YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

BDP'li Tuncel ve Kürkçü Elazığ'da

Elazığ’da bu gün gerçekleştirilen “Çözüm İçin Müzakere Barış İçin Eşitlik” toplantısına Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü katıldı.

BDP'li Tuncel ve Kürkçü Elazığ'da

Elazığ Ata Park düğün salonunda gerçekleşen Kongreye Bdp İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Hdk yürütme kurulu üyesi Kadir Arı, Bircan Yorulmaz, Hdk il temsilcisi Baki Acar, Hdk Meclis Üyesi Hüseyin Tunç, Elazığ Bdp İl Başkanı Turan Çelik, Eğitim Sen Elazığ şube başkanı Halit Ateş, Emep il temsilcisi Cemal Zülfükar ve Bdp liler katıldı.

Halkların Demokratik Kongresi divan üyeleri yerlerini aldıktan sonra saygı duruşunda bulundular, zafer işaretleri yapan katılımcıları Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü Türkçe ve Kürtçe selamlayarak konuşmasına başladı.

Kürkçü; “Türkiye’de sınır dışına çıksınlar, elbiselerini çıkartarak çıksınlar, silahlarını bırakarak çıksınlar tartışmasının aslında tartışmanın son derece önemsiz bir yanı olduğunu söyleyebiliriz. Bugün Türkiye’de bu sürecin selametle sürmesi için diyorlar ki bize ‘Sakın ola hükümeti eleştirmeyin, hükümetin canını sıkmayın, Tayyip Erdoğan’ın duymak istemediği kelimeleri söylemeyin. Yoksa barış tehlikeye girer.’ Böyle barış sağlanamayacağı için bana sorarsanız tehlikeye de girmez. Biz bu sürecin meclis tarafından denetlenmesini, Tayyip Erdoğan hükümetinin keyfine bırakılmamasını istiyoruz. O nedenle meclisin devreye girmesi gerekiyor ve CHP’nin bu süreçte kurucu bir rol oynayacak güçler arasına gelmesi ve barışa sırtını dönmemesi gerekiyor. Genel bir af olmadan barış perçinlenmeyecektir. Oğullarımız kızlarımız hapishanelerden çıkmadan barış olmayacaktır ve Sayın Öcalan’ın özgürlük koşulları sağlanmadan da barışın sürekliliği güvence altına alınmış olmayacaktır.” şeklinde konuştu.

Kürkçü konuşmasına şöyle devam etti; “Bugün Türkiye’de 20 yaşını dolduran bütün erkeklerin askere gitmesi mecburiyeti var. Bu mecburiyet altında insanlar savaşa girdiler. Öldüler öldürüldüler, hayatlarını kaybettiler. Onlar da Kürt halkının evlatları gibi ölmeyi ve öldürmeyi hak etmiyorlardı. Kendilerinin belirlemediği, kendilerinin talep etmediği, kendilerinin karar vermediği savaşta hayatlarını kaybettiler. Bizler onların da hatırası karşısında eğiliyoruz. Onları hiçbir zaman bu çatışmanın düşman kampı olarak görmüyoruz.” dedi.

İstanbul Millet Vekili Sebahat Tuncel ise; “CHP’nin bile barış sürecine temkinli yaklaşmak demeyelim uzak durması; şimdiye kadar suskundu. Biz diyorduk bu suskunluğunu gersin. Şimdi neredeyse konuştukça aralardaki mesafe açılıyor. Hani konuşmasınlar daha iyi en azından deriz ki sustu bunlar. Buradan biz Sayın Kılıçdaroğlu’na sesleniyoruz onun şahsında CHP’ye. Çözüm istiyor musunuz? Barış istiyor musunuz gerçekten? O zaman gelin onu söyleyin. AKP’nin politikasını beğenmiyor musunuz ya da BDP’nin barış politikalarını beğenmiyor musunuz? O zaman çözümünüzle gelin. Bu iş olmaz demekle bu iş olmuyor yani.”

Meclisin görev almasını isteyen Tuncel; “Biz diyoruz ki bu süreçte meclis görev alsın. Hakikatleri İnceleme ve Araştırma Komisyonu kurulsun. Türkiye geçmişiyle yüzleşsin. Dersim katliamının hesabını da sorsun. Sivas’ın, Çorum’un, Maraş’ın ve Uludere’nin de hesabını sorsun. Biz AKP’ye güvendiğimiz için böyle bir süreç başlatmıyoruz. Bu bizim sürecimiz. Kaldı ki Diyarbakır’daki Nevruz’da Sayın Abdullah Öcalan’ın aslında dünya kamuoyuna sunduğu bildiride de şöyle bir durum var. Kürt halkının iradesini sunuyor. Diyor ki biz bundan sonra silahla mücadeleyle değil demokratik siyasetle mücadelemizi sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

Çözüm sürecinin aynı zamanda bir zorunluluk olduğunu söyleyen Sabahat Tuncel; şunları söyledi: “Süreç Türkiye açısından da bir zorunluluk. Dolayısıyla Türkiye ya kendi sorununu çözecek ya da kendisi çözülecek. Bu kadar net, Kürtler devrim yapıyor. Türkiye’de Kürtler silah, özgürlük, eşitlik, dilini, kültürünü, kimliğini istiyor. Bakın 3 aşamalı bir süreç var. Birisi Sayın Öcalan çağrı yaptı, PKK buna cevap verdi ateşkes ilan etti, şimdi PKK’nın sınır dışına çekilmesi meselesi tartışılıyor. Ama bu sorunun sadece küçük bir bölümü.

Asıl bölüm bundan sonraki aşamadır. Bundan sonraki aşama da anayasa sürecidir. Eğer gerçekten Türkiye’de demokratik özgürlükçe bir anayasa geliştirilmezse tekrardan başa dönebilir ve daha kötü şeyler yaşanabilir.”

Bdp ve Ak Partinin demokrasi anlayışı birbiriyle bağdaşmadığını belirten Tuncel; “Orada Başbakan konuşunca demokrasi oluyor. Her şeye o karar verir. Kadınların kaç çocuk doğuracağına bile karar veriyor. Dün televizyonda izledim bir ziyarete gitmiş ‘Hadi evlenin 3 ay sonra evlenin’. Yani bunlara bile karar veriyor. Kim evlenecek, kim ayrılacak, kim çocuk doğuracak, kaç çocuk doğuracak?’ Bu demokrasi oluyor yani AKP’nin demokrasisi Başbakan’ın 2 dudağı arasında. Bizim demokrasimiz öyle değil.” dedi.

Ajans23 / Arzu AKIN

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler