YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bdp Meclis Grup Toplantısı (1)

BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Paris’te PKK’lı üç kadının öldürülmesi olayının aydınlatılması konusunda birinci...

BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Paris’te PKK’lı üç kadının öldürülmesi olayının aydınlatılması konusunda birinci derecede sorumlunun Fransız hükümeti olduğunu belirterek, “Eğer bu cinayet aydınlatılamazsa Fransa zan altında kalır. Türkiye de bu katliamın aydınlatılması konusunda en az Fransa kadar sorumluluk sahibidir” dedi.

Kışanak, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda, Paris’te 3 kadın PKK’lının öldürülmesi ve İmralı ile görüşme sürecine değindi. Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in politik aktivist olduklarını ve siyaset yaptıklarını öne süren Kışanak, “Halklarının özgürlük mücadelesine katkı sunmak istiyorlardı. Kadın özgürlüğüne, demokrasiye siyasete inanmışlardı. Bunun için çaba sarf ediyorlardı. Üç sivil, savunmasız kadındı onlar ve alçakça katledildiler. Bu katliamı yapanları ve arkasındaki güçleri lanetliyoruz, kınıyoruz” diye konuştu.

'Bütün ölümlerin vakitsiz olduğunu ancak bu üç arkadaşlarına ölümün hiç yakışmadığını' söyleyen Kışanak, gözleri dolarak, “Aşk olsun size, aşk olsun. Bizi bırakıp gittiniz. Siz ölümsüzleştiniz. Sizi sonsuzluğa uğurlayacağız. Sizi yüreğimizin en derinliklerine, en baş köşesine koyacağız” dedi.

Cenazelerin Çarşamba akşamı Diyarbakır’a geleceğini belirten Kışanak, Perşembe günü 'çok görkemli bir törenle' üç arkadaşlarını ve temsil ettikleri değerleri saygıyla selamlayacaklarını söyledi. Kışanak, Cuma günü Sakine Cansız’ın Tunceli’de, Fidan Doğan’ın Elbistan’da ve Leyla Söylemez’in de Mersin’de toprağa verileceğini söyledi.

“ÇÖZÜME İNANANLAR CENAZE TÖRENİNE KATILMALI”

BDP VE DTK olarak, bugüne kadar üzüntülerini ifade etmiş tüm kişi ve kurumlarla, sivil toplum örgütleriyle son görevlerini layıkıyla yerine getirebilmek için Diyarbakır’da olacaklarını bildiren Kışarak, “Herkesi, kendisine ‘insanım’ diyen, özgürlüğü yüce bir değer olarak kabul eden, bu topraklara barış gelmesini isteyen, kadınların özgür olmasını isten herkesi bu buluşmada bizimle birlikte olmaya davet ediyoruz. Barışa inananlar bu cenaze törenine katılarak bugün görevlerini yapmalılar. Çözüme inananlar, bu cenaze törenlerine katılarak tutumlarını net bir şekilde ortaya koymalılar. Başlatılan bu görüşmelerin arkasında olduğunu, devam etmesi gerektiğini söyleyen ve ‘kalıcı bir barışa ulaşmak için bu yolun kesintiye uğramaması gerekir’ diyen herkes o gün Sakine, Fidan ve Leyla ile birlikte olmalılar” dedi.

“HÜKÜMETİN, SAMİMİYETİNİ GÖSTERME GÜNÜ”

Bu saldırının Kürt halkına yönelik, özgürlük mücadelesine yönelik, kadın özgürlük mücadelesine, Öcalan’la başlatılan görüşmelere yönelik bir saldırı olduğunu savunan Kışanak, şunları kaydetti:

“Böyle diyorsak bunun gereğini yapmanın tam da zamanıdır. O zaman en görkemli uğurlama törenlerini yaparak bu katillere ders vermeliyiz. Buradan hükümete, mülki ve idari yöneticilere seslenmek istiyorum; her zaman bu tür süreçlerde en çok konuşulan şey samimiyet meselesidir. İşte bugün samimiyeti gösterme günü. Birinci sınavdan başarıyla geçilemedi; Paris’te bu katliam önlenebilirdi, önlenemedi. Herkes ‘provokasyon olacak, birileri önünü kesecek’ dedi, dedi, göz göre göre işlenen bir cinayet oldu. O zaman çokça sözünü ettiğiniz samimiyet testinden geçmek için işte önünüzde bir imtihan… Gerekli sağduyuyu gösterin, saygıyı gösterin, acıya saygı göstermeyi bilin, bu acıyı paylaşın. Madem hepimize yönelik bir saldırıydı, madem görüşmelere yönelik bir saldırıydı, madem Türkiye’nin büyümesini istemeyen güçlerin yaptığı saldırıydı, o zaman Perşembe günü tüm Türkiye tek yürek olmalı, bu güçlere cevap vermeli. Tavrını, tutumunu ortaya koymanın tam zamanıdır. Cenaze törenine katılmayanlar da bulundukları yerlerde aynı tutumu ortaya koyan bir duruş ve yaklaşım içinde olmalı.”

