BDP, Mutlu, Çapkın Ve Diğer Sorumlular Için Suç Duyurusunda Bulundu

Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) Merkezi Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, başta İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın olmak üzere sair mes’ul kişi ve kurumlar hakkında Taksim Gezi Parkı eylemcilerine orantısız güç kullanıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

BDP merkezinden yapılan yazılı açıklamada, "Talebimiz bu kişilerin herkesin önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebileceğine ilişkin Anayasa’nın 37. Maddesi ve yine aynı hükmü taşıyan 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 3. Maddesine rağmen Taksim Gezi Pakı’nda başladıktan sonra neredeyse tüm ülkeye yayılan protesto gösterilerine herhangi bir suç delili veya makul bir suç şüphesi olmamasına rağmen müdahale edilerek, halka karşı orantısız fiziki müdahalede bulunulması TCK 86 (Kasten Yaralama), TCK 94 (İşkence), TCK 96 (Eziyet), TCK 106 (Tehdit), TCK 109 (Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma), TCK 123 (Kişilerin huzur ve sükununu bozma), TCK 124 (Haberleşmenin Engellenmesi), TCK 151 vd (Mala Zarar Verme) suçları işlendiğinden dolayı cezalandırılmalıdırlar.” denildi.

"BARIŞÇIL TOPLANANLAR HEDEF GÖSTERİLDİ"

BDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, talebin başlıca gerekçelerini ise şöyle sıraladı: “Barışçıl bir şekilde toplanarak protesto haklarını kullanan göstericilere hedef gösterilerek ateş açılmıştır. Bu nedenle birçok gösterici polisin açtığı ateş sonucu bilhassa gözünden ve yüzünden olmak üzere çeşitli şekillerde yaralanmışlardır. Henüz tam olarak tespit edilememesine rağmen ilgili kuruluşların açıkladığı veriler binlerce kişinin bu orantısız kuvvet neticesinde yaralandığı yönünde. Söz konusu olaylar neticesinde Milletvekilimiz Sırrı Süreyya Önder de hedef gözetilerek bacağından ve omzundan vurulmuş ve hastaneye kaldırılmıştır. Polis, göstericilere orantısız fiziksel güç uygulayarak yetki sınırlarını aşmıştır. Basına yansıyan görüntülerden anlaşıldığı üzere birçok yerde polis göstericileri yaralamış, birkaç metre mesafeden kafasına silah sıkmıştır.
Başta İstanbul ve İzmir olmak üzere olmak üzere birçok ilde sivil polisler halka saldırmak için sokağa çıkarılmıştır. Ellerindeki çivili sopalarla sıradan göstericileri hedef alan bu kişilerin polis olduğu bizzat yetkililerce açıklanmıştır. Ayrıca Taksim’de görüldüğü üzere sivil polisler barışçıl olan gösterileri terörize ederek polis müdahalesini meşrulaştırmaya çalışmışlardır. Bu amaçla dükkanlara, bankamatiklere ve diğer resmi kurumlara saldırmış ve halkın malına zarar vermişlerdir. Polis gerekmediği halde aşırı ve yoğun gaz bombası kullanımı nedeniyle binlerce insanın hastanelik olmasına neden olmuştur. Bu aşırı kullanım öyle boyutlara varmıştır ki, İstanbul’daki gaz bombası ve diğer araçların tükenmesi üzerine diğer illerden takviye yapılmıştır. Nitekim hükümet bu sorumluluğu kabul etmiş ve özür dilemiştir. Barışçıl gösterilerin önlenmesi amacıyla halkın internet erişimi engellenmiş, bilgi ve haberleşme hakkına müdahale edilmiştir.