Bdp Meclis Grup Toplantısı…(2)

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Sinop’ta belli merkezler tarafından yönetilen küçük bir grup tarafından sanki Karadeniz halkı barışa karşıymış gibi bir algı oluşturulduğunu belirterek, “Asıl hakaret Karadeniz halkına yapılmıştır. Biz biliyoruz ki, Karadeniz halkı demokrasi isteyen, barış isteyen, demokratik siyasete saygılı bir halktır. Bir grup kışkırtılmış provokatör Karadeniz halkıymış gibi topluma lanse edilemez” dedi.

Kışanak, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda, Halkların Demokratik Kongresi’nin yerelde önyargıları kırabilmek için başlattıkları Karadeniz gezisi çerçevesinde Sinop’ta yaşanan olaylara değindi. Kışanak, program öncesinde İçişleri Bakanı’na bilgi verildiğini ve gerekli tedbirleri almasının istendiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Ancak Sinop’ta karşılaşılan durum sorumlu olan hiç kimsenin görevini yapmadığının açık bir tablosudur. Sinop’un CHP’li belediye başkanı açıkça kışkırtıcı beyanlarda bulunmuştur ve CHP de bu belediye başkanına ‘böyle bir açıklama yapamazsın, biz CHP olarak herkesin demokratik siyaset hakkını savunuyoruz, herkes istediği yerde istediği demokratik programı uygulayabilir’ diye bir beyanda bulunmamıştır. Sinop’ta yaşanan çirkin tezgahlardan sonra da hala CHP’den böyle bir ses çıkmamıştır. Bu manidar durumu CHP’nin sosyal demokrat bir parti olduğunu zannedenlerin dikkatine sunuyoruz. Eğer demokratik siyaseti insanların kendi görüşlerini gidip her yerde anlatma hakkını sadece bu kadarını bile savunamıyorsanız size sosyal demokrat falan denilemez.

Yine İçişleri Bakanlığı’na program verildiği halde Sinop Valisi’nin o gün kentte bulunmadığı gerekçesiyle gerekli önlemler aksatılmıştır. Bu kadar kritik bir süreçte böylesine önemli bir program günler öncesinden İçişleri Bakanlığı’na bildirilmiş olmasına rağmen, o gün valinin kentte bulunmaması açıkça yapılabilecek olası provokasyonlar konusunda en hafifinden sorumluluktan kaçma yaklaşımıdır, kabul edilemez bir durumdur. Kimse sorumluluğundan kaçamaz. Ya o makamda oturuyorsanız gereğini yapacaksınız, ya da o makamı kritik süreçlerde geçici olarak kenti terk ederek, durum idare ederek bu ülkede valilik yapamazsınız. En kritik gününüzde kentinizde olacaksınız, gelişmeleri kontrol edeceksiniz ve bu provokasyonları önleyecek tedbirleri alacaksınız.”

“SANKİ KARADENİZ HALKI BARIŞA KARŞIYMIŞ GİBİ…”

Kışanak, “Biz, ‘yereldeki bazı güvenlik kuvvetleri bu konuda kendi yaklaşımlarını yansıtan bir tutum içinde oluyorlar, bu riskler yaratan bir durumdur, derhal orada vali, vali yardımcısı olay yerine gitmeli, duruma el koymalıdır. İktidar adına bu sorumluluğu almalıdır’ demiştik. Ne yazık ki bu konuda geç kalınmış ve gün boyu orada kışkırtılmış, organize edilmiş, belli merkezler tarafından yönetilen küçük bir grup tarafından sanki Karadeniz halkı barışa karşıymış gibi bir algı yaratılmıştır” diye konuştu.

“ASIL HAKARET KARADENİZ HALKINA YAPILMIŞTIR”

Kışanak, arkadaşlarının orada karşılaştığı durumun vahim olduğunu, tam bir linç girişimi olarak asla kabul edilemeyeceğini ve şiddetle kınadıklarını belirterek, “Ancak asıl hakaret Karadeniz halkına yapılmıştır. Biz biliyoruz ki, Karadeniz halkı demokrasi isteyen, barış isteyen, demokratik siyasete saygılı bir halktır. Bir grup kışkırtılmış provokatör Karadeniz halkıymış gibi topluma lanse edilemez. Karadeniz halkından da yüksek sesle bu görüşü dillendirmelerini ve demokratik siyaseti savanan yaklaşımlarını duymak istiyoruz. Ancak bu ülkede gerçek anlamda bir toplumsal barış böyle temin edilebilir, önyargılar böyle kırılabilir, yanlışların önüne böyle geçilebilir” şeklinde konuştu.

“OGÜN SAMASTLAR ÇIKABİLİR”

Hükümete ve İçişleri Bakanlığı’nın bundan sonra gelişebilecek provokatif eylemleri önlemek istiyorlarsa dün Sinop’ta yaşananların görüntülerini kare kare izlemeleri ve tahlil etmeleri gerektiğini belirten Kışanak, “Onların içinden belki Oğün Samastlar da çıkabilir, bunlara dikkat etsinler, bunun önlemini alsınlar. Bunu yapmadan ‘biz iyi niyetle çözmeye çalışıyoruz’ demek derde derman olan bir durum değildir. Provokasyonları önlemek istemeyen, bu tür olayların arkasında kimler var, bunu açığa çıkarmayan bir iktidar bundan sonra da sürekli kendi önüne de bu tür eylemler engel çıkartabilir” dedi.