Türkiye Halkları ifadesinin kullanıldığı taslakta, "Devletin idari yapısı ademi merkezi sistem esasına göre düzenlenir. Devletin toprak bütünlüğüne dokunulamaz." ifadelerine yer veriliyor.
BDP’nin taslağında anayasanın başlangıcı, "Biz Türkiye Halkı, bütün bireylerin ve halkların, evrensel insan hak ve özgürlüklerine sahip olduğu inancını taşıyoruz. Irk, dil, din, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, etnik köken ve benzeri hiçbir ayrım yapmaksızın herkesin eşit olduğunu kabul ediyoruz. Türkiye’ de yaşayan tüm farklı kimlikler, kültürler, diller ve inançlar bu anayasanın güvencesi altındadır. Farklılıklarımızı, toplumsal bütünlüğümüzün harcı olarak görüyoruz. Bütün eylemlerinde adaleti gözetmesini ve her durumda insanların hak ve özgürlüklerini güvence altına almasını devletin temel görevi sayıyoruz. Ebedi barış idealini taşıyan bireyler ve topluluklar olarak meşru müdafaa halleri dışında savaşı ve başka halkların özgürlüğüne karşı güç kullanmayı reddediyoruz. İnsan onurunu, hukukun üstünlüğünü, özgürlüğü ve eşitliği esas alan, doğanın dengesini koruyarak doğayla uyumlu bir birlikteliği gözeten ve herkesin mutlu bir şekilde yaşamasını hedefleyen demokratik bir düzen kurmayı hedefliyoruz. Bu anayasayı da bu değerlere bağlılığımızın ve birlikte yaşama irademizin bir beratı olarak kabul ve teyit ediyoruz." şeklide kaleme alınıyor.
'Demokratik Devlet Düzeninin Esasları' bölümünde 'Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Nitelikleri' başlığı altında, "Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Devlet; ideolojilere, dinlere, inançlara ve yaşam tarzlarına ilişkin çoğulculuğu tanır ve toplumun çoğulcu yapısı karşısında tarafsız kalır. Hiçbir ideoloji, din, inanç ve yaşam tarzı devlet tarafından himaye edilemez veya vesayet altına alınamaz. Devletin idari yapısı ademi merkezi sistem esasına göre düzenlenir. Devletin toprak bütünlüğüne dokunulamaz." deniliyor.
Devletin bayrağının, şeklinin yasada belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayrak; Milli Marşının İstiklal Marşı; Başkenti’nin Ankara olduğu kaydediliyor.
"DEVLETİN RESMİ DİLİ TÜRKÇEDİR. TÜRKİYE HALKININ KULLANDIĞI DİĞER ANA DİLLER BÖLGE MECLİSLERİNİN KARARI İLE İKİNCİ RESMİ DİL OLARAK KULLANILABİLİR"
'Devletin Resmi Dili' başlığı altında ise "Devletin resmi dili, Türkçedir. Tüm vatandaşların resmi dili öğrenme görevi ve hakkı vardır. Türkiye halkının kullandığı diğer ana diller bölge meclislerinin kararıyla ikinci resmi dil olarak kullanılabilir. Herkes, özel yaşamında ve kamusal makamlarla olan ilişkilerinde resmi dilin yanı sıra kendi anadilini kullanma hakkına sahiptir. Devlet, ülkenin ortak kültürel mirasını oluşturan bütün dillere saygı duymak, dilleri korumak, dillerin kullanılmasını ve gelişmesini sağlamakla yükümlüdür." ifadelerine yer veriliyor.
'İktidarın Kaynağı' başlığı altında da Türkiye halkı, iktidarın yegane kaynağıdır. Halk, iktidarını, esasları kanunlarla gösterilmiş olan seçimler, halk oylaması ve halk inisiyatifi aracılığıyla ve Anayasanın koyduğu esaslar dahilinde yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ve bölge meclislerine aittir. Yürütme görevi, anayasa ve kanunlar çerçevesinde, ademi merkezi yönetim esaslarına uygun olarak Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve bölge başkanlıkları tarafından yerine getirilir. Yargı görevi, anayasa ve kanunlar çerçevesinde, bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır ve yerine getirilir. Uluslararası ve uluslar üstü kuruluşlara üyelikten kaynaklanan sınırlamalar saklıdır." deniliyor.
(CİHAN)