“DUYGULARIMIZI DA MI VESAYET ALTINA ALACAKSINIZ?

Fransa’da bu cinayetlerle ilgili protestoya katıldıklarını ve orada sadece Kürtlerin olmadığını söyleyen Kışanak, Fransa yönetiminden birçok kişinin de buraya geldiğini söyledi. Kışanak, “Herkes katilleri lanetliyor, bu üç kadının mücadelesine duydukları saygıyı ifade ediyorlardı. Bugün Türkiye’de de aynı tutumun sergilemenin zamanı ve vaktidir. Kimse bu vakti atlamasın” dedi.

Hükümet kanadından yapılan ‘gösteri, şov, provokasyon’ gibi sözleri, bu duruma denk düşen bir tanımlama olarak görmediklerini belirten Kışanak, “Bu insanlar devrimciydi, bu insanlar mücadele insanlarıydı, özgürlüğü temsil ediyorlardı, kadınlardı, barış ve çözüme inanmışlardı, siyaset yapıyorlardı; buna yakışır bir tarzda halkımız en görkemli şekilde bunları sonsuzluğa uğurlayacaktır. Kürt halkının sevincine bir gerekçe bulurlar, sanki provokasyonmuş, bir sürecin kesilmesinin nedeniymiş gibi konuşurlar. Üzüntüsüne böyle derler; Kürt halkının duygularını da mı vesayet altına alacaksınız? Bu ülkedeki vesayetler yetmedi mi? Duygularımızı da mı vesayet altına alacaksınız? Bunu yapamazsınız. Onun için bu söylemlerden vazgeçin; size düşen bu acıya saygı duymak, paylaşma büyüklüğünü göstermiyorsanız bile, hiç değilse saygı duymak ve insanların en görkemli şeklide bu cenaze törenini yapmalarına yardımcı olmak, gerekli kolaylığı sağlamaktır” diye konuştu.

“BİRİNCİ DERECE SORUMLULUK FRANSA HÜKÜMETİNİN”

Kışanak, Fransız makamlarının, istihbaratının antiterör dairesinin, polisinin, kriminal bürosunun, herkesin 24 saat takip ettiği, gözetlediği bir büroda bu olayın gerçekleştiğini savunarak, “Aydınlatılması konusunda birinci derecede sorumluluk, Fransa hükümetine aittir. Herkes çok iyi biliyor ki, Fransa hükümetinin imkanları, istihbaratının gücü, çalışmaları, bu cinayeti aydınlatmak için yeterlidir. Bunu yapabilirler, bunu yapmalılar. Eğer bu cinayet aydınlatılamazsa Fransa zan altında kalır” dedi.

Daha önce Avrupa’da Kürtlerin faaliyetlerine yönelik gözaltı ve tutuklamalarda bu büroya girenlerin fotoğraflarının gösterildiğini belirten Kışanak, “Yani bu büroyu yakından takip ettiklerini defalarca Kürtlere ifade etmişlerdir. Bu yüzden bunun bulunup açığa çıkarılması, birincil derece Fransız hükümetinin sorumluluğudur” diye konuştu.

Fransız hükümetinin sorumlu olmasının "Türkiye’nin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını" savunan Kışanak, şunları kaydetti:

“Türkiye de bu katliamın aydınlatılması konusunda en az Fransa kadar sorumluluk sahibidir. Bu sorumluğunun gereğini yerine getirmesi lazım. Birincisi, katledilen bu üç kadın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşıdır. Vatandaşlarının yurt dışında katledilmesine seyirci kalan bir devlete devlet denmez. İkincisi, Türkiye de Avrupa'daki Kürtlerin faaliyetlerini çok yakından takip ediyor. Mevcut ülkelerle bu konuda PKK’ya karşı işbirliği yapıyor, işbirliklerini yeterli bulmadığında sitem ediyor. Çok açık işbirliği anlaşmaları ortadadır, yapılan ortak operasyonlar, görüşmeler ortadadır” dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler