Partisinin Meclis grubunda konuşan BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, AK Parti'nin KCK operasyonlarıyla seçimlere hazırlandığını iddia etti. Operasyonlarla teslim alma, irade kırma, korkutma, sindirme ve böylece bir sonraki seçimlere hazırlama süreci içinde olunduğunu ileri süren Kışanak, AK Parti'nin kendilerine yönelik siyasi operasyon yürüttüğünü savundu. BDP'nin polis zoruyla susturulmaya çalışıldığını iddia eden Kışanak, yapılanlara karşı mücadele etmek, direnmek ve bu zihniyeti yenmek gerektiğini kaydetti. Kışanak, "Ya bu zihniyet değişecek ya bu zihniyet yenilecek." dedi.
Milletvekillerinin tutukluluğunu da eleştiren Kışanak, bunların demokraside yerinin olmadığını kaydetti. Cezaevinde olan tüm milletvekillerinin derhal hemen serbest bırakılmasını isteyen Kışanak, tutuklu bulundukları sürenin ise Türkiye demokrasisinin yüzüne çalınan kara bir leke olduğunu iddia etti. Anayasa yapım sürecine katıldıklarını dile getiren Kışanak, "Eğer bir yol temizliği yapılmayacaksa, düşünce özgürlüğü teminat altına alınamazsa, bizim konuşmalarımızla terörist ilan edilecekse buradan Anayasa çıkmaz." diye konuştu.
Kürt sorununun demokrasi ve kimlik sorunu olduğuna dikkat çeken Kışanak, "Milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız cezaevinde. 2 bin 500 yıl ceza isteniyor. Bu sorun şöyle değil böyle çözülebilir dediğimiz için. Siyaset budur. Aksi ise AK Parti'ye biat etmektir." görüşünü dile getirdi.
Kendilerinin teslim olmayacağını dile getiren Kışanak, meydanlarda ne söyledilerse burada da onu söylediklerini ifade etti. Demokrasinin özgürlükler rejimi olduğunu ve kimseye zarar verilmediği sürece istenilenin yapılabileceğini anlatan Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir" sözünü hatırlatarak Başbakan'ın da bir doğru söyleyerek siyaseti yürütmeye çalıştığını savundu. Başbakanın söylediği "Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste" sözü anımsatarak "Bu mazlum halkın hakkını yiyenler, zulmedenler abad olamayacaklar. Bu söz doğrudur ama kendin için söylüyorsan doğrudur." dedi.
Konuşup çözüm önerilerini açığa çıkardıklarını ancak bunların KCK ana davasına konu edildiğini ileri süren Kışanak, "Anadilimizi sınırsız kullanmak istiyoruz. Bütün anadiller güvence altına alınsın. Kürtler dillerini sınırsız kullansınlar, ana dilinde eğitim yapsınlar. Kimse bundan zarar görür mü; o zaman niye bunu kabul etmiyorsun." diye konuştu.
"YEREL YÖNETİMLERE ÖZERKLİK"
Yerel yönetimlere özerklik isteyen Kışanak, demokratik özerkliği ortaya koyduklarını ifade etti. Yalanla hiçbir şeyin yürümeyeceğini dile getiren Kışanak, "Yalan söylemek en büyük siyasi ahlaksızlıktır. Kürt sorununu terör sorununu görüp şiddetle, baskıyla çözecek diyorsan; işte cahillik budur." şeklinde konuştu. Başbakanın "Bunlar beş on koyunu güdemez" dediğini hatırlatan Kışanak, "Sayın Başbakan biz koyun gütme derdinde değiliz. Biz halkımızla birlikte onların emrinde olmaya, onların taleplerini yerine getirmeye talibiz." karşılığını verdi.
İç tüzükle muhalefetin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını iddia eden Kışanak, görüşlerin sonuna kadar sınırsız bir şekilde anlatılması gerektiğini belirtti. Kürdistan dedikleri için birilerinin bunun siyasetini yapacağını savunan Kışanak, "Kürdistan tarihi bir gerçek. Bu Osmanlı belgelerinde de Cumhuriyetin ilk yıllarındaki belgelerde de var. Bir coğrafyanın adıdır. Buda doğru siyasetin gereğidir." dedi.
Coğrafyalarının gerçek adıyla söylenmesini isteyen Kışanak, eşit haklarda kültürleriyle birlikte yaşamadıklarını savundu. "Diyalog ve müzakerede İmralı'da kritik bir rol oynamaktadır. Sayın Abdullah Öcalan'ın bu rolünü oynayacak koşullara sahip olması gerekiyor. Bu koşullar oluşturulmadan bir sonuç vermediğini şimdiye kadar gördük." diyen Kışanak partili kadınların Cizre, Diyarbakır ve Mersin'de miting yapma kararı aldığını, ancak mitinglerin yasaklandığını savundu. Kadın ve çocuklara gaz bombası atıldığını ve coplandığını iddia eden Kışanak, bunun diktatörlük olduğunu savundu.
Uludere olayının üzerinden bir ayı aşkın sürenin geçtiğini dile getiren Kışanak, hala resmi olarak bir açıklama yapılmadığını savundu. Sivil halkın bilerek savaş uçakları tarafından bombalandığını iddia eden Kışanak, "Kim size ne istihbarat verdi, hangi raporlar doğrultusunda bu insanları katlettiniz?" diye sordu.
Bir ülkede sivil insanlar bombalanıyorsa meşruiyeti kaybettiği anlamına geleceğini iddia eden Kışanak, "Bunun takipçisi olacağız. Bu kan yerde kalmayacak, bunun hesabı sorulacak. Gizlilik kararı derhal kaldırılmalı." dedi.
Heron görüntülerinin TRT üzerinden halka izlettirilmesi gerektiğini dile getiren Kışanak, istihbaratı kimin verdiğinin açıklanmasını istedi. Kışanak, Başbakan Erdoğan'ın "beş koyunu güdemezler" sözüne de "Üç paşayı güdemiyorsun, halkı kandırarak güdeceğini zannediyorsun." diyerek cevap verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz