlerindeki yalanlarla uğraşsınlar. Bugün Başbakan herkesin gözüne baka baka, ‘bir partinin genel başkanı halkı silahlanmaya çağıramaz’ diyor. Koskocaman bir yalan söylüyor. Bu partinin iki eş başkanı var; ikisi de halkı silahlanmaya çağırmamıştır. Böyle bir durum yoktur. Ancak Başbakan şuna alıştı; ‘ben ortaya bir şey atarsam bunu tartışmasız doğru kabul eden bir kesim var, bu kesim bana yeter’ diyor. Medyanın yarın ‘başbakandan büyük yalan’ diye manşet atması lazım.”
İyi niyet ve görüşme olmadan Kürt sorununu çözmenin mümkün olmadığını belirten Kışanak, “Başbakana da; Kürt sorunu konusunda önce niyetini temizlesin, iyi niyetli olsun ve derhal görüşmelere başlasın, diyoruz” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz